Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/1531 E. 2020/4353 K. 10.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/1531
KARAR NO : 2020/4353
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/01/2018
NUMARASI : 2014/404 (E) – 2018/16 (K)
DAVANIN KONUSU: Tazminat
KARAR TARİHİ: 10/12/2020
Taraflar arasında görülen davada verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla; re’sen dikkate alınabilecek hususlar ayrık olmak üzere istinaf talep ve gerekçeleri ile tarafların ilk derece mahkemesinde ileri sürdükleri iddia ve savunmalar esas alınmak sureti ile dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 06/08/2011 tarihinde müvekkiline ait … plaka sayılı araç ile davalıların işleteni, sürücüsü ve trafik sigortacısı oldukları … plakalı aracın çarpması sonucu müvekkiline ait aracın hasara uğradığını, kaza tutanağında kazanın tamamen davalı sürücünün kusurundan kaynaklandığını, aracın ticari taksi olarak kullanıldığını, tamir süresi boyunca kardan yoksun kaldığını belirterek 8.000,00 TL kazanç ve değer kaybı tutarının davalılardan tahsiline karar verilmesi talebinde bulunmuştur. Davalı … şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıya ait … plakalı aracın hasarı için … nolu dosyadan 14.426,00 TL hasar tazminat bedeli ödendiğini, kazanç kaybının poliçe teminatı dışında olduğunu, 2.000,00 TL değer kaybının ve tek taraflı yaptırılan delil tespitinin kabul edilemeyeceğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.Diğer davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; kazanın meydana gelmesinde müvekkillerine atfedilecek herhangi bir kusurun olmadığını, düzenlenen tutanağı kabul etmediklerinini, kırmızı ışık ihlali yapılmadığını, talep edilen değer kaybının fahiş olduğunu, kazanç kaybını kabul etmediklerini belirterek davanın reddini talep etmişlerdir.İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde; değer kaybına ilişkin istemin kısmen kabulüyle 2.000,00 TL değer kaybının davalılardan tahsiline, faiz başlangıç tarihinin sigorta şirketi bakımından dava tarihi, diğer davalılar bakımından 26/08/2011 tarihi olarak belirlenmesine, sigorta şirketine yönelik kazanç kaybı isteminin feragat nedeniyle reddine, gerçek kişi davalılar yönünden kazanç kaybına yönelik istemin kabulüyle 5.400,00 TL tazminatın adı geçen davalılardan tahsiline, faiz başlangıç tarihinin her iki alacak bakımından 26/08/2011 tarihi olarak belirlenmesine karar verilmiştir.Karara karşı gerçek kişi davalılar vekili tarafından verilen istinaf dilekçesinde özetle; yıpranma ve değer kaybetme oranı çok yüksek olan ticari taksi plakalı araç için değer kaybı hesaplanmasının hakkaniyete aykırı olduğunu, değer kaybı tespit esaslarının dikkate alınmadığını, hükmü esas alınan kazanç kaybına ilişkin bilirkişi raporunun hatalı değerlendirmeler içerdiğini, raporda kazanç kaybının günlük 300,00 TL’den 18 gün üzerinden hesap edildiğini, olay tarihinde hiçbir taksinin günlük kazancının 300,00 TL olmasının mümkün olmadığını, Şoförler Esnaf Odasından bildirilen cevaba göre yapılan hesabın doğru olmadığının anlaşılmakta olduğunu, araç sürücüsünün ehliyetine el konulup konulmadığının kusur yönünden değerlendirilmesi gerektiğini, ilk alınan heyet raporu ile sonradan alınan rapor arasında çelişki giderilmeden karar verilmiş olmasının doğru olmadığını, davacı tanığının yanlı ve taraflı anlatımda bulunduğunu belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur.Dava trafik kazasından kaynaklanan hasar bedelinin tazmini istemine ilişkindir.Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere göre aksi ispat edilene kadar geçerli kaza tespit tutanağı ve kusur raporuna gre davalı araç sürücüsünün, karıştığı trafik kazasında kırmızı ışık ihlali yapmış olması nedeniyle tam kusurlu olduğu, kazanın trafik ışıklarının ihlali nedeniyle meydana gelmiş olmasından dolayı davacı araç sürücüsüne atfı kabil kusur bulunmadığı, delil tespit raporu ile 28/04/2014 tarihli rapor arasındaki çelişkinin giderildiği 05/07/2017 tarihli raporda, davacıya ait aracın olay günü 22.970 kilometrede ve 9 ay yaşında olduğu, kasko değerinin 45.000,00 TL olduğu, daha önce değer kaybına uğramadığı, sigorta şirketi tarafından 14.426,00 TL hasar tazminatı ödenen araçtaki değer kaybının 2.000,00 TL olarak hesaplandığı, kazanç kaybının günlük 300,00 TL olarak belirlendiği, kazanç kaybına ilişkin değerlendirmelerin gerekçeli olduğu, kazanç kaybı hesaplanırken giderlerin düşüldüğü, yine tamirat süresinin 18 gün olarak tespit edildiği, bu rapor ile delil tespit raporunun hemen hemen örtüştüğü, itibar edilmeyen bilirkişi raporunda ise hatalı olarak araç km’si 100bin km olarak alındığı, yine hatalı olarak şöför eliyle taksi işleten davacının taksi kiralayarak çalışma zorunluluğu varmışcasına kiralama geliri üzerinden hesaplama yapılması ve yine tamirde kaldığı süre belli iken afaki değerlendirmelerle tamirat süresinin 4 gün olarak belirlenmiş olduğu görülmektedir.Bu durumda yapılan yargılamaya, toplanan delillere, dosya içeriğine, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, taksi şöförünün ehliyetsiz olmasının kabahat teşkil ettiği ve kusur izafesinde bir önem arz etmemesine ve özellikle delil tespit raporu ile desteklenen 05/07/2017 tarihli bilirkişi raporu hükme esas alınmak suretiyle yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru olduğuna göre; yerinde olmayan istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/1. maddesi hükmü uyarınca davalılar vekilinin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken bakiye 379,11 TL istinaf karar harcının istinafa başvuran … ve …’den müteselsilen tahsil edilerek HAZİNEYE İRAD KAYDINA,3-İstinafa başvuran tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Artan gider ve delil avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,Dair, 6100 sayılı HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince her iki taraf yönünden KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oybirliğiyle karar verildi. 10/12/2020