Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/1483 E. 2020/4273 K. 01.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/1483
KARAR NO: 2020/4273
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/11/2017
NUMARASI: 2014/656 Esas – 2017/1015 Karar
DAVANIN KONUSU: Trafik kazasından kaynaklanan bedensel zarar tazminatı ve manevi tazminat
KARAR TARİHİ: 01/12/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 7.7.2012 tarihinde saat 06:30 sularında davalı sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı kamyonet ile Bayrampaşa halinde park halinde bulunduğu yerden çıkarken müvekkili …’na 3 defa çarparak park halinde bulunan aracın sol tarafına sıkıştırdığını, kazadan araç sürücüsü …, araç maliki … Limited Şirketi ile zorunlu mali sorumluluk sigortacısı … Sigorta AŞ’nin müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarını belirterek belirterek belirsiz alacak davası niteliğinde fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla iyileşme sürecinde yapılan muayene, tedavi yerlerine gidiş geliş, bakıcı masrafları refakatçi ve özel beslenme giderleri gibi masraflar için şimdilik 1000 TL, geçici iş göremezlik için şimdilik 1000 TL, sürekli iş göremezlik için şimdilik 3000 TL olmak üzere toplam 5000 TL maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, 30 bin TL manevi tazminatın davalılar … ile … Limited Şirketinden müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili 20.9.2017 tarihinde Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden sunduğu dilekçeyle, talep ettiği maddi tazminat tutarını 11.846,18 TL’ye yükselterek ıslah etmiştir. Davalı … AŞ vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin trafik poliçesinden kaynaklanan sorumluluğununun azami teminat limiti dahilinde, gerçek zarar ve sigortalı araç sürücüsünün kusur oranıyla sınırlı olduğunu, davaya konu kaza tarihinde araç malikinin … Limited Şirketi’nden farklı bir kişi ya da kurum olması halinde trafik sigorta poliçesi geçerli olmadığından davanın husumetten reddi gerektiğini, davaya konu kazanın Bayrampaşa Hali önünde gerçekleştiğini, karayolunda meydana gelmeyen olayın poliçesi kapsamında olmadığından davanın reddini talep ettiklerini, davacının iş gücü kaybının tespiti için Adli Tıp Kurumu 3’üncü İhtisas Dairesine sevki gerektiğini, davacıya Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından yapılan ödemelerin tazminattan mahsubunu talep ettiklerini, davadaki tüm tedavi ve bakıcı giderleri ve yol masrafları taleplerinin 6111 sayılı Kanunun 98 ve geçici 1 inci maddeleri gereğince trafik sigorta poliçesi teminatın kapsamı dışında olduğunu, geçici iş göremezlik tazminatı taleplerinin trafik sigorta poliçesi teminatı kapsamında olmadığından reddi gerektiğini, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun (KTK) 99’uncu maddesi gereğince zarar görenlerin olayla ilgili tüm belgeleri ekleyerek başvuruda bulunması zorunlu olduğunu, ayda 5000 TL civarında kazanç elde ettiğini belirten davacının iddiasının dayanaksız olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı … Limited Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; sürücü de herhangi bir kusur bulunmamakla birlikte aksi yönde bir tespit de bulunulsa dahi kusurdan müvekkili şirketin sorumlu tutulmasının kabul edilemeyeceğini, müvekkili şirket yetkililerinin kazadan hemen sonra davacıyı hastanede ziyaret ettiğini, diğer davalı … AŞ’nin olayın karayolu veya karayolu sayılan yerlerden birinde gerçekleşmediğine ilişkin beyanının maddi dayanağının bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi “… 1-Davanın kısmen kabul, kısmen reddine, 6.765,58-TL geçiçi iş görmezlik bedeli ile 1.755,60-TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 8.521,18-TL’nin, davalı … Sigorta A.Ş yönünden 15/11/2013 tarihinden itibaren, diğer davalılar … Ltd. Şti. ile … yönünden ise 07/07/2012 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte bu davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, 2- 5.000,00-TL manevi tazminatın 07/07/2012 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılar … Ltd. Şti. ile …’tan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, 3-Fazlaya ilişkin taleplerin Reddine, …” karar vermiştir. Bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvuran davalı … Limited Şirketi vekili dilekçesinde özetle; dosyadaki kusur raporu ile Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen raporlara karşı itirazlarının değerlendirilmediğini, davacının 9 aylık tedavi süresinde çalışıp çalışmadığının Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan sorulmasını talep etmelerine rağmen bu konunun araştırılmadığını, bakıcı tutup tutmadığı, kendisinin bakıcı masrafı külfetinde olup olmadığı tesbit edilmemiş olan davacı lehine hüküm kurulamayacağını, müvekkili şirkete ait araçla meydana gelen kazada müvekkili şirketin sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, araç sürücüsünün beyanlarının ceza dava dosyasındaki olay yeri inceleme keşif işlemleri sırasında değerlendirilip çizimlerde aracın belirtilmesine rağmen rapor düzenlenirken gözardı edildiğini, maddi tazminata ilişkin sigorta şirketinin sorumluluğunun bulunmasına rağmen müvekkili şirket hakkında hüküm kurulmasının yerinde olmadığını belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı … vekili başvuru dilekçesinde özetle; ek bilirkişi raporunda sürekli iş göremezlik durumunun olmadığının belirlendiğini, dosyadaki kusur raporu ile Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen raporlara karşı itirazlarının değerlendirilmediğini, davacının 9 aylık tedavi süresinde çalışıp çalışmadığının Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan