Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/156 E. 2019/584 K. 28.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/156
KARAR NO: 2019/584
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/04/2017
NUMARASI: 2016/474 Esas – 2017/381 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat (TTK’nın 1472.maddesi)
KARAR TARİHİ: 28/11/2019
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili nezdinde kasko sigorta poliçesi ile sigortalı bulunan ve … adına kayıtlı … plakalı çekici ve … plakalı araç ile davalı …’e ait … plakalı aracın, 07/06/2015 tarihinde çarpışması sonucu her iki araçta maddi hasar meydana geldiğini, meydana gelen kazada davalının maliki olduğu aracın %50 oranında kusurlu olduğunu, müvekkili tarafından sigortalı aracın hasarına istinaden 24/06/2015 tarihinde 92.300,00 TL tazminat ödendiğini, müvekkili Şirketin TTK’nın ilgili maddesi ve Sigorta Genel Şartları gereğince ödediği hasar tazminatı oranında sigortalının kanuni halefi olduğunu, sigortalının, zarara sebebiyet verenler aleyhine olabilecek her türlü haklarının müvekkili Şirkete geçtiğini, müvekkili Şirket tarafından ödenen tazminat miktarı üzerinden davalının %50 kusur oranına isabet eden 46.150,00 TL’lik miktarın davalı tarafından ödenmesi gerektiğini, karşı tarafın aracının ZMS sigortacısı olan … Sigorta A.Ş. tarafından sigorta teminat limiti dahilinde müvekkili şirkete 29.000,00 TL ödendiğini, 17.150,00 TL’nin ödenmediğini iddia ederek, fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulması kaydıyla 17.150,00 TL tazminatın ödeme tarihi olan 24/06/2015 tarihinden itibaren işleyecek kısa vadeli kredilere uygulanan en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin sahibi olduğu … plakalı araç ile davacı nezdinde sigortalı bulunan aracın 07/06/2015 tarihinde maddi hasarlı trafik kazasına karıştığını, kaza öncesinde müvekkilinin tüm tedbirleri aldığını, trafik kazası tutanağında müvekkilinin %50 kusurlu olduğunun yazıldığını ancak bunu kabul etmediklerini, müvekkilinin kusurunun bulunmadığını iddia ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “davanın reddine ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı yana izafe edilen %25 kusur oranının haksızlık olgusunu içermekle birlikte, olayın oluş şekline uygun olarak kusurun belirlenmediğini, bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olmadığını, raporun, alanında uzman bilirkişi eliyle hazırlanmadığını, gerekçeli kararda raporda hesaplanan 1.000,00 TL eksik ödeme yönünde kurulan hükmün başta Yerel Mahkeme Hakimi tarafından anlaşılamadığını ve Mahkemede oluşan kanaat ile hükmün birbiriyle çeliştiğini, Mahkemenin gerekçeli kararının açıklamasından da anlaşıldığı üzere kurulan hükmün haksız ve eksik olduğunu, Mahkemece tespit edilen kusur oranlarına dahi riayet edilmeyerek davanın tümden reddine karar verildiğini, kararın bu nedenle usul ve yasaya aykırı olduğunu belirtmiştir. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dava, TTK’nın 1472. Maddesi kapsamında trafik kazasından kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, davacı nezdinde ZMSS poliçesi ile sigortalı bulunan … plakalı araç ile davalıya ait … plakalı aracın maddi hasarlı kaza yapmaları sonucu davacı tarafça sigortalısına araç hasar tazminatı ödendiği, davacı tarafın TTK’nın 1472.maddesi kapsamında davalıdan, araç hasar tazminatı talebinde bulunduğu ve Mahkemece yukarıda da belirtildiği şekilde davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Oysa ki, 02/02/2017 tarihli bilirkişi raporunda, kazanın meydana gelmesinde davacı nezdinde sigortalı bulunan araç sürücüsünün %75, davalıya ait araç sürücüsünün %25 oranında kusurlu oldukları, bu kusur oranlarına göre davacının davalıdan talep edebileceği tazminat tutarının 1.000,00 TL olduğu mütalaa edilmiştir. Kusura ilişkin bilirkişi raporunun HMK’nın 279.maddesine uygun olarak düzenlendiği, dosyadaki bilgi ve belgeler ile örtüştüğü ve denetime elverişle olduğu değerlendirilmiştir. Bu durumda, kusur durumuna göre Mahkemece davanın kısmen kabulü ile, 1.000,00 TL tazminat tutarının ödeme tarihi olan 24/06/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmesi gerekirken, davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırılık teşkil etmektedir. Başka bir deyişle, davacı vekilinin bu yöndeki istinaf iddia ve itirazı yerindedir. Bu bağlamda; HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararı düzeltilerek aşağıda yazılı olduğu şekilde esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A- Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, Buna göre: 1-Davanın kısmen kabulü ile, 1.000,00 TL tazminat tutarının ödeme tarihi olan 24/06/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, 2-Davacı tarafından 904,50 TL yargılama giderinin kabul-ret oranına göre 52,49 TL ve 85,70 TL başvuru harcının davalıdan alanırak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, 3-Davacı tarafça yatırılan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine, 4-Alınması gereken 54,40 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 292,88 TL harcın mahsubu ile bakiye 238,48 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine, 5-Davacı yönünden; Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 1.000 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 6- Davalı yönünden; İlk Derece Mahkemesi kararında geçen vekalet ücreti miktarına yönelik istinaf bulunmadığından, davacının bu konuda kazanılmış hakkı gözetilerek 2.058,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN ; 1-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından iadesine, 2-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan 36,50 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama gideri ile 85,70 TL istinaf başvuru harcının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 3-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.28/11/2019