Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/1553 E. 2021/250 K. 24.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/1553
KARAR NO: 2021/250
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 31/01/2018
NUMARASI: 2016/377 (E) – 2018/83 (K)
DAVANIN KONUSU: Trafik kazasından kaynaklanan bedensel zarar tazminatı
KARAR TARİHİ: 24/02/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 02/11/2009 günü sürücüsü …’un yönetimindeki … plaka sayılı otomobilde yolcu olarak bulunan davacının adı geçen sürücünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi ile oluşan trafik kazası sonucu yaralandığını, müvekkiline 13.854,00 TL ödeyen davalı sigortalının verdiği miktarın müvekkilinin uğradığı zarara göre yetersiz olduğunu ileri sürerek, ibranamenin iptali ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla belirsiz alacak davası niteliğinde 3.000,00 TL tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; … plaka sayılı otomobilin müvekkili şirket tarafından Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (ZMSS) poliçesi ile sigortalandığını, trafik sigortasının zarar sigortası niteliği taşıması nedeniyle gerçek zararın tazmininin esas olduğunu, davanın dilekçesinde ileri sürdüğü talepleri kabul etmediklerini, manevi zararın teminat dışı olduğunu, gereken tedbirleri almaması nedeniyle yaralanan davacının müterafik kusuru bulunduğunu, müvekkilinin temerrüdünden bahsedilemeyeceğini, ticari faiz talep edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 111/2’inci maddesinde öngörülen iki yıllık hak düşürücü süre ile aynı Kanunun 109/1’inci maddesinde belirtilen zamanaşımınnı geçtiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince: Davacının araçta ücretsiz olarak taşındığı belirtilerek hatır taşımasının söz konusu olduğu gerekçesiyle “… Davanın kısmen kabulüne, 20.913,93 TL tazminatın 22/07/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, …” karar verilmiştir.Bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvuran davacı vekili dilekçesinde özetle; yapılan indirimin hakkaniyetli olmadığını, hatır indirimi yapılabilmesi için davalının bu yönde bir savunma getirmesi ve taşımanın hatır için olup olmadığı, tarafların yakınlığı, varsa hatır için taşımanın kimin arzusu ve ne amaçla yapıldığı gibi olayın özel şartlarının ortaya konulması gerektiğini, Borçlar Kanunu’nun (BK) 43 ve 44’üncü maddelerinden kaynaklanan hakkaniyet ve takdiri indirimler nedeniyle davanın kısmen kabul edilmesi halinde indiriminden dolayı reddedilen kısım yönünden davalı yararına vekalet ücretine takdir edilemeyeceğini ileri sürerek ilk derece mahkemesi hükmünün kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 355’inci maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dava, trafik kazasından kaynaklanan bedensel zarar tazminatı istemine ilişkindir.Herhangi bir çıkar karşılığı olmayan hatır taşıması nedeniyle 6098 sayılı TBK’nin 51’inci maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. Hakim tazminattan mutlaka indirim yapmak zorunda değilse de indirim yaptığı takdirde indirim oranını objektif ölçüler içinde takdir etmek zorundadır. Bu bakımdan hatır taşıma ilişkisinin değerlendirilmesinde taşıma ya da kullanmanın kimin çıkar ve yararına olduğunun saptanması önemlidir. Yarar ekonomik olabileceği gibi, ortak toplumsal değerleri de ilgilendirebilir. Ancak taşıma ve kullanmada işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin bir çıkarı veya yararının bulunması halinde hatır taşımasından söz edilemeyecektir. Yakın aile bireylerinde olduğu gibi maddi ve manevi menfaattin bulunduğu akrabalar arasındaki ücretsiz taşıma ahlaki bir ödev niteliğinde olduğundan, belirlenen tazminat miktarından hatır taşıması indirimi yapılamaz.Dava dosyasına getirtilen Yıldızeli Cumhuriyet Başsavcılığının 2009/1279 Soruşturma numaralı Kovuşturmaya yer olmadığına dair karar ile ekindeki soruşturma belgelerinin incelenmesinde; dava dışı sürücü …’un aynı zamanda teyzesi olan davacı … ile anne ve babası ile birlikte seyir halinde iken direksiyon hakimiyetini kaybederek yönetimindeki aracın şarampole sürüklendiğini beyan ettiği, böylece somut olayda yakın aile bireylerini taşıyan sürücünün maddi ve manevi menfaatinin bulunması nedeniyle hatır taşımasından söz edilemeyeceğinin anlaşılması karşısında, hesaplanan bedensel zarar tazminatından hatır taşıması nedeniyle indirim yapılması doğru kabul edilmemiştir.Kabul şekli bakımından da; TBK’nin 51 ve 52’nci maddelerinden kaynaklanan hakkaniyet ve takdiri indirimler nedeniyle davanın kısmen kabul edilmesi halinde indiriminden dolayı reddedilen kısım yönünden davalı yararına vekalet ücreti takdir edilemeyeceği göz önüne alınmaksızın, yazılı olduğu üzere, davalı yararına hatır taşıması nedeniyle yapılan indirimden dolayı reddedilen kısım için vekalet ücretine hükmedilmesi de doğru olmamıştır.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A- Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile Yukarıda esas ve karar numarası belirtilen ilk derece mahkemesi kararının, HMK’nin 353/1-b/2’nci maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere kaldırılmasına, Buna göre: 1-Davanın kabulü ile 26.142,41 TL tazminatın 22/07/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 1.785,79 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 109,20 TL karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 1.676,59 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınmasına, 3-Davacı tarafından sarf edilen, 138,40 TL harç (başvurma harcı, peşin harç ve ıslah harcı), 1.200,00 TL bilirkişi ücreti, 172,00 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 1.510,40 TL yargılama giderinin davalıdan tahsil edilerek, davacıya verilmesine, 4-Dairemizin karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1’inci maddesi uyarınca belirlenen 4.080,00 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,5-Taraflarca yatırılan gider avansından kalan kısmın, HMK’nin 333’üncü maddesi uyarınca iadesine,
B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN; 1-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar ve ilam harcının, istem halinde ilk derece mahkemesi tarafından iadesine, 2-İstinaf kanun yolu aşamasında davacı tarafından sarf edilen 98,10 TL istinaf kanun yolu başvuru harcı ile 88,35 TL posta gideri olmak üzere toplam 186,45 TL yargılama giderinin, davalıdan tahsil edilerek davacıya verilmesine, 3-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekâlet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nin 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 24/02/2021