Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/1221 E. 2020/4301 K. 03.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/1221
KARAR NO : 2020/4301
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/12/2017
NUMARASI : 2014/997 (E) – 2017/1442 (K)
DAVANIN KONUSU: Tazminat
KARAR TARİHİ: 03/12/2020
Taraflar arasında görülen davada verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla; re’sen dikkate alınabilecek hususlar ayrık olmak üzere istinaf talep ve gerekçeleri ile tarafların ilk derece mahkemesinde ileri sürdükleri iddia ve savunmalar esas alınmak sureti ile dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, davalıların sahibi, sürücüsü ve sigortacısı bulunduğu … plakalı aracın 22/04/2012 tarihinde karıştığı trafik kazası sonucunda davacıların desteği …’nın hayatını kaybetmesi ve eşi …’nın yaralanması nedeni ile uğranılan ölüm ve cismani zararlar nedeni ile tüm davalılardan maddi tazminat, davalı … Temiz bakımından ise davacılardan … yönünden hem yaralanması hem eşinin vefatı nedeniyle 150.000,00 TL, diğer davacılar bakımından babalarının vefatı nedeniyle 100.000,00’er TL manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Davalılar davanın reddini talep etmişlerdir.İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde; sigorta şirketlerine yönelik açılan maddi tazminat davası bakımından davanın feragat nedeniyle reddine, davalı … karşı açılan maddi tazminat davasının konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına, davalı … karşı açılan manevi tazminat davasının kabulü ile davacı … için eşinin vefatı nedeniyle 30.000,00 TL, yaralanması nedeniyle 2.500,00 TL, diğer davacılar için ise 15.000,00’er TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 22/04/2012 tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte tahsiline karar verilmiştir. Karara karşı davacılar vekili, tafsilatı istinaf dilekçesinde açıklandığı üzere manevi tazminat miktarının hakkaniyetli olmadığı, tazminat miktarının düşük takdir edildiği gerekçesiyle istinaf başvurusunda bulunmuştur.Karara karşı davalı … vekili tarafından kaza sonucu oluştuğu iddia edilen ölüm olayının aradan uzun süre geçtikten sonra meydana geldiği, adli raporun yeterince göz önünde tutulmadığı, manevi tazminat miktarının karşılanmasının müvekkilinin maddi anlamda çöküntüye girmesine sebep olacağını belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur.Ceza dosyası kapsamında alınan Adli Tıp Kurumu tarafından tanzim edilen 30/09/2014 tarihli 3774 karar nolu raporunda ölüm ile kaza arasında illiyet bağının bulunduğu tespit edilmiş olup, istinaf dilekçesinde bu raporun ne sebepten ötürü eksiklik içerdiği yönünde herhangi bir istinaf itirazında bulunulmamıştır. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere göre kazanın davalı araç sürücüsünün eğimli ve virajlı yolda direksiyon hakimiyetini kaybetmesi neticesinde yaya kaldırımında bulunan müteveffa ve davacıya çarpması şeklinde gerçekleştiği, … tam kusurlu olduğu, müteveffa … ile davacı …’nin kusursuz oldukları, müteveffanın emekli olup aylık 5.278,00 TL emekli geliri olduğu, vefat ettiği takdirde 59 yaşında olduğu, davacı …’nin 24/07/2014 tarihli rapora göre basit tıbbi müdahaleyle giderilir nitelikte yaralandığı, mali sosyal durum tutanağına göre 60 yaşında olup ev hanımı olduğu, eşine ait evde oturduğu, fiziksel bir rahatsızlığının bulunmadığı, diğer davacı …’in ise bankada özel güvenlik olarak çalıştığını, 31 yaşında olduğu, eşi ve 1 çocuğu bulunduğu, davacı …’in ise mali sosyal durum tutanağına rastlanılmadığı, bila ikmal gelen evraka göre banka şubesinde çalışmakta olduğu, nüfus kaydına göre evli ve 1 çocuk sahibi olduğu, davalı …’nin ise özel bir şirkette yönetici olarak çalıştığı, 31 yaşında olduğu, anne ve kardeşine baktığı, kirada oturduğu, 2015 yılı itibarıyla ceza dosyası kapsamındaki beyanına göre aylık 7.000,00 TL gelirinin bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, kusur durumuna, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, manevi tazminatın takdirinde caydırıcılık ilkesi, tarafların mali ve sosyal durumu, kaza tarihindeki paranın alım gücü ve hak ve nesafet ilkesine uygun bir değerlendirme yapılarak hüküm kurulmuş olmasına göre taraf vekillerinin manevi tazminat miktarına ilişkin istinaf itirazları yerinde değildir. 
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/1 maddesi hükmü uyarınca taraf vekillerinin istinaf başvurusunun ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,2-Manevi tazminat davasına ilişkin istinaf başvurusu nedeniyle alınması gereken bakiye 3.202.02 TL istinaf karar harcının istinafa başvuran …den tahsil edilerek HAZİNEYE İRAD KAYDINA,davacı bakımından ise peşin alınmış olduğundan başlaca harç alınmasına yer olmadığına,3-İstinafa başvuran taraflarça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına, 4-Artan gider ve delil avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,Dair, manevi tazminat davasında davalı bakımından hükmedilen miktarlar gözetilerek 6100 sayılı HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince KESİN; davacılar bakımından ise reddedilen miktarlar gözetilerek kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yolu açık olmak üzere, oy birliği ile karar verildi. 03/12/2020