Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/1283 E. 2020/4091 K. 21.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/1283
KARAR NO: 2020/4091
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/12/2017
NUMARASI: 2011/756 Esas – 2017/1264 Karar
DAVANIN KONUSU: İşyeri sigortasından kaynaklanan rücuen tazminat
KARAR TARİHİ: 21/10/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirkete iş yeri güvencesi yangın poliçesiyle sigortalı olan … Limited Şirketine ait İvedik Organize Sanayi Bölgesinde bulunan imalat, aydınlatma teçhizatı ve optik cihaz ticaretiyle iştigal eden iş yerinde davalılardan … AŞ’nin etilen oksit gaz karışım tüp üreticisi, … ve …’nin sterilizasyon cihaz üreticisi davalılardan … Sigorta AŞ’nin tehlikeli maddeler zorunlu sorumluluk poliçesiyle sigortacısı olduğu teras katında bulunan sterilizasyon cihazına bağlı etilen oksit tüpü ile cihaz arasındaki hat veya regülatör ağzından sızan gaz nedeniyle ortamda bulunan elektrik tesisatında oluşan ark/kıvılcım sonucunda meydana gelen infilak sonucunda hasar gördüğünü, ekspertiz incelemeleri sonucunda sigortalıya 250.000,00 TL tazminat ödendiğini belirterek 250.000,00 TL tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Sigorta AŞ vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin sorumluluğuna dayanak gösterilen tehlikeli maddeler zorunlu sorumluluk teminatının, tüp gaz imali ve satışı yapan sigortalı … AŞ’nin bu mesleki faaliyeti nedeniyle 3’üncü kişilerin görebileceği zararlara karşı kanuni sorumlulukları teminat altına aldığını, tüp gaz kaynaklı bir patlamanın söz konusu olmadığını, dava konusu zararın “Tehlikeli Maddeler Zorunluluk Sigortası” dışında olduğunu, Tehlikeli Maddeler Sorumluluk Sigortası ile tüp gaz dışında tehlikeli bir maddenin yol açtığı hasarların teminat altına alındığını, davaya konu hadisenin poliçede belirtilen lokasyonlarda meydana gelmediğini, talep olunan tazminat miktarının fahiş olduğunu, faiz söz konusu olur ise dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi gerektiğini belirterek, dayanağı olmayan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … AŞ vekili cevap dilekçesinde özetle; olayın meydana geliş biçimi ve mevcut kayıtları dikkate alındığında, olayın müvekkili şirketin üreticisi bulunduğu tüple ilgisi bulunmadığının açık olduğunu, müvekkili şirket tarafından dolumu yapılan tüpün patlayarak zararın meydana gelmesine sebebiyet vermediğini, öte yandan davacının patlamanın gaz sızıntısı sonucu meydana gelmiş olabileceğine ilişkin iddiasına dayanak müvekkili şirkete husumet yöneltmesinin yasaya uygun olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi, davalı … aleyhine açılan davanın pasif dava yokluğu nedeniyle, diğer davalılar aleyhine açılan davanın ise reddine hükmetmiştir. Bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvuran davacı vekili dilekçesinde özetle; Dosya kapsamındaki soruşturma belgeleri, bilirkişi raporları ve ceza dosyası kapsamında sigortalı mahalde gaz kaçağının mevcut olduğu ve tehlikeli maddenin sızıntı yapmak suretiyle birikme yaptığı, patlamanın da bundan meydana geldiğinin tespit edildiğini, davalı … AŞ’nin gaz kaçağının kaynağı tüpün üreticisi, davalı … mirasçısı …’in sterilizasyon cihazı üreticisi, davalı … Sigorta AŞ’nin ise tehlikeli maddeler sorumluluk poliçesi kapsamında sorumlu olmasına karşın davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, 09/07/2015 tarihli bilirkişi raporunun patlamanın teknik değerlendirilmesi bölümünde “… Gaz kaçağının tüp çıkışı (tüp vanası dahil) ile cihaz girişi arasındaki hat ve cihazlardan kaynaklandığını göstermektedir…” denilmek suretiyle patlamanın kaynağının tüp ve sterilizasyon cihazı olduğunun net biçimde ortaya konulduğunu, davalı … Sigorta AŞ yönünden ise Tehlikeli Maddeler ve Tehlikeli