Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/129 E. 2019/303 K. 25.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/129
KARAR NO : 2019/303
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/02/2017
NUMARASI : 2016/1030 Esas – 2017/96 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 25/10/2019
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacılar vekili dava dilekçesinde; 10/08/2016 tarihli kazada, davalı ….’ye ZMSS ile sigortalı, davalı …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı aracın, davacılar murisinin kullanımında olan … plakalı motosikletle çarpışması ve murisin ölümü üzerine davacıların destekten yoksun kalmaları sebebiyle 6100 sayılı HMK’nın 107. maddesi uyarınca 2.000,00 TL maddi tazminat ile 40.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan alınarak davacılara verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı … cevap dilekçesinde, kendisinin kusursuz olduğunu, olayın oluş şekline göre, müteveffanın kask, dizlik, gözlük takmadan ve ehliyetsiz olarak araç kullandığı için kusurlu olduğunu, ceza mahkemesi dosyasının bekletici mesele yapılması gerektiğini, vefat edenin sürekli bir iş sahibi olmadığını, destekten yoksun kalma taleplerinin yerinde olmadığını, manevi tazminat açısından da aileye devamlı destek olduklarını belirterek davanın reddini talep etmiştir. Davalı …. cevap dilekçesinde özetle; 6704 sayılı yasa kapsamında, ilk önce sigorta şirketine başvurma mecburiyeti getirildiğini, davacı tarafın bu başvuruyu yapmadan dava açtığını, davanın usulden reddine karar verilmesi, poliçe limiti ve kusur oranının araştırılması, davacıların destek olgusunu ispatlaması ve mahkeme kabul verecek ise yeni genel şartlara göre TRH 2010 yaşam tablosunun kullanılması gerektiğini beyan etmiştir.Yargılama safahatında maddi tazminatın sigorta şirketi tarafından ödenmesi sebebiyle, davacı vekili sulh protokolü dosyaya sunarak maddi tazminat bakımından sigorta şirketi ve işleteni ibra ettiğini beyan etmiştir. İlk derece mahkemesince; feragat sebebiyle davanın tümden reddine karar verilmiştir. Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; düzenlenen sulh protokolü çerçevesinde … A.Ş.’nin ibra edildiğini, sulh protokolünün mahkemeye sunulduğunu, mahkemenin sehven tüm davadan feragat olarak nitelendirip tümden ret kararı vermesinin hatalı olduğunu, diğer davalılardan maddi tazminat ve manevi tazminat talepleri bakımından davanın görülerek hükme bağlanması gerektiği halde davanın reddedilmesinin usule aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle destekten yoksun kalma ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir. Davacı vekili 02/02/2017 tarihli feragat dilekçesinde, protokol sunarak tarafların birbirini ibra ettiklerini beyan etmiş ise de; sunulan protokolden davacının davasından maddi tazminat yönünden sigorta şirketi ve sigortalıya karşı vazgeçtiği anlaşılmaktadır. Bu durumda davaya manevi tazminat davası olarak devam edilmesi ve maddi tazminat davası bakımından ise feragate konu ödemeden sonra police limiti üzerinde kalan bir zararın mevcudiyetine ilişkin ileri sürülen bir iddianın mevcut olup olmadığı ile BK’nın 166/3, 165 ve168/2. maddelerinde düzenlenen “Alacaklının borçlulardan biriyle yaptığı ibra anlaşması, diğer borçluları da ibra edilen borçlunun borca katılma payı oranında borçtan kurtarır. Müteselsil borçlulardan biri, kendi davranışıyla diğerinin durumunu ağırlaştıramaz. Alacaklı diğerlerinin zararına olarak borçlulardan birinin durumunu iyileştirirse, bunun sonuçlarına katlanır.” şeklindeki düzenlemeler doğrultusunda sigorta şirketi bakımından vaki feragat nedeniyle police limiti dahilinde kalan kısım bakımından araç sürücüsü ve işleten bakımından da borcun sona erip ermediği değerlendirilerek sonucuna göre işlem yapılması gerekirken hukuki dinlenilme hakkı da ihlal edilerek dosya üzerinden karar verilmiş olması doğru olmamıştır.Bu nedenlerle HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:1-Davacılar vekilinin, istinaf başvurusunun ESASTAN KABULÜ ile, yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararlarının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,2- Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3- Davacı tarafça yatırılan istinaf karar ve ilam harcının istem halinde iadesine, 4- Davacının istinaf başvurusu nedeniyle yaptığı yargılama giderlerinin Mahkemece yeniden yapılacak yargılamada verilecek kararda nazara alınmasına, 5- İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 6- İstinaf aşamasında yatırılan gider avansından artan kısmın iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi. 25/10/2019