Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/1342 E. 2020/4221 K. 19.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/1342
KARAR NO : 2020/4221
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/01/2018
NUMARASI : 2016/292 (E) – 2018/25 (K)
DAVANIN KONUSU: Tazminat
KARAR TARİH: 19/11/2020
Taraflar arasında görülen davada verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla; re’sen dikkate alınabilecek hususlar ayrık olmak üzere istinaf talep ve gerekçeleri ile tarafların ilk derece mahkemesinde ileri sürdükleri iddia ve savunmalar esas alınmak sureti ile dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dilekçesinde özetle;19/04/2009 tarihinde … plakalı … Turizme ait otobüsün, sürücüsünün kusurlu eylemi netcisinde … plakalı araca arkadan çarpması sonucunda otobüste yolcu olarak bulunan müvekkilinin ağır bir şekilde yaralandığını belirterek maddi tazminat talebinde bulunmuştur.İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde 8.390,63 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte poliçe limitiyle sınırlı olacak şekilde davalıdan tahsiline karar verilmiştir.Karara karşı davalı … vekili: Dava öncesinde müvekkili şirkete yapılan başvuru neticesinde davacı tarafa 03/09/2012 tarihinde 13.000 TL ödeme yapıldığını, ödemeyi takiben ibraname alındığını, ibranamenin temini için şirket içi yazışmaların sürdüğünü, koltuk ferdi kaza sigortasının salt can sigortası olması nedeniyle 2918 sayılı Yasa’nın 111. maddesinin uygulama imkanı bulunmadığını, ibranamenin iptali talebinin bu nedenle reddi gerektiğini, kaldı ki 2 yıllık hak düşürücü süre de aşılarak eldeki davanın açıldığını, esas bakımından ise Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigorta Poliçesi Genel Şartları A.3.2. maddesi gereğince hesaplama yapılmadığını, maluliyete oranlama yapılarak tazminatın belirlenmesinin doğru olmadığını belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur.Dava, zorunlu koltuk ferdi sigorta poliçesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.Eldeki dava dosyasının mahkemenin 2013/190 Esas sayılı dosyasından tefrik edilerek Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası Poliçesi kapsamında ileri sürülen talep bakımından istinafa konu olan kararın verildiği, dosya kapsamında zorunlu koltuk ferdi kaza sigortası yönünden davacı tarafından düzenlenerek verilmiş bir ibranamenin bulunmadığı, yargılamanın başından beri temin edilip ibraz edileceği beyan edilen bu belgenin istinaf aşamasında da dosyaya sunulamadığı, dolayısıyla ibranamenin varlığından bahisle ileri sürülen istinaf itirazlarının yerinde olmadığı değerlendirilmiştir.Tazminat hesabına ilişkin yapılan istinaf itirazının değerlendirilmesinde ise;UYAP üzerinden incelenen eldeki dava dosyasının tefrik edildiği aynı mahkemenin 2013/190 esas sayılı dosyasında mübrez 14/09/2015 tarihli ek bilirkişi raporunda, her ne kadar ödenecek tazminat Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigorta Poliçesi Genel Şartları A.3.2. maddesi uyarınca belirlenmemiş ise de, sözü geçen maddede, bu sigorta ile teminat altına alınan bir kaza, sigortalının kaza tarihinden itibaren iki yıl içinde sakatlığına yol açtığı takdirde, tıbbi tedavinin sona ermesi ve sakatlığın kesin olarak tespiti sonucunda, sakatlık tazminatının maddede belirtilen oranlar dahilinde ödeneceğinin düzenlendiği ve tablo halinde düzenlenen listede kırılan bir ayağın iyi kaynamaması bakımından sağ ayak için tazminatın %20 oranında ödeneceğinin açıklandığı, maddenin son fıkrasında ayrıca tabloda zikredilmemiş bulunan maluliyetlerin oranı, daha az vahim olsalar bile, bunların önem derecelerine göre ve tabloda yazılı oranlara kıyasen tayin olunacağının açıklandığı, somut olayda mezkur dosyada mübrez 18/12/2014 tarihli Adli Tıp Kurumu’nun raporunda aynen “.. Sol ayak bileği medial malleolun kaynamış olduğu, Sağ krus fibulanın yaklaşık proximalde 12° açıyla ve distalde 18° iyileşmiş fragmanter bir kırık gözlendiği, Proksimalinin kaynadığı; yalnız distal parçanın kallus formasyonunun azlığı dikkat çektiği, sağ tibianın kaynadığı, kemiğin doğal formasyonunun kaybetmiş olduğu, dosyaya ekli CD’nin tetkikinde “17.06.2014 tarihli grafilerde sağ tibia fibula ve malleol kırığının kaynadığı, sağ ayak bileği eklem aralığı ileri derecede daralmış ve dejenere görüldüğü, sol medial malleol kırığının kaynadığı materyalin üzerinde olduğu sol ayak bileği eklem arlığı açık ve düzgün olarak kaynadığı” belirtilmek suretiyle kol ve bacak listesi üzerinden 2 ayrı arızası nedeniyle %25 oranında maluliyet belirlendiği göz önüne alındığında sigorta genel şartlarının A.3.2. sakatlık teminatı başlıklı maddesindeki tabloda belirtilen iyi kaynamayan sağ ayak kırığı için verilen %20 oranı ile tabloda bulunmayan diğer arızası için %5 olmak üzere toplamda %25 oran üzerinden hesaplama yapılmasında sonuç olarak usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, dolayısıyla mahkemece poliçe ile teminat verilen miktarın %25 oranına tekabül eden kısmın hüküm altına alınmasının sonucu itibarıyla doğru olduğu görülmektedir.
KARAR:Yukarıda açıklanan gerekçe ile;1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b/1 maddesi hükmü uyarınca davalı vekilinin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,2-Bakiye 479,87 TL istinaf karar ve ilam harcının davalı taraftan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,3-İstinafa başvuran tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4-Artan gider ve delil avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,Dair, 6100 sayılı HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince her iki taraf yönünden KESİN olmak üzere, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliğiyle karar verildi.19/11/2020