Atık Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın poliçenin kapsamı bölümünde yer ile ilgili bir kısıtlama bulunmadığını, bu sigortanın konusunun 11/03/2010 gün ve 2010/190 sayılı Tehlikeli Maddeleri İçin Yaptırılacak Sorumluluk Sigortaları Hakkında Karar’ın 2’nci maddesinde sayılan maddeler ve bu maddeler ile ilgili faaliyetler olduğunu, madde metninden de anlaşılacağı üzere hiçbir yer/mekan kısıtlaması olmaksızın tehlikeli atıkların toplanması, taşınması, geçici ve ara depolanması, geri kazanımı, yeniden kullanılması ve bertarafının sigortanın kapsamında bulunduğunu aksi gerekçeyle verilen kararında usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesinin hükmünün kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 355’inci maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan incelemede: Dava, işyeri sigortasından kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir. Olay yerinde yapılan keşfe dayalı olarak düzenlenen bilirkişi raporunda işyerinde meydana gelen patlama irdelenerek, patlama merkezinin etilenoksit-karbondioksit gaz karışımı tüpü ile sterilizasyon cihazı arasında bir nokta olduğu, teras katta bulunan gaz karışım tüpünün regülatör ağzından veya sterilizatör ile gaz tüpü arasındaki hatta meydana gelen bir sızıntı neticesinde havadan ağır olan etilenoksit-karbondioksit gaz karışımını ortaya yayılması birikmesi, ortamda bulunan elektrik ile çalışan cihazlardan herhangi birinde meydana gelen ark veya kıvılcım sonucu patlamanın meydana geldiğinin anlaşıldığı, burada patlamaya kaynak oluşturan sızıntının sebebini kesin bir delil ile tespitinin, olay orijinal olay yerinin ve kanıt olabilecek kalıntıların incelenmemesinden ötürü mümkün olamadığını, dosyada mevcut ifade tutanaklarında, bahçeye düşen gaz tüpünün patlamanın hemen arkasında bahçede bulunduğu anda baş kısmından yanmakta olduğu ve müdahale sonucu söndüğünün anlaşıldığı, bu durumun tüpü bağlı boruda kalan gazın yanmasından kaynaklandığının düşündürüğünü, patlamadan sonra sterilizasyon cihazının bütün halde olması, hasarının cihazın dış kısımlarında meydana gelmesi ve bahçeye düşen gaz tüp gövdesinin sağlam olarak kaldığı dikkate alındığında, gaz kaçağının tüp çıkışı (tüp vanası dahil) ile cihaz girişi arasındaki hat ve cihazlardan kaynaklandığını gösterdiği, dava konusu patlama olayına sebep olan sızıntı kaynağını/sebebini mevcut bilgi, belge ve deliller ile kesin olarak belirlemenin mümkün olmayacağını, dolayısıyla burada patlamaya sebep olan sızıntının tüpün kusurundan mı, sterilizasyon cihazının üretim yahut montaj hatasından mı, yoksa sistemi kullanan davacının sigortalısının kullanım ve bakım hatasından mı kaynaklandığının tespiti mümkün olmadığından, … AŞ ve … yönünden bir sorumluluk-kusur belirlemesi yapılamadığını, davalı … Sigorta AŞ yönünden ise; sigorta poliçesinde riziko adresleri olarak sayılan 18 adres arasında patlamanın gerçekleştiği davaya konu adresin bulunmadığını, dolayısıyla bu sözleşmenin sigortalının faaliyette bulunduğu mekanlar yönünden teminat getirdiği, bu ürünlerin kullanıcı elinde bulundurulduğu, fiziki mekanlar yönünden teminat vermediğini belirterek, patlamanın sterilizasyon cihazına gaz sağlama hat ve/veya cihazlarında meydana gelen gaz kaçağından kaynaklandığını, davalılar … AŞ ve … yönünden bir kusur belirlemesi yapılmasının mümkün olamayacağı, davalı … Sigorta AŞ’nin yönünden ise hasarın teminat kapsamında sayılamayacağı belirtilmiş, Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) ve İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) öğretim üyelerinden oluşturulan 3 kişilik bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen raporda da aynı sonucu ulaşılarak patlamanın kaynağının gaz tüpü veya sterilizasyon cihazı olamayacağı, cihaza gaz sağlayan boru hat ve/veya vanalardan kaynaklanabilecek gaz kaçağından