Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/1526 E. 2020/4241 K. 26.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/1526
KARAR NO: 2020/4241
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/02/2018
NUMARASI: 2016/257 Esas – 2018/78 Karar
DAVANIN KONUSU: Maddi ve Manevi Tazminat (Trafik Kazasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 26/11/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davalı …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile … Mahallesi, Prof. … Caddesi üzerinde seyrederken, 228. sokağa dönüş yapmak istediği esnada, aynı cadde üzerinde karşı yönden gelen sürücü diğer davalı …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı motosiklete çarpması ve motosikletin devrilip sürüklenerek yaya kaldırımında yürümekte olan müvekkillerinin murisi …’e çarpması neticesinde, müvekkillerinin murislerinin, hayatı tehlike geçirecek şekilde yaralandığını ve hastanede yaklaşık 35 gün yaşam mücadelesi verdikten sonra 11/08/2015 tarihinde vefat ettiğini, kazaya karışan her iki aracın ZMSS sigortacısının davalı … Sigorta AŞ. olduğunu, her iki sürücü olan davalıların kazanın oluşumunda %100 kusurlu olduklarını, müteveffanın, olay öncesinde emekli inşaat mühendisi olduğunu, müteveffa …’in ölümü sonucu geriye mirasçıları olan eşi davacı … ile kızı davacı …’in kaldığını; murisin ölümü nedeniyle davacıların destekten yoksun kaldıklarını, maddi ve manevi zarara uğradıklarını iddia ederek, fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulması kaydıyla, davacı … için 15.000,00 TL, davacı … için 5.000,00 TL olmak üzere toplam 20.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte bütün davalılardan (Sigorta Şirketi’nin poliçe limiti ile sınırlı olması kaydıyla) müştereken ve müteselsilen tahsiline; her bir davacı için 40.000,00’er TL’den olmak üzere toplam 80.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … Sigorta AŞ. vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde bahsi geçin … plakalı aracın kaza tarihi itibariyle müvekkili nezdinde ZMSS poliçesiyle sigortalı bulunduğunu, müvekkilinin sorumluluğunun, poliçe limiti ve sigortalı araç sürücüsünün kusuruyla sınırlı olduğunu; … plakalı araç için düzenlenen 18/03/2015 başlangıç tarihli, … numaralı poliçenin ise 16/06/2015 tarihli satış neticesinde işleten değişikliği sebebiyle iptal edildiğini, ZMSS Genel Şartları C.4. maddesi gereğince dava konusu kazanın meydana geldiği tarih, 15 günlük koruma süresinin dışında kaldığından, müvekkili şirketin, … plakalı aracın kusuru sebebiyle sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, davacı tarafın, bu aracın poliçe teminatına istinaden açmış olduğu davanın reddine karar verilmesi gerektiğini; kusur ve zarar yönünden bilirkişi incelemesi yapılması gerektiğini, SGK tarafından rücuya tabi herhangi bir ödeme yapılıp yapılmadığının veya gelir bağlanıp bağlanmadığının sorulması gerektiğini, dava öncesinde müvekkili şirkete herhangi bir müracaat söz konusu olmadığından müvekkili şirketin temerrüdünden bahsedilemeyeceğini iddia ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar … ve …’a dava dilekçesi usulüne uygun tebliğ edilmesine rağmen davalılar cevap dilekçesi vermemişlerdir. Ancak davalı … vekili yargılama aşamasındaki yazılı beyanlarında özetle; olayın meydana gelmesinde müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, davacının ıslah talebinin zamanaşımına uğradığını, ıslah talebinin hukuka ve yasaya aykırı hesap bilirkişi raporu esas alınarak yapıldığını, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından rücuya tabi ödeme yapılıp yapılmadığı ya da gelir bağlanıp bağlanmadığının araştırılmadığını, Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen kusura ilişkin raporun, olayın tanıkları dinlenmeden, tüm delil ve belgeler toplanmadan, eksik inceleme sonucu tanzim edildiğini iddia ederek, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. İlk Derece Mahkemesince; “Davacı … yönünden; Maddi tazminat davasının reddine, manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile tarafların kusur durumu, olayın oluş şekli, yaşanan elem ve ızdırap, paranın alım gücü, tarafların sosyal ekonomik durumları hak ve nesafet gözetilerek takdiren davalı …’tan 7.000,00TL davalı …’dan 3.000,00TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsili ile davacı …’e ödenmesine, davacı … yönünden; maddi tazminat davasının