Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/1344 E. 2020/4158 K. 10.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/1344
KARAR NO: 2020/4158
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/10/2017
NUMARASI: 2016/412 (E) – 2017/842 (K)
DAVANIN KONUSU: Trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat
KARAR TARİHİ: 10/11/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davalılardan … Sigorta AŞ’nın Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (ZMSS) poliçesiyle sigortaladığı davalılardan …’un sevk ve idaresindeki … plakalı tırın seyir halinde iken sokakta karşıdan karşıya geçmekte olan davacıların desteği müteveffa … ile davacı …’ye çarpması nedeniyle …’nin vefat ettiğini, …’nin ise yaralandığını anlatarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davacı … için 500,00 TL, davacı … için ise 500,00 TL destekten yoksun kalma tazminatına, davacı … için 100,000,00 TL, davacı … içinde 100.000,00 TL manevi tazminata hükmolunmasını talep etmiştir. Davalı … Sigorta AŞ vekili cevap dilekçesinde özetle; kazanın oluşumunda davacıların desteğinin asli kusurlu olduğunu, bilirkişi inceleme yaptırılmasına karar verilmesi durumunda bilirkişi aktüer siciline kayıtlı olması gerektiğini, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 92/f maddesine göre manevi tazminat talebinin ZMMS dışında bulunduğunu, tazminat süresinin belirlenmesinde ölenin muhtemel ömür süresi kadar hak sahiplerinin ihtiyaç süresinin de önemli olduğunu, ölenin gelirine ilişkin belge sunulmadığından hesaplamanın asgari ücret üzerinden yapılmasını talep ettiklerini, temerrüt faizinin yasal faiz olması gerektiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi, “… Davalılar aleyhine açılan maddi tazminat talebinin kabulü ile davacı … için 142.847,05-TL, davacı … için 47.908,41-TL olmak üzere toplam 190.755,46-TL maddi tazminatın dava tarihi olan 12/04/2016 tarihinden itibaren işleyen ticari faizi ile birlikte davalılardan tahsili ile davacılara verilmesine, manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile Kazanın oluş şekli, kusur durumu, tarafların ekonomik ve sosyal durumu, paranın satın alma gücü nazara alınarak takdiren davacı … için 40.000-TL davacı … için 30.000-TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve … İnşaata alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, …” karar verilmiştir. Bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvuran davalı … İnşaat Malzemeleri Tur. San. ve Ticaret Limited Şirketi vekili dilekçesinde özetle; davalı sürücü …’un %75 oranında kusurlu olduğuna ilişkin raporun hatalı olduğunu, raporda müteveffa …’nin de Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 138. maddesi uyarınca kusurlu olduğunun belirtilmesine karşı kusurlar oranlanırken açık hakkaniyetsizlikle …’un kusur oranının …’nin kusurunu üç katı olduğunun tespit edildiğini, esasen kusurlu olduğunu kabul etmedikleri …’un kusuru tespit edilecekse de olayın şartlarının iyi değerlendirilmesinin gerektiğinin, maddi ve manevi tazminatın tespiti hususunda da bu kusur oranlarında değerlendirme yapılsa dahi hata olduğunu düşündüklerini belirterek, ilk derece mahkemesi hükmünün bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun (HMK) 355’inci maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin konularla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Mahkemenin hükmüne esas aldığı Bilirkişiler Kurulunun 05/03/2017 tarihli raporunda, davalı sürücü …’un idaresindeki tır ile davacıların desteği ölen …’nin kaza sırasındaki konumları ve davranışları irdelenerek; davalı sürücü …’un, davacıların desteğinin ölümüyle sonuçlanan olayın meydana gelmesindeki kusur oranının, eylemler ile sonuç arasındaki nedensellik bağını ortaya koyacak biçimde, yasal dayanaklarıyla birlikte, bilimsel ölçütlere, dosya kapsamından anlaşılan oluşa, usul ve kanuna uygun olarak saptandığının anlaşılması karşısında, davalı … İnşaat Malzemeleri İmalat Tur. San. Tic. Ltd. Şti. vekilinin dilekçesinde ileri sürdüğü kusurun belirlenmesine yönelik istinaf nedeni yerinde görülmemiştir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (TBK) 56’ncı maddesinin 2’nci fıkrasına göre ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir. Hâkimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı olan manevi tazminatın miktarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, malvarlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hâkim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 23/06/2004 gün ve 13/291-370 sayılı kararında da vurgulandığı gibi, hâkimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumu, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminatın miktarını takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında, manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli tarafların kusur durumları gözönünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 4’üncü maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hâkimin hak ve nasafete göre hükmedeceği öngörülmüştür. Somut olay yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ve ilkeler ışığında değerlendirildiğinde; davacılar ile davalıların dosya kapsamından anlaşılan sosyal ve ekonomik durumlarına, olayın meydana geliş biçimine, kusurunun ağırlığı ile olayın meydana geldiği tarihe göre, davacılar … ve … lehine hükmolunan manevi tazminat miktarında isabetsizlik bulunmadığından, davalı … İnşaat Malzemeleri Tur. San. ve Tic. Limited Şirketi vekilinin dilekçesinde ileri sürdüğü hükmolunan manevi tazminatın hatalı tespit edildiğine ilişkin istinaf nedeni yerinde görülmemiştir. Davalı … İnşaat Malzemeleri Tur. San. ve Tic. Limited Şirketi vekilinin dilekçesinde ileri sürdüğü maddi tazminatın hatalı tespit edildiğine ilişkin istinaf nedeninin incelenmesine gelince; davacıların destekten yoksun kalma tazminatlarının, HMK’nin 279’uncu maddesine uygun düzenlenen ve dosya kapsamına uygun somut olgu ve ölçütlere dayanan bilirkişiler kurulu raporuyla belirlendiğinin anlaşılması karşısında, ileri sürülen istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanununa göre alınması gereken 17.812,20 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 4.453,05 TL karar ve ilam harcı mahsup edilerek, bakiye 13.359,15 TL karar ve ilam harcının davalı … İnşaat Malzemeleri Tur. San. ve Tic. Limited Şirketinden tahsil edilerek Hazineye verilmesine, 3-Davalı … İnşaat Malzemeleri Tur. San. ve Tic. Limited Şirketinin istinaf başvurusu nedeniyle sarf ettiği giderlerin üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekâlet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf yargılama giderleri için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davacı … lehine hükmolunan maddi tazminat kararı bakımından, HMK’nin 361’inci maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde, dairemize ya da bulunulan yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilecek dilekçeyle Yargıtayda temyiz yolu açık olmak üzere, diğer hükümler bakımından ise HMK’nin 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 10/11/2020