meydana gelebileceği görüş ve kanısında olduklarını bildirmişlerdir. Nitekim davacı … Sigorta AŞ tarafından işyeri yangın sigortası poliçesi ile sigortalanan … Limited Şirketine ait Ankara ili, Yenimahalle ilçesi, …, … Sitesinde bulunan işyerinde 09.03.2011 günü saat 18.44 sıralarında meydana gelen patlama ve ardından çıkan yangına müdahale eden Ankara Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Dairesi Başkanlığı tarafından düzenlenen yangın raporunda; patlamanın merkezinin etilenoksit gaz karışım tüpü ile havalandırma cihazının arasında bir nokta olduğu, teras katta bulunan etilenoksit-karbondioksit karışım tüpünün regülatöre bağlandığı ağızdan veya etilenoksit sterilizatör makinesi ile tüp arasındaki hatta meydana gelen etilenoksit gaz karışımının sızarak ortama yayıldığı, havadan ağır olan etilenoksit gaz karışımının, sterilazatör makinesinin bulunuğu kattaki alana ve merdivenlerden aşağıya doğru yoğun biçimde köşe noktalara birikerek yayılmasının ardından, etilenoksit sterilizatör makinesi ve ortamda bulunan diğer elektrikle çalışan cihazlardan herhangi birinde meydana gelmiş bir ark veya herhangi bir kıvılcım sonucu patlama meydana geldiği, teras kat ve teras katın altında bulunan katta patlama sonucu basınçtan dolayı hasara, duvarların yıkılmasına, çerçeve ve kapıların yerinden çıkmasına neden olduğu belirtilmiş, bilirkişi raporu içeriğinde de keşif sırasında patlama olayından sonra muhafaza edilen ve 3’üncü kattan bahçeye düşen %90 etilenoksit, %10 karbondioksit gaz karışım tüpünün incelendiği bildirilmiştir. Bu nedenle ilk derece mahkemesince oluşa uygun bilirkişiler kurulları tarafından düzenlenen raporlara dayanılmasında isabetsizlik bulunmamaktadır. Dosyaya sunulan davalı … AŞ ile davalı … Sigorta AŞ arasında akdedilen 1.7.2010 başlangıç, 1.7.2011 bitiş tarihli Tehlikeli Maddeler ve Tehlikeli Atık Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesinde riziko adresleri olarak belirtilen 18 yer arasında, davaya konu patlama ve yangının meydana geldiği “… mahallesi, … Sitesi, …’inci sokak, no:… Yenimahalle/Ankara” adresi bulunmamaktadır. Diğer bir anlatımla anılan poliçede rizikodan sorumluluk yer bakımından sınırlandırılmıştır. HMK’nin 266 ve devamı maddelerine uygun biçimde düzenlenmiş, olay yerinde elde edilen somut bulguları bilimsel ölçütlere göre meydana gelen patlamayla nedensellik bağını ortaya koyacak biçimde değerlendiren bilirkişi raporları ile davalı … Sigorta AŞ yönünden, rizikoyu yer bakımından sınırlandıran davalılardan … AŞ ile akdedilen 1.7.2010 başlangıç, 1.7.2011 bitiş tarihli Tehlikeli Maddeler ve Tehlikeli Atik Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi içeriği karşında davanın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Bu nedenle davacı vekilinin dilekçesinde ileri sürdüğü istinaf nedenleri isabetli değildir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacı … Sigorta AŞ vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı ilk derece mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun HMK’nin 353/1-b/1’inci maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Harçlar Kanununa göre alınması gereken 54,40 TL karar ve ilam harcından peşin alınan, 35,90 TL harcın mahsup edilerek, bakiye 18,50 TL karar ve ilam harcı davacıdan tahsil edilerek Hazineye verilmesine, 3-Davacının istinaf başvurusu nedeniyle sarf ettiği yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekâlet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf yargılama giderleri için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nin 361’inci maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde, dairemize ya da bulunulan yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilecek dilekçeyle Yargıtayda temyiz yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 21/10/2020