Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/1363 E. 2019/266 K. 21.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2019/1363
KARAR NO: 2019/266
KARAR TARİHİ: 21/10/2019
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ:İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAH.
TARİHİ : 07/10/2016
NUMARASI : 2016/3454 D.iş – 2016/3454 Karar (Sigorta Tahkim Komisyonu’nun 31/08/2016 tarih ve 2016/İHK-2275 sayılı Kararı)
DAVANIN KONUSU: Manevi Tazminatİstanbul 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin yukarıda yazılı değişik iş karar sayılı kararı ile saklanmasına karar verilen Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti’nin 31.08.2016 gün 2016/İHK-2275 sayılı kararının incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle re’sen dikkate alınabilecek hususlar ayrık olmak üzere istinaf talep ve gerekçeleri ile tarafların ileri sürdükleri iddia ve savunmalar esas alınmak sureti ile dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :Başvuran vekili dilekçesinde özetle … A.Ş tarafından kasko poliçesi ile sigortalanan … plaka sayılı aracın 17.06.2014 tarihinde karıştığı kaza sonucu müvekkilinin yararlanarak malul kalması sebebiyle uğradığı manevi zararın tahsili istemine ilişkindir.Aleyhine başvurulan sigorta vekili tarafından başvurunun reddi talep edilmiştir.Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından 50.000,00 TL manevi tazminatın tahsilinde dair verilen karara vaki itiraz üzerine İtiraz Hakem Heyeti tarafından itirazın reddine karar verilmiştir.Karara karşı aleyhine başvurulan vekili tarafından verilen istinaf dilekçesinde özetle; manevi tazminat talepleri konusunda tahkim komisyonunun görevli olmadığını, manevi tazminat taleplerine ilişkin görevli yargı merciinin mahkemeler olduğunu, evrak üzerinden manevi tazminat takdirinin mümkün olmadığını, sigorta şirketinin manevi tazminatı tek taraflı olarak takdir edemeyeceğini, manevi tazminat klozu içeren sigorta sözleşmelerinin meblağ sigortası olmadığını belirterek istinaf kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesi talebinde bulunmuştur.Başvuru sigortacıya yöneltilmiş manevi tazminat istemine ilişkindir.Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere göre … plaka sayılı aracın 15/8/2013-15/8/2014 başlangıç ve bitiş tarihli kasko poliçesi ile aleyhine başvurulan sigorta şirketi nezdinde sigortalı olduğu, sigorta poliçesinde aynı zamanda ihtiyari mali sorumluluk sigortasına da yer verildiği, mezkur poliçede manevi tazminat klozu başlığı altında ihtiyari mali sorumluluk sigortası genel şartlarında belirtilen manevi tazminat taleplerinin zarar limitleri ile teminat kapsamına dahil edilmiş olduğunun düzenlendiği, bu sözleşme hükmünün tarafları bağlayacağı ve bu şekilde işletenin üçüncü kişilere karşı sorumlu olduğu manevi zararların karşılanmasına dair menfaatinin, ihtiyari mali sorumluluk sigortası ile teminat altına alınmış olduğu, 5684 sayılı Yasanın 30 maddesinin 1. bendinde, sigorta poliçesinin tarafları ve poliçeden yararlanacak kişilerle sigorta şirketi arasındaki uyuşmazlıkların çözümü amacıyla Sigorta Tahkim Komisyonu oluşturulacağının belirtildiği, anılan madde hükmünde sigorta poliçesi kapsamında belirtilen tazminat türleri arasında herhangi bir ayrım yapılmadığı, bu nedenle tahkim komisyonunun, manevi tazminat taleplerine ilişkin başvurularda da görevli olduğu, sözü geçen poliçe kapsamında sigortalı bulunan aracın 17.06.2014 tarihinde karıştığı trafik kazası sonucunda başvuru sahibi yaya S…’ın yaralanarak malül kaldığı, sigortalı araç sürücüsünün geri manevra yapmak isterken yaya geçidi üzerinde karşıdan karşıya geçmek isteyen yayaya çarparak yaralanmasına neden olduğu, kazanın oluşumunda sigortalı araç sürücüsünün asli kusurlu; yaya … ise kusursuz olduğu hususlarının Adli Tıp kurumunca düzenlenen 29.05.2015 tarihli raporda tespit edildiği, Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi tarafından düzenlenen sağlık kurulu raporuna göre gerçekleşen kaza neticesinde başvuranın % 18 oranında malül kaldığı, maluliyetinin süreklilik arz ettiği, kaza neticesi hafif yürüyüş bozukluğu teşhisi yapıldığı, bakmakla yükümlü olduğu 1939 doğum tarihli halen hayatta olan bir annesiyle bekar bir kız kardeşinin bulunduğu karşısında, takdir edilen manevi tazminat miktarının olayın oluş biçimi kusur durumu, zarar görenin mali ve sosyal durumu ve hak ve nesafet ilkesi gözetildiğinde yüksek olmadığı anlaşılmaktadır.Bu durumda yapılan yargılamaya, toplanan delillere, dosya içeriğine, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve  yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru olduğuna göre; davalı tarafın yerinde olmayan istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan gerekçe ile;1- 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/1 maddesi hükmü uyarınca davalı vekilinin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,2-6728 sayılı Yasa’nın 36. maddesi ile değişik 492 sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı 1 sayılı Tarifenin A) Mahkeme Harçları başlıklı bölümünün III- Karar ve ilam harcı başlıklı alt bölümünün birinci fıkrasının (a) bendi gereğince harç alınmasına yer olmadığına, yersiz alınan istinaf karar harcının istek halinde davalı tarafa İADESİNE,3- Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4- Artan gider ve delil avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,Dair, 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince her iki taraf yönünden KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda karar verildi.21/10/2019