Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO : 2019/141
KARAR NO : 2019/429
KARAR TARİHİ: 11/11/2019
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/09/2017
NUMARASI : 2017/4305 Esas – 2017/4305 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat
İstanbul 9.Asliye Ticaret Mahkemesinin yukarıda yazılı değişik iş karar sayılı kararı ile saklanmasına karar verilen Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetinin 09.08.2017 gün 2017/İHK-2943 sayılı kararının incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle re’sen dikkate alınabilecek hususlar ayrık olmak üzere istinaf talep ve gerekçeleri ile tarafların ileri sürdükleri iddia ve savunmalar esas alınmak sureti ile dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Başvuran/davacı vekili; kaza tarihinde trafik sigortası bulunmayan … plaka sayılı aracın neden olduğu trafik kazası neticesinde müvekkili… yaralandığını ve bu yaralanma sonucunda malul kaldığını belirterek ıslahen 76.647,00 Türk Lirası sürekli iş göremezlik tazminatı talebinde bulunmuştur. Karşı taraf/davalı vekili; usulüne uygun bir başvuru yapılmadığını, bu nedenle dava şartı yokluğundan başvurunun reddi gerektiğini, başvuran tarafından sunulan ve tazminat hesabına esas teşkil eden Çukurova Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı raporunun Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliğine göre düzenlenmediğini, bu nedenle kabul etmediklerini, ayrıca kask takmama nedeniyle müterafik kusur indirimi yapılması lazım geldiğini belirterek başvurunun reddine karar verilmesi talebinde bulunmuştur.Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından yapılan tahkikat neticesinde 20.06.2017 tarih 2017/25521 karar sayılı karar ile başvurunun kabulüne 76.647,00 Türk Lirası maluliyet tazminatının faizi ile birlikte davalı taraftan tahsiline dair verilen karara vaki itiraz üzerine İtiraz Hakem Heyetinin 09.08.2017 tarih 2017/İHK- 2943 karar sayılı kararı ile itirazın reddine karar verilmiştir.Karara karşı aleyhine başvurulan sigorta şirketi vekili tarafından; başvuru şartının yerine getirilmediği, bu nedenle başvurunun dava şartı yokluğundan reddi gerektiği, maluliyet raporunun Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliğine göre düzenlenmediği, bu sebeple hükme esas alınmasının mümkün olmadığı, kaldı ki dilekçe ekindeki medikal görüşe göre maluliyet oranının yüksek belirlenmiş olduğu, bununla birlikte başvuranın kaza tarihinde 15 yaşında olması, ehliyetsiz olarak motosiklet kullanması ve kaza esnasında zararı azaltacak güvenlik önlemleri almaması hususlarının müterafik kusur teşkil ettiği belirtilerek istinaf başvurusunda bulunulmuştur. (Her ne kadar istinaf aşamasında istinaf dilekçesine “medikal görüş” eklendiği ifade edilmiş ise de dilekçe ekinde veya dosya kapsamında bu belge bulunmamaktadır.)Kaza tespit tutanağına göre … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı trafik sigortası bulunmayan araç ile davacı … sevk ve idaresinde bulunan … plaka sayılı araçların karışmış oldukları, kaza neticesinde davacının yaralanarak sakat kaldığı, kazanın oluşumunda araç sürücülerinin eşit kusurlu olduğu, esasen bu hususların taraflar arasında ihtilaflı olmadığı anlaşılmaktadır. Başvuran/davacı vekili, Çukurova Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığından aldığı maluliyet raporunu ibraz ederek Güvence Hesabına başvuruda bulunmuştur. Başvuru şartının yerine getirilebilmesi için maluliyet raporunun ibrazı yeterli olup bunun hükme esas alınabilecek yeterlilikte olması aranmamaktadır. Bu durumda, başvuru öncesinde yürürlükte bulunan 6704 sayılı yasayla değiştirilen KTK’nın 97. maddesinde öngörülen başvuru şartı gerçekleşmiştir. Bu yöne ilişkin istinaf itirazı yerinde değildir.Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından hükme esas alınan ve İtiraz Hakem Heyetince de benimsenen maluliyet raporu, kazanın gerçekleştiği 26.12.2011 tarihinde yürürlükte bulunan 2701 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemine İlişkin Yönetmelik hükümlerine uygun olarak düzenlenmiş olup hükme esas alınmasında isabetsizlik bulunmamaktadır. Bu yöndeki istinaf itirazı da yerinde değildir.Öte yandan, başvuranın yaralanması ortopedik nitelikte olup baş bölgesinden bir yaralanması veya maluliyeti söz konusu değildir. Bu durumda davacının kask takmamış olmasının zararın oluşmasına veya artmasına etki ettiği ileri sürülemeyeceğinden, müterafik kusurdan da söz edilemeyecektir. Yine, Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin eki olan (1) sayılı cetvelin (c) bendinde Hususiyetlerine Göre Araçlarda Bulundurulacak Teçhizat bölümünde motosiklet için koruma başlığı (kask) ve koruma gözlüğü dışında “dizlik” vs. bulundurulması zorunlu tutulmamıştır. Bu halde davacının dizlik takmaması nedeniyle müterafik kusurlu olduğunu kabul etme ve dolayısıyla tazminatta indirim olanağı bulunmadığından davalı vekilinin bu konudaki istinaf itirazları yerinde görülmemiştir. Ayrıca, kaza esnasında %50 oranında kusurlu olan başvuran/davacı ehliyetsiz ise de ehliyetsizlik durumunun ne şekilde müterafik kusur teşkil ettiği açıklanarak bir ispat vasıtası ortaya konulabilmiş değildir. Bu hususlara ilişkin istinaf itirazları da yerinde değildir.Bu durumda yapılan yargılamaya, toplanan delillere, dosya içeriğine, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davalı tarafın yerinde olmayan istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan gerekçe ile;1- 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b/1 maddesi hükmü uyarınca davalı sigorta şirketi vekilinin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,2- 6728 sayılı Yasa’nın 36. maddesi ile değişik 492 sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı 1 sayılı Tarifenin A) Mahkeme Harçları başlıklı bölümünün III- Karar ve ilam harcı başlıklı alt bölümünün birinci fıkrasının (a) bendi gereğince harç alınmasına yer olmadığına,Davalı taraftan alınan İstinaf karar harcının İADESİNE,3- Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4- Artan gider ve delil avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine, Dair, gerekçeli kararın taraflara/vekillerine tebliğinden itibaren Yargıtay ilgili Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere iki hafta içerisinde Dairemize yahut Dairemize gönderilmek üzere temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilecek temyiz dilekçesi ile Yargıtay yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi.11/11/2019