Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/1274 E. 2020/4152 K. 10.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/1274
KARAR NO: 2020/4152
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/11/2017
NUMARASI: 2016/1121 (E) – 2017/1212 (K)
DAVANIN KONUSU: Trafik kazasından kaynaklanan hasar tazminatı
KARAR TARİHİ: 10/11/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı … Limited Şirketine ait olan davalı … Sigorta Şirketi tarafından Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (ZMSS) poliçesi ile sigortalanan … plakalı aracın, dava dışı …’ya ait … plakalı araca çarparak zarar görmesine neden olduğunu, davalıya sigortalı araç sürücüsünün %100 kusurlu olduğunu, zira sigorta gözetim merkezi tarafından belirlenen kusur dağılımının kabul edilerek aracın onarım bedelinin de eksiksiz olarak ödendiğini, ZMSS poliçesi gereğince sigortalının üçüncü kişilerek kusuruyla verdiği zararın tamamından sigorta şirketinin sorumlu olduğunu, davalı sigorta şirketine araçta meydana gelen değer kaybının ödenmesi için 27/05/2016 tarihinde başvuru yapıldığını, …’nın davalı sigorta şirketinden olan alacağının Türk Borçlar Kanunu 183’üncü maddesi uyarınca hukuka uygun olarak müvekkili …’a devrettiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 250.00 TL değer kaybı bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin ZMMS poliçesi ile aracı sigorta ettiren işletenin 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’n 85’inci maddesinden doğan sorumluluğu üzerine aldığını, Zorunlu Karayolları Motorlu Araçlar Mali Sorumluluk Poliçesi Genel Şartlarının c.4’üncü maddesi uyarınca işleten değişmişse, işletenin değiştiği tarihi takip eden on günün sonunda poliçenin kendiliğinden iptal olduğunu, davacının oluştuğunu ileri sürdüğü değer kaybının neye göre belirlendiğinin belirtilmediğini, kusur durumunun belirlenmesi için dosyanın Adli Tıp Kurumuna sevk edilmesi, müvekkili şirketin sorumluluğunun poliçedeki limit ve sigortalının kusuruyla sınırlı olduğunu, hasar raporu için davacı taraftan yaptıkları masrafları kanıtlayıcı belge sunmasını talep ettiklerini, ödemeye esas alınabilecek tüm belgeler toplanmadan önce sigorta şirketinin temerrüdünün gerçekleşmeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi, dava konusu alacağı temlik aldığını beyan eden davacının, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 184’üncü maddesi kapsamında düzenlenmiş temlik sözleşmesini kesin süreye rağmen dosyaya sunmadığı gerekçesiyle “…Açılan davanın aktif husumet yokluğu nedeni ile HMK nın 114/1-d maddeleri delaletiyle 115 /2 maddesi gereğince usulden reddine, davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,…” karar vermiştir. Bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvuran davacı vekili dilekçesinde özetle; 17/01/2017 günü fiziki olarak ön bürodan sunulan delil listesi ekinde alacağın temliki sözleşmesini mahkemeye verildiğini, ancak 27/10/2017 tarihli oturumda dosyada bulunmasına karşı temlik sözleşmesinin bir numaralı ara kararıyla yeniden talep edildiğini, ara kararı 11/07/2017 günü yerine getirilerek temlik sözleşmesinin ön bürodan mahkemesine sunulduğunu, dosyada mübrez temlik sözleşmesinin, Türk Borçlar Kanunu alacağın temliki sözleşmesi için öngördüğü geçerlilik koşullarının tamamını taşıdığını belirterek mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun (HMK) 355’inci maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin konularla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu uyarınca sigortacılık yapan kurum veya kuruluşlardan ya da Hesaptan talep edilecek tazminat alacağının sadece hak sahibine veya avukatına ödeneceğine ve hiç kimseye devredilemeyeceğine ilişkin 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun ek 6’ncı maddesinin dava açıldıktan sonra 28.7.2020 gün ve 31199 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmesi karşısında somut uyuşmazlıkta uygulama olanağı bulunmadığı kabul edilmiştir. Temlik eden … ile temlik alan davacı … arasında düzenlenen “Temlik Sözleşmesi” başlıklı belgenin, ön inceleme duruşmasından önce İstanbul Anadolu Hukuk Mahkemeleri Ön Bürosuna 17.1.2017 günü delil dilekçesi ekinde sunulduğunun anlaşılması karşısında, yazılı biçimde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile, yukarıda esas ve karar numarası belirtilen ilk derece mahkemesi kararının HMK’nin 353/1-a/6’ncı maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf başvurusu için yatırılan karar ve ilam harcının istek halinde ilk derece mahkemesince yatırana iadesine, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekâlet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davacı vekili tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf talep eden tarafından istinaf aşaması için yatırılan gider avansının yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nin 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.10/11/2020