Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/1346 E. 2020/4136 K. 30.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/1346
KARAR NO: 2020/4136
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/11/2017
NUMARASI: 2015/823 Esas – 2017/1294 Karar
DAVANIN KONUSU: Güç Kaybı Tazminatı (Trafik Kazasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 30/10/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 26/06/2011 tarihinde, davalı nezdinde ZMSS poliçesiyle sigortalı … plakalı araç ile müvekkilinin içerisinde yolcu olarak bulunduğu … plakalı aracın kaza yapması neticesinde müvekkilinin yaralandığını, yaralanma neticesinde sakat kaldığını, kazanın meydana gelmesinde … plakalı araç sürücüsünün asli kusurlu olduğunu, müvekkilinin maddi ve manevi zarara uğradığını iddia ederek, fazlaya ilişkin talep ve dava haklarının saklı kalması kaydıyla şimdilik 1.000 TL sürekli sakatlık tazminatının (poliçe limitiyle sınırlı olmak kaydıyla) olay tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kazaya karıştığı belirtilen … plakalı aracın kaza tarihi itibariyle müvekkili nezdinde ZMSS poliçesiyle sigortalı bulunduğunu, müvekkilinin sorumluluğunun, sigortalı araç sürücüsünün kusuru ve poliçe limitiyle sınırlı olduğunu, davaya konu kazada öncelikle kusur oranlarının keşif yapılması suretiyle ve davacının maluliyet oranının Adli Tıp Kurumu tarafından belirlenmesi gerektiğini, kusur oranı, kusur ve maluliyet oranı ve müterafik kusur oranı dikkate alınarak aktüerya incelemesi yapılması gerektiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “Davacı …’ın davasının kabulü ile, 31.292,90TL maddi tazminatın (sürekli iş göremezlik nedeniyle oluşan bedensel zarar) dava tarihi olan 13/08/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dosyaya sunulan aktüerya raporunda, maddi hataya düçar olunduğunu ve Mahkemenin de bu maddi hataya rağmen raporu kararına dayanak aldığını, Atatürk Üniversitesi Adli Tıp Anabilimdalı Başkanlığının 17/05/2017 tarihli raporunda E Cetveli 21 yaş ve altındaki sigortalının meslekte kazanma gücündeki azalma oranının %3.3; Balthazard Formülü uygulandığında meslekteki kazanma gücündeki azalma oranının %5.9 olarak belirlendiğini, 15/08/2017 tarihli aktüerya raporunun 2. sayfasında ise, davacının E Cetveline göre %5.9 meslekte kazanma gücünü kaybetmiş olduğunun belirtildiğini ve tazminatın bu oran üzerinden hesaplandığını, oysa ki hesaplamanın %3.3 oranı üzerinden yapılması gerektiğini, kararın bu yönüyle hatalı olduğunu belirtmiştir. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dava, TBK’nın 54. Maddesi kapsamında yaralamalı trafik kazasından kaynaklanan güç kaybı tazminatı istemine ilişkindir. Davalı vekilinin istinaf başvurusundaki iddia ve itirazı aktüer raporunda dikkate alınan maluliyet oranına ilişkindir. Başka bir deyişle aktüer raporundaki tazminat hesaplamasına ilişkindir. Ancak Mahkemece karara dayanak yapılan 15/08/2017 tarihli aktüer raporu davalı vekiline 15/08/2017 tarihinde ve davacı vekilinin 22/08/2017 tarihli ıslah dilekçesi de davalı vekiline, 25 Ağustos 2017 tarihinde tebliğ edilmesine karşılık, davalı vekili aktüer raporuna ve ıslah dilekçesine karşı herhangi bir itirazda bulunmamıştır. Bu durumda, HMK’nın 357/1. maddesinde, ilk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmaların istinaf aşamasında dinlenemeyeceği öngörüldüğünden ve kamu düzenine aykırı bir husus da bulunmadığından, davalı vekilinin istinaf başvurusundaki iddia ve itiraz yerinde görülmemiştir. Bu bağlamda, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 2.137,60 TL harçtan peşin alınan 534,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.603,2 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına, 3-Davalının istinaf başvurusu nedeniyle yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf yargılama giderleri için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.30/10/2020