sorulmasını talep etmelerine rağmen bu konunun araştırılmadığını, bakıcı tutup tutmadığı, kendisinin bakıcı masrafı külfetinde olup olmadığı tesbit edilmemiş olan davacı lehine hüküm kurulamayacağını, müvekkilinin şirkete ait araçla Bayrampaşa Halindeki … numaralı yerden ürünleri aldıktan sonra aynadan gerekli kontrolleri yaparak çıkmaya çalışırken aracın önünden geçmekte olan davacı şahsa o esnada ters yönden gelen plakasını alamadığı başka bir aracın çarparak davacıyı iki araç arasına sıkıştırdığını beyan ettiğini, bu beyanının ceza dava dosyasındaki olay yeri inceleme işlemleri sırasında değerlendirildiğini çizimlerde aracın belirtildiğini ancak rapor düzenlenirken bu hususun göz ardı edildiğini, maddi tazminata ilişkin sigorta şirketinin sorumluluğunun bulunmasına rağmen davacı hakkında hüküm kurulmasının yerinde olmadığını, belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 355’inci maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dava, trafik kazasından kaynaklanan bedensel zarar tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen 9.12.2016 tarihli raporda; ceza davasına ilişkin İstanbul 16’ncı Sulh Ceza Mahkemesi’nin 2012/ 563 (E) sayılı dava dosyası için hazırlanmış bilirkişi raporu ile İstanbul 72’nci Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/151 (E) sayılı dava dava dosyası ve soruşturma evresinde düzenlenen olay yeri basit krokisi değerlendirilmek suretiyle, olay mahalinde park halinde bulunan kamyonun çalıştırdığı sırada aracının hareket alanına ilişkin gerekli yeterli kontrolleri yapması gerektiği hususunu dikkate almayan, gerisini kontrol etmek suretiyle çalıştırdığı aracıyla öne hareket ettiği sırada, aracın önünden geçmekte olan yayaya çarpan davalı sürücü …’ın, asli kusurlu, olay yerinde yaya olarak karşıdan karşıya geşmekte olan davacı …’ nun ise kusursuz olduğu bildirilmiştir. Mahkemenin hükmüne esas aldığı Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi raporunda, olayın oluşu ile davalı sürücü …’ın yönetimindeki aracın ve davacının kaza sırasındaki konumları irdelenerek, davacının yaralanmasıyla sonuçlanan kazada, davalı araç sürücüsü …’ın olayın meydana gelmesindeki kusur durumu ve nedensellik bağını ortaya koyacak nitelikte ve dosya içeriğine uygun biçimde usul ve yasaya uygun olarak tesbit etmiştir. Bu itibarla Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin kusur durumuna ilişkin görüşünde isabetsizlik bulunmamaktadır. Aktüerya konusunda uzmanlığı bulunan bilirkişi ile ortopedi ve travmatoloji uzmanı bilirkişiden oluşturulan bilirkişiler tarafından, davacının yaralanmasına ilişkin belgeler ve yaralanmasının niteliği de değerlendirilerek düzenlenen raporda; ortopedi kliniği tarafından sol uyluk kemiğindeki parçalı kırık nedeniyle kanal içi çivileme yöntemiyle tespit ameliyatları yapılan davacının, uyluk ameliyatı sonrası kaynama sürecine göre 8 haftaya kadar çift koltuk değneği ile mobilize olması gerektiği, bu süre zarfında bağımsız hareket etmesi ve gereksinimlerini bireysel olarak karşılaması olağan dışı olduğundan bakıcı ihtiyacının mevcut olduğu belirtilerek, 8 haftalık (56 gün) süre için bakıcı gideri zararı hesaplanmıştır. Bilirkişiler tarafından düzenlenen rapor içeriğindeki tesbitler karşısında, davalılar … Limited Şirketi ile …’ın bakıcı giderinden sorumlu tutulmaları usul ve kanuna uygundur. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 85’inci maddesinin, 1’inci maddesi karşısında, araç maliki olması nedeniyle işleten sıfatını taşıyan davalı … Limited Şirketi’nin, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 49’uncu maddesi uyarınca kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille davacının yaralanmasına neden olan davalı … ve istinaf kanun yolu başvurusunda bulunmayan aracın Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortacısı (ZMSS) davalı … AŞ ile birlikte doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmasında isabetsizlik bulunmadığı gibi ödenmesine hükmolunan maddi tazminata ilişkin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından ödeme yapılması istinaf başvurusunda bulunan davalıların sorumluluklarını da ortadan kaldırmayacaktır. Davacı ve davalılar … Limited Şirketi ile …’ın dosya kapsamından anlaşılan sosyal ve ekonomik durumları, olayın meydana geliş biçimi, davalının kusurunun ağırlığı ve olayın meydana geldiği tarihe göre, idaresindeki araçla tam kusurlu biçimde çarptığı davacının 9 ayda iyileşebilecek biçimde yaralanmasına neden olan davalı … ile müştereken ve müteselsilen sorumlu olan diğer davalı … Limited Şirketi aleyhine hükmolunan manevi tazminatın miktarında isabetsizlik bulunmadığından, davalılar … ve … Limited Şirketi vekillerinin dilekçelerinde ileri sürdükleri istinaf sebepleri yerinde görülememiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalı … Limited Şirketi vekili ve davalı … vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı ilk derece mahkemesinin kararına yönelik istinaf başvurularının HMK’nin 353/1-b/1’inci maddesi uyarınca ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanununa göre alınması gereken 923,63 TL istinaf karar ve ilam harcından peşin alınan 411,80 TL harcın mahsubu ile bakiye 511,83 TL harcın davalılar … Limited Şirketi ile …’tan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek Hazineye verilmesine, 3-Davalıların istinaf başvurusu nedeniyle sarf ettikleri yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekâlet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf yargılama giderleri için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nin 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.01/12/2020