Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/157 E. 2019/463 K. 14.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/157
KARAR NO : 2019/463
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/07/2017
NUMARASI : 2017/3135 Esas – 2017/3135 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Destekten Yoksun Kalma)
KARAR TARİHİ: 14/11/2019
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili Sigorta Tahkim Komisyonuna başvurusunda; 16/07/2014 tarihinde meydana gelen çift taraflı trafik kazası neticesinde, davalı şirkete ZMSS ile sigortalı … plakalı aracın karıştığı trafik kazası sonucu diğer araçta sürücü konumunda olan … ile yolcu konumunda olan … vefat ettiklerini, geriye hayatta kalan çocukları … vesayet altında olup ömür boyu ölenlerin desteğine muhtaç olduğunu, sigortalıya teminat limitleri dahilinde ödeme yapılması için başvurulduğu halde 8 günlük yasal sürede gerekli sonuç alınmadığını, sigorta şirketinin eksik ödeme ile … yönünden 14.173,00 TL diğer müteveffa … yönünden 31.399,00 TL olmak üzere toplamda 45.572,00 TL’lik ödeme yaptığını, ancak bu ödemenin zararın tamamını tazmin etmediğini, yapılacak hesaplama sonrasında tazminatın daha fazla olacağının ortaya çıkacağını, yapılacak destek tazminatı hesaplamasında aynı kazada vefat eden diğer eşe pay ayrılmaksızın hesaplama yapılması gerektiğini, davalının temerrüt tarihinin eksik ödeme yapılan tarih olduğunu beyanla, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 40.500,00 TL destekten yoksun kalma tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; sigortalı aracın % 25 kusurlu olduğunu, yapılan hesaplama sonucunda kusur indirimi yapılarak … vefatı sebebiyle 31.399,00 TL, … vefatı sebebiyle 14.173,00 TL tazminatın müracaat edene 16/06/2016 tarihinde ödemiş olmakla sorumluluğunu yerine getirdiğini, talebin reddi gerektiğini, başvuru sahibinin tazminattan % 20’sini hasar yönetimi şirketine devrettiğini, bu kısım itibarıyla da başvurunun reddine karar verilmesi gerektiğini belirtmiştir. 09/03/2017 tarihli Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararında; 16/07/2014 tarihinde meydana gelen trafik kazasının oluşumunda sürücü müteveffa … kusuruna göre % 75 oranında sorumlu olmasına rağmen sigorta şirketinin Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta poliçesi kapsamında sorumluluğunun bulunduğunu, % 25 kusur oranına ve PMF-1931 tablosuna göre hesaplanan ve daha önce ödenen tazminatların güncellenmiş değeri hesaplanarak yapılan bilirkişi hesaplaması neticesinde başvuran … için anne ve babasının desteğinden yoksun kalma ek tazminatının 9.279,00 TL olarak hesaplandığı gerekçesiyle ve sigortacının eksik ödeme tarihi olan 16/06/2016 tarihinde tazminat ödemiş olduğu kabul edilerek bu tarihte temerrüde düştüğü tespit olunarak bu tarihten itibaren avans faizi ile başvurana ödenmesine karar verilmiş, bu karara karşı taraf vekilleri itiraz hakem heyetine itirazda bulunmuşlardır. İtiraz Hakem Heyetince her iki tarafın itirazlarının reddine karar vermiş, davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davacı/başvuran vekili istinaf dilekçesinde; kararın hem asıl alacak hem de vekalet ücreti bakımından hatalı olduğunu, aynı kazada vefat eden anne ve babanın destek tazminatlarının hesaplamasında vefat etmiş olan diğer eşe pay ayrılmadan hesaplama yapılması gerektiğini ve müvekkili lehine vekalet ücretlerinin her bir müteveffa için ayrı ayrı hükmedilmesi gerektiğini beyan ederek kararın kaldırılmasını istemiştir.Dava, ölümlü trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: 16/07/2014 tarihinde meydana gelen çift taraflı trafik kazasında, davalı sigorta şirketine ZMSS ile sigortalı … plakalı araç ile vefat eden … sürücü olduğu … plakalı aracın çarpıştığı, ölenlerden geriye bakıma muhtaç çocuklarının kalmış olduğu dosya kapsamı ile sabittir. Uyuşmazlık Hakem