Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/1276 E. 2020/3940 K. 05.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/1276
KARAR NO : 2020/3940
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/02/2018
NUMARASI : 2016/1006 Esas – 2018/60 Karar
DAVANIN KONUSU: Araç Hasar Tazminatı (Kasko Poliçesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 05/10/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirkete ait … plakalı aracın davalı nezdinde kasko sigorta poliçesi ile sigortalı bulunduğu dönemde, 28/05/2016 tarihinde, maddi hasarlı trafik kazasına karıştığını ve hasar gördüğünü, aracın, kaza sonucu oluşan hasarın giderilmesi için .. götürüldüğünü, ancak olaydan 2-3 gün sonra davalı Sigorta Şirketi tarafından ekspere yönlendirildiğini, araç hasarının ödenmediğini, aracın günlerce … tamir için bekletildiğini, tamir bedelinin ödenmesi için davalı Sigorta Şirketi’ne ihtarname gönderildiğini, ancak ihtarnamenin gereğinin yerine getirilmediği gibi cevap dahi verilmediğini, aracın, müvekkili şirket tarafından tamir ettirilerek 08/09/2016 tarihinde 8.000,00 TL bedel ödenerek teslim alındığını, aracın, kasko sigorta poliçesi teminatı kapsamında olduğu halde davalı tarafından tamir edilmemesi sonucu 28/05/2016 ile 08/09/2016 tarihleri arasında ikame araç kullanmak zorunda kaldıklarını, araç hasar tazminatı ile ikame araç tazminatı bedelinin davalı tarafından karşılanması gerektiğini iddia ederek, fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulması kaydıyla 8.000,00 TL araç hasar tazminatı ve 100,00 TL ikame araç bedelinin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalıya dava dilekçesi usulüne uygun tebliğ edilmesine rağmen davalı cevap hakkını kullanmamıştır. İlk Derece Mahkemesince; “Dava dilekçesinin görev yönünden usulden reddine, mahkememizin görevsizliğine, karar kesinleştiğine ve talep halinde dosyanın görevli ve yetkili İstanbul Tüketici Mahkemesine gönderilmesine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacının şirket olduğunu ve mesleki amaç ile hareket ettiğini, taraflar arasında tüketici işlemi bulunmadığını, dolayısıyla davanın Asliye Ticaret Mahkemesinde görülmesi gerektiğini ve görevsizlik kararı verilmesinin hatalı olduğunu belirtmiştir. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda:Dava, TTK’nın 1401. maddesi kapsamında kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan araç hasar tazminatı istemine ilişkindir. Yargıtayın yerleşik kararlarında da belirtildiği üzere, dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın, bu kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı açıkça düzenlenmiştir.28.11.2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un (TKHK) 2. maddesinde kanunun kapsamı “bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır. Kanun’un “tanımlar” başlıklı 3. maddesinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder” biçiminde tanımlanmıştır.6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır. Ayrıca Kanun’un 83. maddesinde de taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenlenme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanun’un görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir.İşbu davanın konusunu oluşturan taraflar arasındaki uyuşmazlık, her ikisi de ticari şirket olan davacı ve davalı arasında, ticari araç için 15/12/2015 tarihinde düzenlenen genişletilmiş mavi ticari kasko poliçesinden kaynaklanmaktadır. Başka bir deyişle, davacı bir ticari şirket olduğundan tüketici olarak tanımlanamayacağı gibi, taraflar arasındaki ilişki de tüketici işlemi değildir. Bu durumda, davanın Asliye Ticaret Mahkemesinde görülmesi gerekirken, Mahkemece, Tüketici Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle yukarıda belirtildiği şekilde karar verilmesi doğru olmadığından, davacı vekilinin istinaf başvurusu yerinde görülmüştür.Bu bağlamda, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/3. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :1-)Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile, yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/3. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,2-)Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3-)İstinaf başvurusu için yatırılan karar ve ilam harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine,4-)İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-)Davacı vekili tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-)İstinaf talep eden tarafından istinaf aşaması için yatırılan gider avansının yatıran tarafa iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.05/10/2020