Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/1476 E. 2020/4198 K. 19.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/1476
KARAR NO: 2020/4198
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/11/2017
NUMARASI: 2015/71 Esas – 2017/940 Karar
DAVANIN KONUSU: Araç Hasar Tazminatı (Kasko Poliçesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 19/11/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline ait … plakalı 2011 model … marka aracın davalı nezdinde ZMSS ve genişletilmiş özel otomobil kasko sigortası ile sigortalı bulunduğunu, söz konusu sigorta sözleşmelerinin 02/09/2013-02/09/2014 tarihleri arasındaki 1 yıllık dönemi kapsadığını, müvekkiline ait … plakalı aracın, …’in sevk ve idaresinde iken, 28/12/2013 tarihi saat 01:30 sıralarında İstanbul Sultanbeyli E-80 karayolu üzerinde seyir halindeki … plakalı araç ile çarpıştığını ve meydana gelen trafik kazası neticesinde müvekkiline ait araçta maddi hasar oluştuğunu, kaza sonrasında, müvekkili şirkete ait araç sürücüsünün yokluğunda maddi hasarlı trafik kazası tespit tutanağının tutulduğunu, araç sürücüsü …’in kaza esnasında başını çarptığını ve çarpmanın etkisi ile başında meydana gelen ağrı nedeniyle olay mahallinde bekleyemediğini, yoldan geçen bir taksiye binerek Dr. Lütfi Kırdar Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesine giderek gerekli kontrollerini yaptırdığını, genel adli muayene ve alkol raporu aldığını, 08/01/2014 tarihinde alınan ön ekspertiz raporu ile birlikte genişletilmiş özel otomobil kasko sigortası kapsamında zararın karşılanması için davalı … Sigorta AŞ.’ye başvuru yapıldığını ancak ödeme yapılmayacağının müvekkiline bildirildiğini, davalı … Sigorta AŞ.’nin, kasko sözleşmesinin kendisine yüklediği yükümlülüklerini yerine getirmediğini iddia ederek, fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulması kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL hasar tazminatının kaza tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı şirketin maliki bulunduğu … plakalı aracın, kaza tarihi itibariyle müvekkili nezdinde genişletilmiş özel otomobil kasko sigorta poliçesiyle sigortalı bulunduğunu, davacı şirkete ait aracın sürücüsünün, 28/12/2013 tarihinde Sultanbeyli civarında, … plakalı araca arkadan çarparak kaza yaptığını ve sonrasında kaza mahallinden kaçtığını, kaza tespit tutanağında, sürücünün tespit edilemediğinin açıkça belirtildiğini; dava dilekçesinde, araç sürücüsünün … olduğu ve kaza sonrasında bir taksiye binerek hastaneye gittiğinin belirtildiğini, kaza tespit tutanağında, kazanın meydana geldiği saatin 01:30 olarak gösterildiğini, hastane raporları incelendiğinde, olay yerinden kaçan sigortalı araç sürücünün, hastaneye gidiş saatinin, evraklarda 04:24 ve 04:27 olarak göründüğünü, davacı şirketin aracını kullanan sürücünün, en yakın hastaneye yaklaşık 3 saat sonra gitmesinin hayatın olağan akışına ters olduğunu, bu şüpheli durum sebebiyle müvekkili şirket tarafından davacıya ödeme yapılmadığını, Kasko Sigortası Genel Şartları A.5.10. maddesinde bu hususun teminat dışı sayıldığını, müvekkili kaza tarihinde temerrüde düşmediğinden, kaza tarihinden itibaren faiz istenilemeyeceğini iddia ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesi, “Davacının davasının kabulüne, 163.500,00 TL tazminatın 11/03/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline,” karar vermiştir. Bu karara karşı, davalı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel Mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, aracın hurdaya ayrıldığına dair hurda tescil belgesinin sigortacıya ibraz edilmeden, araç sahibine sigorta tazminatının ödenemeyeceğini, mahkeme kararında “hurda belgesinin teslim edilmesi” ile ilgili hüküm kurulmamasının hatalı olduğunu, sigortalı araç sürücüsünün kazadan 3 saat sonra hastaneye başvurmasının izaha muhtaç olduğunu belirtmiştir. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dava, kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan araç hasar tazminatı istemine ilişkindir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, kasko sigortalı araç sürücüsünün kazadan sonra olay yerini terk etmesinin haklı sebebe dayanıp dayanmadığı ve kaza yerinin terki nedeniyle kazada oluşan hasarın poliçe teminatı kapsamında olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Dosya kapsamından, davacı … AŞ.’ye ait ve davalı Sigorta Şirketi nezdinde kaza tarihi itibariyle genişletilmiş özel otomobil kasko sigorta poliçesiyle sigortalı bulunan … plakalı aracın, 28/12/2013 günü saat 01:30 sıralarında, dava dışı …’in sevk ve idaresinde iken, dava dışı … plakalı araç ile çarpışması neticesinde meydana gelen kazada hasar gördüğü, kazanın meydana gelmesinde sigortalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğu, hasar tazminatının ödenmesi için davacı (sigortalı) tarafından, davalı (sigortacı)’ya başvurulduğu ancak davalı tarafça, sigortalı araç sürücüsünün olay yerine terk etmesi gerekçe gösterilerek ödeme yapılmadığı, bunun üzerine davacı tarafından işbu davanın açıldığı ve tarafların delillerinin toplanması ve değerlendirilmesi sonucunda, Mahkemece, yukarıda belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır. Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 24/06/2020 tarih, 2019/2942 Esas-2020/3941 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere; “Olay tarihinde geçerli olan KSGŞ’nın A.5.10. maddesinde, “zorunlu haller (tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma vb) hariç olmak üzere; bu maddenin 5.4 ve 5.5 nolu bentlerdeki ihlaller nedeniyle, sürücünün kimliğinin tespit edilmesini engellemek için kaza yerinden ayrılma” denilmek suretiyle, maddede ifade olunan haller ile benzer haller dışında olay yerini terkin, zararın teminat dışı olmasına yol açacağı kabul edilmiştir.” Somut uyuşmazlıkta, dosyadaki trafik kazası tespit tutanağına göre kaza 28/12/2013 saat 01:30’da meydana gelmiş, İstanbul Kartal Dr. Lütfi Kırdar Eğitim ve Araştırma Hastanesinin kayıtlarına göre sigortalı araç sürücüsü …’in 28/12/2013 saat 03:30’da acil servise giriş yaptığı, trafik kazası sonrası muayene ve gözleme dair kontrollerinin yapıldığı ve saat 04:27’de genel adli muayene raporunun düzenlendiği; saat 04:24’te düzenlenen alkol raporunda 0.00 promil olduğunun tespit edildiği görülmüştür. Buna göre, sigortalı araç sürücüsünün olay yerini terk etmesi haklı bir nedene dayanmaktadır. Bir başka deyişle sigortalı araçta oluşan hasarın, kasko poliçesi teminatı dışında kaldığı iddiası davalı tarafça ispatlanamadığından, davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf iddia ve itirazı yerinde değildir. Davalı vekilinin, “Hurda belgesinin teslim edilmesi” ile ilgili hüküm kurulmamasına ilişkin iddia ve itirazına gelince ise: Karara dayanak yapılan 04/07/2017 tarihli bilirkişi heyet raporunda, aracın pert olması nedeniyle piyasa değerinden sovtaj bedeli düşülerek toplam zararın 163.500,00 TL olduğu mütalaa edilmiş ve Mahkemece de bu miktar üzerinden davanın kabulüne karar verilmiştir. Başka bir deyişle pert (hurda) araç davacı sigortalıya bırakılmış ve hurda (sovtaj) bedeli de tazminattan indirilmiştir. Bu durumda, hurda belgesinin teslim edilmesiyle ilgili bir hüküm kurulmasına gerek olmadığından, davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf iddia ve itirazı da yerinde değildir. Bu bağlamda; davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine, 2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 11.168,68 TL harçtan peşin alınan 2.791,17 TL harcın mahsubu ile bakiye 8.377,51 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına, 3-Davalının istinaf başvurusu nedeniyle yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf yargılama giderleri için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde, dairemize ya da bulunulan yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya İlk Derece Mahkemesine verilecek dilekçeyle Yargıtayda temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.19/11/2020