kabulüne,Davacı … yönünden Maddi tazminat davasının kabulüne, davalı …’dan 41.577,00-TL tazminatın 15,000,00TL’si kaza tarihinden bakiyesi ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacı …’ya ödenmesine davalı …’dan 17.819,00TL tazminatın 15,000,00TL sı kaza tarihinden bakiyesi ıslah tarihindene itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacı …’ya ödenmesine, Tahsilde tekerrüre yer vermemek kaydı ile ) Davalı … Sigorta’nın her iki davalı aracın da sigortacısı olması sebebiyle; … plakalı araç nedeniyle 41.577,00TL tazminatın 15,000,00TL sı dava tarihinden bakiyesi ıslah tarihiniden itibaren işleyecek yasal faiziile birlikte alınarak davacı …’ya ödenmesine, … plakalı motosiklet nedeniyle 17.819,00TL tazminatın 15.000,00TL sı dava tarihinden bakiyesi ıslah tarihindene itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacı …’ya ödenmesine, diğer davalılarla kusurları oranında müşterek ve müteselsil olmak kaydı ile), Manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile tarafların kusur durumu, olayın oluş şekli, yaşanan elem ve ızdırap, paranın alım gücü, tarafların sosyal ekonomik durumları hak ve nesafet gözetilerek takdiren davalı …’tan 14.000,00 TL davalı …’dan 6.000,00TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsili ile davacı …’ya ödenmesine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacılar vekili, davalı … vekili ile davalı … Sigorta AŞ. vekili istinaf kanun yoluna başvurmuşlardır. Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kazanın meydana gelmesinde her iki araç sürücüsü davalıların %100 oranında kusurlu olduklarını, müvekkillerinin murisinin kusurunun bulunmadığını, davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarını, Mahkemece hükmedilen manevi tazminat miktarının, müteveffanın eşi ve kızı olan müvekkillerinin olay nedeniyle çektikleri acı ve elemi azaltmak bakımından çok yetersiz olduğunu, dava dilekçesinde makul miktarların talep edildiğini; davacı … yönünden destekten yoksun kalma tazminatı talebinin reddedilmesinin hatalı olduğunu, ayrıca manevi tazminat yönünden AAÜT gereğince davacılar lehine hükmedilmesi gereken vekalet ücretinin 3.600,00 TL olması gerekirken Mahkemece, 2.180,00 TL’ye hükmedilmesinin hatalı olduğunu; Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; hükme esas alınan kusur bilirkişi raporunun hatalı olduğunu, aynı şekilde kusur raporuna dayanılarak tanzim olunan hesap bilirkişi raporunun gerçeği yansıtmadığını, tazminat hesabında temel alınan esas kazanç hesabının hatalı yapıldığını, SGK tarafından rücuya tabi bir ödeme yapılıp yapılmadığı ya da gelir bağlanıp bağlanmadığı hususunun sorulmadığını, sigorta şirketine gereken müracaat yapılmadan tespit edilen tazminat miktarının hukuka ve yasaya aykırı olduğunu, bilirkişi raporunun zorunlu yasal kriterlere uygun olarak düzenlenmediğini, müvekkili hakkında hükmolunan maddi ve manevi tazminat miktarının fahiş olduğunu; Davalı … Sigorta AŞ. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; … plakalı aracın müvekkili şirket tarafından ZMSS sigortasının bulunmadığını, … plakalı araç için düzenlenen 18/03/2015 başlangıç tarihli, … numaralı poliçenin 16/06/2015 tarihli satış neticesinde işleten değişikliği nedeniyle iptal edildiğini, ZMSS Genel Şartları C.4. maddesi gereğince, dava konusu kazanın meydana geldiği tarih (07/07/2015), satışın gerçekleştiği 16/06/2015 tarihi, 15 günlük koruma süresinin dışında kaldığından müvekkili şirketin … plakalı aracın kusuru sebebiyle sorumlu tutulmasının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, bu nedenle … plakalı araç yönünden müvekkili Sigorta Şirketi aleyhine hükmedilen maddi tazminat kararının kaldırılması gerektiğini ileri sürerek kararın belirtilen sebeplerle kaldırılmasını istemişlerdir. