Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/1405 E. 2020/4185 K. 13.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/1405
KARAR NO: 2020/4185
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/02/2018
NUMARASI: 2015/439 Esas – 2018/80 Karar
DAVANIN KONUSU: Güç Kaybı Tazminatı (Trafik Kazasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 13/11/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı nezdinde ZMSS poliçesiyle sigortalı bulunan … plakalı araç ile müvekkilinin sürücüsü olduğu … plakalı motosikletin 10/03/2015 tarihinde çarpışması neticesinde, müvekkilinin yaralandığını ve sakat kaldığını iddia ederek, fazlaya ilişkin talep ve dava haklarının saklı tutulması kaydıyla 2.000,00 TL güç kaybı tazminatının poliçe limitiyle sınırlı olmak üzere olay tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; trafik kazasına karışan … plakalı aracın kaza tarihi itibariyle müvekkili nezdinde ZMSS poliçesiyle sigortalı bulunduğunu, müvekkilinin sorumluluğunun poliçe limiti ve sigortalı araç sürücüsünün kusuruyla sınırlı olduğunu, davacının, dava öncesinde müvekkili şirkete başvurmadığını, müvekkilinin temerrüde düşürülmediğini, dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi gerektiğini, kaza tarihinden itibaren avans faiz talep edilmesinin haksız olduğunu, 6111 sayılı Kanun gereğince tedavi ve geçici iş göremezliğe ilişkin taleplerinin reddine karar verilmesi ve kusur, maluliyet ve zararın bilirkişi tarafından belirlenmesi gerektiğini iddia ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. 22/10/2017 tarihli bilirkişi raporunda, davacının talep edebileceği toplam güç kaybı tazminatının 46.903,02 TL olduğunun tespit edilmesi üzerine davacı vekili 25/10/2017 tarihli ıslah dilekçesiyle 46.903,02 TL tazminatın kaza tarihi olan 10/03/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “Davacının davasının kabulü ile 2.000,00 TL nin dava tarihinden itibaren ıslahla artırılan 44.903,02 TL nin ıslah tarihi olan 27/10/2017 tarihinden itibaren avans faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel Mahkemece, ıslah ile artırılan tazminat miktarı açısından ıslah tarihinden itibaren faiz işletilmesinin hatalı olduğunu, tazminat haksız fiilden kaynaklandığından, tamamı açısından temerrüt tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiğini, davalının somut olayda kaza tarihi olan 10/03/2015 tarihinde temerrüde düştüğünü, dolayısıyla faizin tüm tazminat açısından olay tarihinden itibaren işletilmesi gerektiğini belirtmiştir. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dava, TBK’nın 54. maddesi kapsamında yaralamalı trafik kazasından kaynaklanan güç kaybı tazminatı istemine ilişkindir. TBK’nın “Borçlunun temerrüdü” başlıklı 117. maddesine göre, haksız fiil teşkil eden eylemlerde, zarar, haksız fiilin işlendiği tarihte gerçekleşeceğinden (ıslah ile artırılan kısım dahil olmak üzere) temerrüt hali eylemin işlendiği tarihte gerçekleşir. Haksız fiilden kaynaklanan zarardan kanunen sorumlu olan kişiler de, zararın tamamı için kanunda temerrüt tarihi bakımından ayrık hüküm varsa o hükümde belirtilen tarihten itibaren temerrüde düşerler. Ancak alacağın bir bölümü veya tamamı için talep edilen faiz başlangıç tarihi temerrüt halinin gerçekleştiği tarihten sonraki bir tarih ise o tarihten itibaren; yalnızca faiz talep edilmiş ise dava tarihinden; faiz talep edilmemişse karar tarihinden itibaren faize hükmolunacaktır. (Islah edilen kısıma ilişkin olarak da faiz başlangıç tarihinin haksız fiil tarihi olduğuna dair Yargıtay 17 HD. 2015/9265 Esas, 2018/3446 Karar sayılı kararı; Yargıtay 1 HD. 2013/10600 Esas, 2013/15512 Karar sayılı kararı ve benzer nitelikteki diğer içtihatları) 2918 sayılı KTK’nın 99. ve ZMSS Genel Şartları’nın B.2. maddesi uyarınca, rizikonun bilgi ve belgeleri ile birlikte sigortacıya ihbar edildiği tarihten itibaren 8 işgünü içinde sigortacının tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu sürenin sonunda tazminatın ödenmemesi halinde temerrüt gerçekleşmektedir. Somut olayda dava ve ıslah dilekçesinde zararın tamamı için kaza tarihinden itibaren faiz talebinde bulunulmuş olduğuna ve davadan önce davalı Sigorta Şirketi’ne, yukarıda değinilen düzenleme doğrultusunda başvuru yapılmadığına göre, zararın tamamı için dava tarihinden itibaren temerrüt hali gerçekleşmiştir. Bu durumda, ıslah ile artırılan tazminat miktarı bakımından da dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru olmadığından, davacı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf iddia ve itirazı yerinde görülmüştür. Bu bağlamda; HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının, tazminatın tümü bakımından faiz başlangıç tarihinin dava tarihi şeklinde düzeltilerek, esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A-)Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, Buna göre: 1-)Davanın KABÜLÜ ile, 46.903,02 TL güç kaybı tazminatının dava tarihi olan 24/04/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 2-)Alınması gerekli 3.067,33 TL harçtan davacı tarafça peşin yatırılan 27,70 TL nin ve bilahare ikmal edilen 153,00 TL ıslah harcının mahsubu ile 2.886,63 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydedilmesine, 3-)Davacı tarafça yatırılan 27,TL başvuru harcı, 27,70 TL peşin harç, 153,00 TL ıslah harcı, 4,30 TL vekalet harcı, 6,50 TL vekalet pulu, 848,00 TL tebligat/posta/bilirkişi gideri olmak üzere toplam 1.067,2 TL nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 4-)Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 5.289,33 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 5-)Davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının hüküm kesinleşmesi ve talep halinde davacıya iadesine,
B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN; 1-)Davacı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine, 2-)İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan 74 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama gideri ile 85,70 TL istinaf başvuru harcının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 3-)İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-)İstinaf için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.13/11/2020