Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/1271 E. 2020/3770 K. 15.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/1271
KARAR NO: 2020/3770
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 04/12/2017
NUMARASI: 2016/267 Esas- 2017/863 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 15/09/2020
Taraflar arasında görülen davada verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla; re’sen dikkate alınabilecek hususlar ayrık olmak üzere istinaf talep ve gerekçeleri ile tarafların ilk derece mahkemesinde ileri sürdükleri iddia ve savunmalar esas alınmak sureti ile dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin murisi …’nun … Plaka sayılı trafik sigortası bulunmayan motosiklette yolcu olarak bulunduğu sırasında 14/11/2015 tarihinde meydana gelen tek tarafı trafik kazasında vefat ettiğini belirterek destekten yoksun kalma tazminatı talebinde bulunmuştur. Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu kaza nedeniyle hesaplanan 85.123,00 TL tazminatın davadan önce ödenerek davacıdan ibraname alındığını, bu şekilde yapılan ödeme ve ibranameye nedeniyle müvekilinin sorumluluğun kalmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesi talebinde bulunmuştur. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde davadan önce yapılan ödeme hesaplanan tazminattan düşülmek suretiyle bakiye tazminat alacak talebinin kabulüyle, davacı … için 4.802,00 TL, davacı … için ise 15.523,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar vermiştir. Karara karşı davalı vekili tarafından verilen istinaf dilekçesinde özetle; hesaplamanın iskontalama yöntemiyle PMF yaşam tablosu üzerinden yapılmasının yeni genel şartlara aykırılık teşkil ettiğini, evlenme indiriminin AYİM tablosuna göre yapılmasının da hatalı olduğunu, alkollü araç kullanımı nedeniyle tazminattan indirim yapılmamış olmasının doğru olmadığını, ödeme tarihindeki verilere göre hesaplama yapılmasının da ayrıca hatalı olduğunu, zira ödeme tarihindeki verilere göre hesaplama yapılması durumunda dava tarihinden önce davacının zararını karşılanmış olduğunun anlaşılacağını belirterek istinaf itirazında bulunmuştur. Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir. KTK’nın 111. maddesi uyarınca, tazminat miktarlarına ilişkin olup da yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten itibaren 2 yıl içinde iptal edilebilirler. Yargıtay ilke kararlarına göre yasada belirtilen 2 yıllık süre hak düşürücü süre olup, mahkemece res’en dikkate alınması gerekir. Somut olayda, taraflar arasında dava konusu kazaya ilişkin 16/02/2016 tarihli ibraname imzalanmış ve … için 79.902,00 TL, … için ise 5.221,00 TL tazminat bedeli, 22/02/2016 tarihinde havale yoluyla ödenmiş olup, eldeki dava ise 16/03/2016 tarihinde açılmış bulunmaktadır. Bu durumda taraflar arasında yapılan anlaşmanın yetersiz veya fahiş olup olmadığı meselesi değerlendirmeden karar verilmiş olması doğru olmamıştır. Kabul şekli bakımından da tazminat hesabının, 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları’na göre belirlenmesi gerekirken iskontalama yöntemiyle PMF yaşam tablosu esas alınıp evlenme ihtimali bakımından Moser tablosu doğrultusunda hazırlanmış olan rapor çerçevesinde sonuca gidilmiş olması ile motosiklet sürücüsünün kaza esnasında motosiklet kullanımı için yasal sınırı üzerinde olan 0,20 promilin üzerinde alkollü olmasının müterafik kusur teşkil edip etmediği yönünde değerlendirme yapılarak olumlu kanaate varılması durumunda hesaplanan tazminattan %20 oranında indirim yapılması gerektiğinin düşünülmemiş olması ile bilirkişi raporuna yönelik esaslı itirazlar doğrultusunda ek rapor alınmaksızın karar verilmiş olması doğru olmamıştır. O halde, davalı sigorta şirketi tarafından yapılan ödeme tarihindeki verilere göre TRH-2010 yaşam tablosu ve evlenme indirimini ilişkin AYİM tablosu esas alınarak %1,8 teknik faiz uygulanmak suretiyle hesaplama yaptırılarak, hesaplanacak zarardan müterafik kusur indirimi yapılıp yapılmayacağına ilişkin de değerlendirme yapıldıktan sonra yapılan hesaplamaya göre ödeme tarihindeki verilere istinaden davalı sigorta şirketinin davadan önce sorumluluğunun sona erip ermediği belirlenerek sonucuna göre karar verilmek üzere HMK’nn 352/1-a/6. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan gerekçe ile; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, 3-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın KARARI VEREN MAHKEMEYE GÖNDERİLMESİNE, 4-Peşin yatırılan istinaf karar ve ilam harcının istinaf kanun yoluna başvurana iadesine, 5-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353. maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi. 15/09/2020