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dava, TBK’nın 53/3. ve 56/2. maddeleri kapsamında ölümlü trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı ile manevi tazminat istemlerine ilişkindir. Dosya kapsamından, 07/07/2015 tarihinde, davalı …’ın sürücüsü olduğu … plakalı aracın, davalı …’ın sürücüsü olduğu … plakalı motosiklete çarpması nedeniyle motosikletin devrilip sürüklenerek yaya kaldırımında yürümekte olan davacıların mirasbırakanı (desteği) …’e çarpması sonucunda, …’in ağır şekilde yaralandığı, hastaneye kaldırıldığı ve 11/08/2015 tarihinde de vefat ettiği; her iki aracın ZMS sigortacısının davalı … Sigorta AŞ. olduğu, müteveffa …’in eşi ve kızı olan davacıların işbu davada destekten yoksun kalma tazminatı ile manevi tazminat talebinde bulundukları ve Mahkemece yapılan yargılama neticesinde, yukarıda belirtildiği şekilde karar verildiği anlaşılmıştır. A-)Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun değerlendirilmesi: Karara dayanak yapılan 30/10/2017 tarihli bilirkişi raporunda, kaza tarihi itibariyle 35 yaşında bir yetişkin olan davacı …’in destekten yoksun kalma nedeniyle maddi zararının mümkün olmadığı mütalaa edilmiştir. Bilirkişi raporu, dosya kapsamına, denetim ve hüküm kurmaya elverişli olduğu gibi, davacı tarafça da bilirkişi raporundaki mütalaanın aksi kanıtlanamamıştır. Bu nedenle, davacı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf itirazı yerinde değildir. Davacılar vekili dava dilekçesinde, maddi tazminatın tüm davalılardan, manevi tazminatın ise araçların sürücüleri olan davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Yine 07/11/2017 tarihli ıslah dilekçesinde de, destekten yoksun kalma tazminatının tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Bu durumda, Mahkemece TBK’nın 163/1. maddesi gereğince tazminatın müştereken ve müteselsilen tahsili yönünde hüküm kurulması gerekirken davalı sürücülerin, kusur oranlarına tekabül edecek şekilde hüküm kurulması doğru olmadığından, davacılar vekilinin bu yöne ilişkin istinaf itirazının kabulüne karar verilmiştir. Davacılar vekilinin manevi tazminat miktarlarına yönelik istinaf itirazına gelince: Kazanın meydana geliş şekli, müteveffanın kusursuz ve sürücü olan davalıların kusurlu olmaları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile TBK’nın 56/2. maddesinde düzenlenen manevi tazminat müessesesinin amacı ve hakkaniyet ilkesi bir bütün olarak değerlendirildiğinde; İlk Derece Mahkemesince, müteveffanın eşi davacı … için toplam 20.000,00 TL, kızı davacı … için toplam 10.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesinin, dosya kapsamına, manevi tazminat müessesesinin amacına ve hakkaniyet ilkesine uygun düşmediği kanaatine varılmıştır. Başka bir deyişle davacılar vekilinin bu yöne ilişkin istinaf itirazı yerinde görüldüğünden, manevi tazminat müessesesinin amacı ve hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak, takdiren davacı … için 40.000,00 TL ve davacı … için 40.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmiştir. B-)Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun değerlendirilmesi: Mahkemece karara dayanak yapılan Adli Tıp Kurumu İstanbul Trafik İhtisas Dairesinin 14/08/2014 tarihli raporunda; dava konusu kazanın meydana gelmesinde davalı sürücü …’ın %70, davalı sürücü …’ın %30 oranında kusurlu oldukları, müteveffa …’in kusursuz olduğu mütalaa edilmiştir. ATK kusur raporunun incelemesinde, raporun dosya kapsamı ve trafik kazası tespit tutanağı ile uyumlu olduğu anlaşılmıştır. Yine Mahkemece karara dayanak yapılan 30/10/2017 tarihli aktüerya raporunun HMK’nın 279. maddesinde aranılan koşullara uygun, Yargıtayın yerleşik uygulama ve ilkeleri dikkate alınarak düzenlendiği, hesaplama yönünden raporda herhangi bir hatanın bulunmadığı tespit edilmiştir. SGK’nın 02/08/2016 tarihli yazısına göre, davacılara, SGK tarafından rücuya tabi herhangi bir ödeme yapılmadığı tespit edilmiştir. Bu nedenle, davalı … vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmemiştir. C-)Davalı … Sigorta AŞ vekilinin istinaf başvurusunun değerlendirilmesi: Dosyadaki ZMSS poliçelerinin incelemesinde; kazaya karışan … plakalı motosikletin 18/03/2015 tanzim tarihli ve … numaralı ZMSS poliçesinin, motosikletin satışından dolayı, 01/07/2015 başlangıç tarihli ve 18/03/2016 bitiş tarihli olarak 23/06/2015 tarihinde yeniden düzenlendiği anlaşılmıştır. Bu durumda, kaza tarihi olan 07/07/2015 tarihinde … plakalı motosiklet geçerli bir poliçeyle davalı nezdinde sigortalı bulunduğundan, davalı … Sigorta AŞ’nin bu aracın kusuru yönünden de sorumlu tutulmasında isabetsizlik bulunmadığından, davalı vekilinin istinaf itirazı reddedilmiştir. Yukarıdaki tespitler ve açıklamalar çerçevesinde; davalı … vekili ile davalı … Sigorta AŞ. vekilinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ayrı ayrı esastan reddine; davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesi kararının manevi tazminat miktarları ve davalıların sorumluluklarının müştereken ve müteselsilen şeklinde olması