Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/1246 E. 2021/12 K. 14.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/1246
KARAR NO: 2021/12
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/03/2018
NUMARASI: 2017/190 Esas – 2018/334 Karar
DAVANIN KONUSU: Bakiye Güç Kaybı Tazminatı (Trafik Kazasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 14/01/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 25.03.2015 tarihinde, davalı nezdinde ZMSS poliçesi ile sigortalı bulunan … plakalı aracın müvekkiline çarpması nedeniyle meydana gelen trafik kazasında müvekkilinin yaralandığını, kendisine, İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi tarafından %18 oranında maluliyet verildiğini, davalı Sigorta Şirketi tarafından müvekkiline yapılan ödemenin yetersiz olduğunu iddia ederek, fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulması kaydıyla 1.000,00 TL sürekli sakatlık tazminatının olay tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kazaya karışan aracın kaza tarihi itibariyle müvekkili nezdinde ZMSS poliçesi ile sigortalı bulunduğunu, müvekkilinin sorumluluğunun poliçe limiti ve sigortalı araç sürücüsünün kusuru ile sınırlı olduğunu, davacı tarafın, davadan önce müvekkili Sigorta Şirketi’ne başvurması üzerine hasar dosyası açıldığını, aktüerya raporu ile belirlenen 31.603,00 TL tazminatın 06/01/2017 tarihinde davacıya ibraname mukabilinde ödendiğini, müvekkilinin sorumluluğunun kalmadığını iddia ederek davanın reddine karar veirilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “Davacının yaşı, kazanç durumu, kusur oranı, maluliyet oranı, davalı tarafından yapılan kısmi ödeme hep birlikte değerlendirildiğinde; davacının 1.932,66 TL geçici iş göremezlik tazminatı 77.610,67 TL maluliyet tazminatı olmak üzere toplam 79.543,33 TL tazminat talep edebileceği, belirlenen tazminat miktarının sigorta limitini aşmadığı, davacının sigorta şirketine başvurusu olduğu, kısmi ödeme aldığı, ancak başvuru tarihinin belirlenemediği görülmekle ödemeyi takip eden 8 iş günü sonrasında davalının temerrüde düştüğü” gerekçesiyle “Davanın kabulü ile;79.543,33 TL’nin 15.01.2017 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline,” karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava öncesinde müvekkiline, Karayolları Trafik Kanunu’nun 97. maddesi gereğince başvuru yapılmadan dava açıldığını
belirtmiştir. HMK 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dava ve uyuşmazlık, TBK’nın 54. maddesi kapsamında yaralamalı trafik kazasından kaynaklanan bakiye güç kaybı tazminatı istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, davalı nezdinde ZMSS poliçesiyle sigortalı bulunan … plakalı aracın, 25/03/2015 tarihinde davacıya çarpması nedeniyle meydana gelen trafik kazası neticesinde, davacının yaralandığı, kaza tarihinde yürürlükte bulunan Yönetmelik hükümlerine göre düzenlenen rapora göre bu yaralanma nedeniyle davacının %26.2 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağının tespit edildiği, davalı Sigorta Şirketi’nce dava öncesinde, davacıya 06/01/2017 tarihinde 31.603,00 TL maddi tazminat ödendiği ancak davacı tarafça bu miktarın yetersiz görülerek işbu davada bakiye güç kaybı tazminatı talebinde bulunulduğu, Mahkemece yapılan yargılama sonucunda yukarıda belirtildiği şekilde karar verildiği anlaşılmıştır. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde her ne kadar, dava öncesinde, davacı tarafından, davalı Sigorta Şirketi’ne başvuru yapılmadığını ve kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu iddia etmiş ise de; yukarıda da belirtildiği üzere, işbu dava öncesinde davacı tarafça, davalı Sigorta Şirketi’ne başvurulduğu ve davalı Sigorta Şirketi’nce tazminat ödemesi yapıldığı; Mahkemece, HMK’nın 279. maddesinde aranılan koşullara uygun olarak düzenlenen, dosya kapsamına uygun, denetim ve hüküm kurmaya elverişli, kusur ve zarar bilirkişi raporları ile davacı tarafın ıslah dilekçesi dikkate alınarak karar verildiği, Mahkemece verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından, davalı vekilinin istinaf başvurusundaki iddia ve itirazlar yerinde görülmemiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine, 2-Harçlar Kanununa göre alınması gereken 5.433,60 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 1.358,4 TL karar ve ilam harcı mahsup edilerek bakiye 4.075,2 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına, 3-Davalının istinaf başvurusu nedeniyle sarfettiği yargılama gidernin kendisi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekâlet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf yargılama giderleri için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde, dairemize ya da bulunulan yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilecek dilekçeyle Yargıtayda temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 14/01/2021