Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/1240 E. 2020/4438 K. 22.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/1240
KARAR NO: 2020/4438
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/12/2017
NUMARASI: 2015/1019 (E) – 2017/1179 (K)
DAVANIN KONUSU: Trafik kazasından kaynaklanan bedensel zarar tazminatı
KARAR TARİHİ: 22/12/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, trafik kazasından kaynaklanan bedensel zarar tazminatı istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince; “Davanın kabulü ile 3.213,00 TL geçici iş göremezlik ve 42.668,96 TL sürekli iş görevmezlik olmak üzere toplam 45.881,96 TL tazmimatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, davalıdan alınarak davacıya verilmesine” karar verilmiştir. Bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvuran davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; tazminat hesabına esas alının maluliyet oranın asla kabul etmediklerini, davacının söz konusu trafik kazası nedeniyle yaralanmasının maluliyet hali oluşturup oluşturmadığına ilişkin Adli Tıp Kurumundan rapor alınması gerekirken bu yöndeki itirazları dikkate alınmaksızın hüküm kurulmuş olmasının bozma nedeni olduğunu, davacının kaza tarihindeki muayene bulgularında düşük el tariflenmekle birlikte, bilirkişi rapor tarihindeki muayenesinde bu arıza tanımlanmamı olduğundan, kazadaki yaralanmasına bağlı sinir hasarı oluştuğuna dair bir değerlendirme yapılamadığını, bu hali ile söz konusu kaza nedeniyle davacı da maluliyet hali meydana gelmeyeceğini, Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine göre yapılan değerlendirmede davacının kazaya bağlı yaralanmasının çalışma gücü kaybı ve meslekte kazanma gücü kaybına neden olmayacağını, hükme esas alınan raporda asgari ücretin 1,94 katı esas alınarak tazminat hesabının kabulünün mümkün olmadığını, geçici iş göremezlik tazminatının poliçe kapsamında olmadığını belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 355’inci maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığında görevli öğretim üyeleri tarafından, Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine uygun biçimde düzenlenen ve davacının vücut genel çalışma gücünden kayıp oranını belirleyen rapor içeriği karşısında, davalı vekilinin istinaf başvuru dilekçesinde ileri sürdüğü maluliyet halinin meydana gelip gelmediğine ilişkin olarak Adli Tıp Kurumu 3.İhtisas Kurulundan rapor alınması gerektiğine ilişkin istinaf başvuru nedeni yerinde görülmemiştir. Davalı vekilinin dilekçesinde ileri sürdüğü, tazminat hesabında dikkate alınan ücrete ve geçici iş göremezlik tazminatının poliçe kapsamında olmadığına ilişkin istinaf nedeninin incelenmesine gelince: Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekanlığı tarafından davacı …’ün anılan fakültenin peyzaj mimarlığı bölümünde lisans öğrencisi olduğunun bildirilmesi, aktüerya uzmanı bilirkişi tarafından geçici ve sürekli iş göremezlik dönemlerine ilişkin maddi tazminat miktarlarının, TMMOB Peyzaj Mimarları Odası Ankara şubesi tarafından peyzaj mimarı bir kişinin alabileceği emsal ücretin asgari ücrete göre hesaplanan oranı dikkate alınarak saptanmasında isabetsizlik bulunmamaktadır. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun (KTK) 91/1’inci maddesinde, “İşletenlerin, bu Kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur” biçimindedir. Aynı Kanunun 85/1’inci maddesinde, bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı belirtilmiş; anılan Kanununun 85’inci maddesinin son fıkrasında maddesinde ise,“ işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur” hükmüne yer verilmiş, dava konusu rizikonun gerçekleştiği ve kasko poliçesinin akdedildiği tarihte yürürlükte bulunan Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-1’inci maddesinde sigortanın kapsamı, “sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” biçiminde ifade edilmiştir. Böylece, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (ZMSS); motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3’üncü kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır. Somut uyuşmazlık, yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ışığında değerlendirildiğinde; geçici iş göremezlik tazminatının, … plaka sayılı aracın ZMSS poliçesinin düzenlendiği ve rizikonun meydana geldiği tarihte yürürlükte bulunan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A.1’inci maddesi uyarınca, ZMSS teminatı kapsamında olduğunun anlaşılması karşısında, davalı vekilinin istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü diğer nedenlerde yerinde görülmemiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı ilk derece mahkemesi kararına yyönelik istinaf başvurusunun HMK’nin 353/1-b/1’inci maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 3.134,19 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 783,54 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.350,65 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak, hazineye verilmesine, 3-Davalının istinaf başvurusu nedeniyle sarfettiği yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekâlet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf yargılama giderleri için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nin 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.22/12/2020