Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/1450 E. 2020/4483 K. 30.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/1450
KARAR NO: 2020/4483
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/02/2018
NUMARASI: 2015/1001 Esas – 2018/96 Karar
DAVANIN KONUSU: Maddi ve Manevi Tazminat (Trafik Kazasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 30/12/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 29/01/2015 tarihinde, davalı … Sigorta AŞ.’nin ZMS Sigortacısı ve davalı …’ın sürücüsü olduğu … plakalı aracın karşıdan karşıya geçmekte olan yaya …’a çarparak ölümüne neden olduğunu, kazanın meydana gelmesinde davalı sürücünün kusurlu olduğunu, müvekkillerinin vefat eden …’ın mirasçıları olduğunu, maddi ve manevi zarara uğradıklarını, müteveffanın çocukları olan … ve babası …’ın destekten yoksun kaldıklarını ve manevi zarara uğradıklarını, müteveffanın çocukları olan diğer davacıların da manevi zarara uğradıklarını iddia ederek, fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulması kaydıyla; davacı … için 500,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı, davacı … için 500,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı ve her bir davacı için 10.000,00’er TL’den olmak üzere toplam 90.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalılardan (Davalı Sigorta Şirketi’nin sadece maddi tazminattan poliçe limiti ile sınırlı kalmak koşulu ile) müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; olay nedeniyle İstanbul Anadolu 55. Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/451 Esas sayılı dosyasında yapılan yargılama neticesinde müvekkilinin kusurlu görüldüğünü ancak kararın temyiz aşamasında olduğunu, ceza dosyasında toplanan delillerin, müvekkilinin meydana gelen kazada kusurlu olmadığını ispatlar nitelikte olduğunu, kazanın meydana gelmesinde müteveffanın asli ve tam kusurlu olduğunu, kazanın meydana geldiği tarihte ölen …’ın 61 yaşını bitirmiş ve ailesine ekonomik anlamda desteği bulunmayan bir kişi olduğunu, dolayısıyla destekten yoksun kalma tazminatından söz edilemeyeceğini iddia ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; bahsi geçen … plakalı aracın kaza tarihi itibariyle müvekkili nezdinde ZMSS poliçesi ile sigortalı bulunduğunu, müvekkilin sorumluluğunun poliçe azami limiti ve sigortalı aracın sürücüsünün kusuru ile sınırlı olduğunu iddia ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “Uyuşmazlık konusu olan bir diğer husus reşit ancak engelli olan davacılar … ve …(ın destekten yoksun kalma tazminatı isteyip isteyemeyeceği hususudur. Bilindiği gibi, destekten mahrum olma durumu mirasçılıktan daha geniş kapsamlıdır. Fiilen destek gören ve desteğin ölümü ile bundan mahrum kalan insanlar, kan bağı veya evlilik birliği olmasa bile destekten yoksun kalan sıfatına sahip olabilir. Davacılar … ve …’ın kronik şizofreni ve akıl hastalığı sebebiyle kısıtlandıkları anlaşılmaktadır. Bu bakımdan taraf teşkili açısından davacıların vasisi aracılığı ile temsil edilmesi gerektiği anlaşılmış, vasinin de, davacılardan biri olan … olduğu anlaşılmıştır. Vasinin sunduğu vekaletname ile kısıtlı olan davacıların da aynı vekille temsil ettirildiği anlaşılmıştır. Kısıtlıların, bakıma muhtaç oldukları sabittir. Ne var ki, vasileri müteveffaa değildir. Yine vasileri abileri … olsa da, fiilen kısıtlı kardeşlere aslında müteveffa (anne) …’ın baktığını gösteren bir delil de sunulmamıştır. Bu durumda davacılarn destekten yoksun kaldıkları usulünce ispatlanamamış olmakla” gerekçesiyle, “Davanın kısmen kabul kısmen reddine; Davacıların davalı …’dan talep ettikleri manevi tazminat talebi yönünden, davanın kısmen kabulü ile her bir davacı için ayrı ayrı 2.000,00’er TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 29/01/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan tahsili ile davacılara verilmesine; fazlaya ilişkin kısmın reddine; davacıların her iki davalıdan talep ettikleri maddi tazminatlar yönünden; davacılar … ve … için talep edilen destekten yoksun kalma tazminatlarının reddine, davacıların talep ettiği 100,00 TL cenaze ve defin giderinin kabulü ile davalılardan … yönünden kaza tarihi olan 29/01/2015 tarihinden itibaren, davalı sigorta şirketi yönünden dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine” karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacılar vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkilleri … ile …’ın yıllardan bu yana kısıtlı olduklarını ve müteveffa tarafından bakıldıklarını, davacı …’ın, Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesinin 27/02/2010 tarihli raporuna göre, kronik şizofreni, akıl hastalığı nedeniyle medeni haklarını bizzat kullanamadığını, sürekli yardım ve tıbbi tedaviye muhtaç olduğunu, davacı …’ın ise Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesinin 06/06/2016 tarihli raporuna göre, akıl zayıflığı hastalığı sebebiyle malul olduğunu, medeni haklarının kısıtlı bulunduğunu, sürekli yardım ve tıbbi tedaviye muhtaç olduğunu ve her ikisinin TMK’nın 405. maddesi gereğince vesayet altına alınması gerektiğinin belirtildiğini, bu nedenle vesayet altına alındıklarını, vasilerinin erkek kardeşleri olduğunu ancak her ikisinin müteveffa ile birlikte yaşadıklarını, bakımlarının müteveffa tarafından yapıldığını, müeteveffanın, … ile …’ın destekleri olduğunu, Mahkeme tarafından hatalı gerekçe ile destekten yoksun kalma tazminatı taleplerinin reddedildiğini, dava açılırken kişi başına 10.000,00 TL gibi düşük miktarda manevi tazminat talep ettiklerini ancak Mahkemece, talep edilen miktarlardan kusur oranında indirim yapılarak 2.000,00’er TL gibi hakkaniyete açıkça aykırı manevi tazminat miktarlarına hükmedildiğini, kararın bu yönlerden usul ve yasaya aykırı olduğunu belirtmiştir. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dava ve uyuşmazlık, TBK’nın 53. ve 56/2. maddeleri kapsamında ölümlü trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir. Dosya kapsamından, 29/01/2015 tarihinde, davalı … Sigorta AŞ.’nin ZMS sigortacısı ve davalı …’ın sürücüsü olduğu … plakalı aracın, karşıdan karşıya geçmekte olan davacıların annesi (yaya) …’a çarparak ölümüne neden olduğu; müteveffa …’ın engelli olan çocukları davacılar … ile …’ın destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat, çocukları olan diğer davacıların ise manevi tazminat taleplerinde bulundukları ve Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda yukarıda belirtildiği şekilde karar verildiği anlaşılmıştır. Mahkemece, her ne kadar davacılar … ile …’ın destekten yoksun kalma tazminatı taleplerinin reddine karar verilmiş ise de; bu davacıların, anneleri müteveffa … ile aynı evde kaldıkları ve müteveffanın bakım ve gözetiminde oldukları, başka bir deyişle müteveffanın, bu davacıların desteği olduğu anlaşılmıştır. Bu nedenle, davacılar … ile …’ın destekten yoksun kalma tazminatı taleplerinin kabulüne karar verilmesi gerekirken, yukarıda belirtilen gerekçeyle reddine karar verilmesi doğru olmadığından, davacılar vekilinin bu yöne ilişkin istinaf iddia ve itirazı yerindedir. Bu nedenle, 01/03/2017 tarihli bilirkişi raporunda davacı … için 4.734,68 TL ve davacı … için 3.902,21 TL olarak belirlenen ve davacılar vekilince ıslah edilen destekten yoksun kalma tazminatlarının kabulüne karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır. Davacılar vekilinin, davacılar lehine hükmedilen manevi tazminat miktarlarının az olduğuna ilişkin istinaf iddia ve itirazına gelince ise; kazanın oluş şekli, kusur durumu, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile TBK’nın 56/2. maddesinde düzenlenen manevi tazminat müessesesinin amacı ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde; davacılar lehine hükmedilen manevi tazminat miktarlarının, manevi tazminat müessesesinin amacına ve hakkaniyet ilkesine uygun düşmediği ve az olduğu kanaatine varıldığından, bu yöne ilişkin iddia ve itiraz yerinde görülmüştür. Bu minvalde, takdiren davacı … için 10.000,00 TL, davacı … için 10.000,00 TL ve diğer davacıların her biri için 5.000,00’er TL manevi tazminata hükmedilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A-)Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile Yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere kaldırılmasına, Buna göre: A-)Davacılar … ve …’ın maddi tazminat davalarının kabulü ile, davacı … için 4.734,68 TL ve davacı … için 3.902,21 TL destekten yoksun kalma tazminatlarının, davalı … Sigorta AŞ. yönünden poliçe limitiyle sınırlı olmak kaydıyla dava tarihi olan 27/10/2015 tarihinden, davalı … yönünden olay tarihi olan 29/01/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, B-)Davacıların talep ettiği 100,00 TL cenaze ve defin giderinin kabulü ile davalılardan … yönünden kaza tarihi olan 29/01/2015 tarihinden itibaren, davalı sigorta şirketi yönünden dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine; C-1-)Davacılar … ve …’ın manevi tazminat davalarının kabulü ile, davacı … için 10.000,00 TL ve davacı … için 10.000,00 TL manevi tazminatların olay tarihi olan 29/01/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı …’dan tahsili ile davacılara verilmesine, 2-)Davacılar …, …, …, …, …, … ve …’ın manevi tazminat davalarının kısmen kabulü ile, her bir davacı için 5.000,00’er TL manevi tazminatların olay tarihi olan 29/01/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı …’dan tahsili ile davacılara verilmesine, D-1-)Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 4.347,03 TL harçtan peşin alınan 196,4 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.140,00 TL harcın davalılardan (davalı Sigorta Şirketi’nin 323,42 TL’sinden sorumlu olması kaydıyla) tahsili ile davacılara verilmesine, 2-)Davacılar tarafından yatırılan 196,4 TL harcın (başvurma harcı+peşin harç+ıslah harcı) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, 3-)Kabul edilen maddi tazminat davası yönünden, davacı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı …’a verilmesine, 4-)Kabul edilen maddi tazminat davası yönünden, davacı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince dava değeri olan 3.902,21 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı …’a verilmesine, 5-)Kabul edilen manevi tazminat davası yönünden, davacılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden İlk Derece Mahkemesinin kararı dikkate alınarak toplam 55.000,00 TL manevi tazminat üzerinden AAÜT gereğince hesaplanan 7.950,00 TL nispi vekalet ücretinin davalı …’dan tahsili ile davacılara verilmesine, 6-)Reddedilen manevi tazminat miktarı yönünden, davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, AAÜT gereğince hesaplanan 5.250,00 TL nispi vekalet ücretinin davacılardan tahsili ile davalı …’a verilmesine, 7-)Davacılar tarafından yapılan 1.694,95 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, 8-)Gider avansından artan miktarın, karar kesinleştiğinde HMK’nın 333. maddesi uyarınca yatıran tarafa geri verilmesine,
E-)İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN; 1-)Davacılar tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine, 2-)İstinaf aşamasında davacılar tarafından yapılan 28,00 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama gideri ile 98,10 TL istinaf başvuru harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, 3-)İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-)İstinaf için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.30/12/2020