Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/1429 E. 2020/4415 K. 17.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/1429
KARAR NO: 2020/4415
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/02/2018
NUMARASI: 2016/1087 (E) – 2018/132 (K)
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 17/12/2020
Taraflar arasında görülen davada verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla; re’sen dikkate alınabilecek hususlar ayrık olmak üzere istinaf talep ve gerekçeleri ile tarafların ilk derece mahkemesinde ileri sürdükleri iddia ve savunmalar esas alınmak sureti ile dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı dava dilekçesinde özetle; 29/10/2014 tarihinde Rumeli Hisarı önünde motosikleti ile seyir halinde iken davalı … şirketine ait, davalı … Şirketine ZMM poliçesi ile sigortalı ve diğer davalı …’ın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracın yasak olmasına rağmen U dönüşü yaparak kazaya sebebiyet verdiğini ve motorunda hasar meydana geldiğini belirterek 6.448,39 TL maddi tazminat ile 648,80 TL tespit için yaptığı yargılama gideri olmak üzere toplam 7.097,19 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir. Davalılar davanın reddini talep etmişlerdir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde; davacının %25, davalı … A.Ş.’ye ait davalı … şirketine ZMM poliçesi ile sigortalı diğer araç sürücüsü davalı …’ın ise olayda %75 kusurlu olduğu yönünde kanaat bildiren bilirkişi raporu benimsenmek suretiyle kusura isabet eden onarım ve değer kaybından ibaret davacı zararının 3.827,25 TL olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 3.827,25 TL’nin kararda belirtilen faiz başlangıç tarihlerinden itibaren davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmiştir. Karara karşı davalı … AŞ vekili tarafından, değer kaybına ilişkin talep olmamasına rağmen değer kaybının hüküm altına alınmasının doğru olmadığı, benimsenen kusura ilişkin bilirkişi raporlarının hatalı olduğu, faiz başlangıç tarihinin kaza tarihi olarak esas alınmasının yanlış olduğu, kazadan 13 ay sonra delil tespiti yaptıran TRAMER dosyasındaki beyanına göre tam kusurlu olduğu anlaşılan davacının kötü niyetli olduğu, haksız kazanç peşinde koştuğu belirtilerek istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davalı … vekili, hükme esas alınan bilirkişi raporlarının yetersiz olduğu, genel şartlar B.2 maddesinde öngörülen şekilde gerçek zarar miktarının belirlenmediği, hasar gören parçanın onarmanın mümkün olup olmadığı, mümkün ise onarılması, değil ise eşdeğeri parça ile değiştirilmesi, bu da mümkün değil ise yenisi ile değiştirilmesi hususlarının değerlendirilmediği, taraflarınca sunulan ekspertiz raporu ile bilirkişi raporu arasında ciddi fark olduğu, çelişkinin giderilmediği, değer kaybına yönelik talepte bulunulmamasına rağmen bunun hüküm altına alınmasının doğru olmadığı, kusur durumunun da yanlış belirlendiği belirtilerek istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Dosya içerisindeki bilgi ve belgeler ve özellikle hükme esas alınan 14/06/2017 tarihli bilirkişi raporu ile ek rapora göre U dönüşü yapılamaz yerde dönüş yapan ve bu şekilde kazaya sebebiyet veren davalıların işleteni ve sigortacısı oldukları araç sürücüsü asli kusurludur. “U dönüşü yapılamaz” levhası olsa dahi kusur durumuna etki etmeyecektir. Davacı motosiklet sürücüsü ise tali kusurludur. Ek raporda hasara ilişkin yapılan değerlendirmeler Dairemizce de usul, yasa ve oluşa uygun kabul edilmiştir. Bu durum karşısında davalılar vekillerinin kusur ve hasara ilişkin istinaf itirazları yerinde görülmemiştir. Diğer yandan davacı dilekçesinde maddi tazminat talep etmiş olmakla bu talep değer kaybını da kapsar. Dolayısıyla mahkemenin buna ilişkin kabul şekli doğrudur. Yine, haksız fiilde zarar, haksız fiilin işlendiği tarihte gerçekleşeceğinden, temerrüt hali eylemin işlendiği tarihte oluşacaktır (TBK 117/2). Bu itibarla Mahkemece kabul edilen faiz başlangıç tarihi yönünden de kararda isabetsizlik bulunmamaktadır. Bu durumda; yerinde olmayan istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan gerekçe ile; 1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b/1. maddesi hükmü uyarınca davalılar vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken harçtan peşin alınan harcın mahsubuyla 130,33 TL istinaf karar harcının istinafa başvuran davalı … AŞ ile davalı … AŞ’den müteselsilen tahsil edilerek HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 3-İstinafa başvuran tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4-Artan gider ve delil avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine, 5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda dava değeri (3.827,25 TL) göz önünde bulundurulmak sureti ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-a maddesi gereğince her iki taraf yönünden kesin olarak oy birliği ile karar verildi. 17/12/2020