yönünden düzeltilerek, esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A-)Davalı … vekili ile davalı … Sigorta AŞ vekilinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ayrı ayrı esastan reddine, B-)Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesi kararının düzeltilerek esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına, Buna göre: 1-)Davacı …’in maddi tazminat davasının kabulü ile, 59.396,73 TL destekten yoksun kalma tazminatının, davalılar … ve … yönünden kaza tarihi olan 07/07/2015 tarihinden, davalı … Sigorta AŞ. yönünden dava tarihi olan 08/01/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, 2-)Davacı …’in destekten yoksun kalma tazminatı davasının reddine, 3-)Davacı …’in manevi tazminat davasının kabulü ile, 40.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 07/07/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile bu davacıya verilmesine, 4-)Davacı …’in manevi tazminat davasının kabulü ile, 40.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 07/07/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı …’e verilmesine, 5-)Davacı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, kabul edilen maddi tazminat miktarı üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 8.521,57 nispi vekalet ücretinin, davalılar …, … ve … Sigorta AŞ.’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı …’e verilmesine, 6-)Davacı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, kabul edilen manevi miktarı üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 6.000,00 nispi vekalet ücretinin, davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı …’e verilmesine, 7-)Davacı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, kabul edilen manevi miktarı üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 6.000,00 nispi vekalet ücretinin davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı …’e verilmesine, 8-)Davalılar … ile … Sigorta AŞ kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden, davacı …’in reddedilen destekten yoksun kalma tazminatı yönünden AAÜT gereğince (İlk Derece Mahkemesi kararının bu yönüyle kesinleştiği dikkate alınarak) 2.180,00 TL maktu vekalet ücretinin davacı …’den tahsili ile davalılar … ile … Sigorta AŞ.’ye verilmesine, 9-)Davacı tarafından yatırılan 29,20 TL başvuru harcı, 341,55TL peşin harç ve 151,00TL ıslah harcı olmak üzere toplam 521,75 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, 10-)Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 9.522,19 TL harçtan, peşin alınan 521,75 TL harcın mahsubu ile bakiye 9.000,44 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen (davalı … Sigorta AŞ.’nin 4.057,39 TL’den müteselsil sorumlu olması kaydıyla) tahsili ile Hazineye irat kaydına, 11-)Davacılar tarafından yapılan 2.197,77 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, 12-)Sarf edilmeyen gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
C-)İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN: 1-)Davacılar tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından davacılara iadesine, 2-)Maddi tazminat hükmünün istinafı bakımından Harçlar Kanunu uyarınca (istinaf edilen hükümdeki değerler üzerinden hesaplanan) alınması gereken 4.057,39 TL karar ve ilam harcından peşin alınan (davalı …’tan maddi tazminat için 710,03 TL+davalı … Sigorta’dan 1.555,90 TL olmak üzere) 2.265,93 TL’nin mahsubu ile bakiye 1.791,46 TL karar ve ilam harcının davalılar … ve … Sigorta AŞ.’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye irat kaydına, 3-)Manevi tazminat hükmünün istinafı bakımından Harçlar Kanunu uyarınca (istinaf edilen hükümdeki değerler üzerinden hesaplanan) davalı …’tan alınması gereken 1.434,51 TL karar ve ilam harcından, bu davalıdan peşin alınan 809,97 TL’nin mahsubu ile bakiye 624,54 TL karar ve ilam harcının davalı …’tan tahsili ile Hazineye irat kaydına, 4-)İstinaf aşamasında davacılar tarafından yapılan 148,35 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama gideri ile 98,10 TL istinaf başvuru harcının davalılar … ve … Sigorta AŞ.’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, 5-)İstinaf aşamasında davalı … Sigorta AŞ. ve davalı … tarafından tarafından yapılan yargılama giderlerinin adı geçenler üzerinde bırakılmasına, 6-)İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 7-)İstinaf için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.26/11/2020