Heyetince, başvuranın destekten yoksun kalma tazminat talebi kabul edilmiş, ancak hükme esas alınan bilirkişi raporunda aynı anda ölen eşlere destek payı ayrıldığı ve istinaf incelemisinde kontrol edilen nüfus kaydına göre muris … kaza tarihinde hayatta olan anne ve babasına pay ayrılmadığı anlaşılmıştır. Oysaki ölenin gelirinin tamamının, yardım görenlere tahsis olunmuş varsayılamayacağı gibi ölenin gelirinden bir bölümünü kendisine ayıracağı, bu tahsisten vazgeçilemeyeceği ve bu suretle yardımın (payların) geliri yutmaması ilkesi dikkate alınmalıdır. Ayrıca ölenin kendi geçim masraflarından artan miktarın tamamının (hiçbir tasarruf düşüncesine yer bırakmadan) destek görenlere dağıtıldığı da kabul olunamaz. Öte yandan, destek görecek kimselere ayrılacak miktar da, bunların ihtiyaçlarının toplamı kadar olmalıdır. Bunun dışında destekten yoksun kalanlardan bir kısmının davacı olup diğer kısmının davacı olmadığı durumda, talepte bulunmayan destek görenlerin paylarının da hesaplamada gözönünde tutulması gerekmektedir. Ancak destek almaktan vefat, evlilik ya da destek alma ihtiyacının sona ermesi gibi nedenlerle çıkan kişinin payı diğer destek alanlara aktarılarak hesaplama yapılması gerekmektedir. Somut olayda, davacı aynı kazada vefat etmiş olan anne ve babası yönünden ayrı ayrı destekten yoksun kalma tazminatı talep etmiş, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda aynı kazada vefat eden davacının anne ve babası bakımından destek tazminatı hesaplamasında her bir müteveffanın sağlayacağı yardımın miktarı, kazada vefat eden eşe de pay ayrılmak suretiyle davacıya desteklik payı ayrılmış ise de, anne ya da babanın destek tazminatı hesabı yapılırken aynı kazada vefat etmiş eş için de pay ayrılması yukarıda yapılan açıklamalar dikkate alındığında, doğru bir hesap tarzı olmayıp desteklik tazminatı hesabında vefat etmiş kişi destek alacak kişiler arasından çıkartılıp (somut olayda vefat eden diğer eş gibi) bu kişiye ayrılması gereken desteklik payı destek tazminatı alabilecek diğer kişiler arasında dağıtılarak hesaplama yapılması gerekirken, yazılı olduğu şekilde hatalı hesaplama yöntemine göre belirlenen bilirkişi raporunun hükme esas alınması doğru olmamış, bu yönden istinaf taleplerinin kabulü gerekmiştir. Kabule göre de, davacı vekilinin davalıya karşı birden fazla isteminin aynı dava dilekçesinde ileri sürerek istemiş olması sebebiyle her bir destekten yoksun kalma talebi yönünden ayrı ayrı vekalet ücreti hükmedilmesi gerekirken tek vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiştir. Belirtilen nedenlerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İtiraz Hakem Heyeti kararının kaldırılarak dosyanın açıklanan şekilde hesaplama yapılarak hüküm kurulmak üzere Sigorta Tahkim Komisyonuna iadesi için mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; yukarıda esas ve karar numarası yazılı İtiraz Hakem Heyeti kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddeleri uyarınca KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın yeniden değerlendirme yapılıp karar verilmesi için Sigorta Tahkim Komisyonuna iade edilmek üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3-6728 sayılı Yasa’nın 36. maddesi ile değişik 492 sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı 1 sayılı Tarifenin A) Mahkeme Harçları başlıklı bölümünün III- Karar ve ilam harcı başlıklı alt bölümünün birinci fıkrasının (a) bendi gereğince harç alınmasına yer olmadığına,4-Peşin alınan karar harcının İlk Derece Mahkemesince istinaf talep edene iadesine,5-İstinaf başvurusu için davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin, Sigorta Tahkim Komisyonunca verilecek nihai kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına,7- İstinaf yargılama giderleri için yatırılan gider avansından artan kısmın iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 14/11/2019