Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/1217 E. 2020/4072 K. 20.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/1217
KARAR NO: 2020/4072
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/12/2017
NUMARASI: 2015/410 Esas- 2017/961 Karar
DAVANIN KONUSU: Trafik kazasından kaynaklanan bedensel zarar tazminatı ve manevi tazminat
KARAR TARİHİ: 20/10/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı …’ın 13.03.2009 tarihinde meydana gelen trafik kazasında yaralanması nedeniyle oluşan 14.167,81 TL maddi, 20.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verildiğini, iş mahkemesinde davacı … Limited Şirketine ait araç sürücüsünün %20, davalı … Belediyesinin %20, davalı sürücünün %40, …’ın %20 oranında kusurlu bulunduğunu ve davanın bu kusur oranlarına göre sonuçlandırıldığını, Yargıtay 21. Hukuk Dairesi tarafından kararın onandığını, ilamın … tarafından İstanbul … İcra Müdürlüğünün … (E) sayılı dosyası ile icraya konulduğunu, 61.034.61 TL olarak müvekkili tarafından ödendiğini, kazanın meydana gelmesinde sürücü …’nin tam kusurlu olduğunu, davalı …’ın … plakalı aracın araç maliki olarak sorumluluğu olduğunu, …’nin … plakalı aracın trafik poliçesini düzenlemesi sebebiyle araç sürücüsünün kusuru oranında müştereken ve müteselsilsen sorumlu olduğunu, davalı … Belediyesinin iş mahkemesinde görülen davada %20 kusurlu bulunduğundan bu kusur oranı ile sınırlı toplam ödenen rakamdan sorumlu olacağını beyanla; davalılara rücu edilmesi gereken miktarın tespiti ile sorumlu oldukları tazminatın ödenme tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir. Davalı … Belediyesi vekili cevap dilekçesinde özetle; kazaya karışan araç işleteninin belediye olmadığını, araç sürücüsünün de belediye personeli olmadığını, Bakırköy 5. İş Mahkemesinin kararında Belediye yönünden davanın reddine karar verildiğini, işveren sıfatına sahip olmadıklarını, işin tamamının davacı işverene devredildiğini, işveren şirketin işçisine yaptığı ödemeden sorumlulukları bulunmadığını, kusur oranının yeniden tespit edilmesi gerektiğini, ödeme tarihinden itibaren talep için zamanaşımı ve hak düşürücü sürenin geçtiğini, ancak yasal faizin söz konusu olabileceğini beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; kazaya karıştığı belirtilen … plakalı aracın şirketlerine 29.04.2008-2009 vadeli … numaralı trafik poliçesi ile sigortalı olduğunu, teminat limitinin kişi başına 100.000 TL ile sınırlı olduğunu, olayın trafik iş kazası olması halinde SGK’dan tazminat alınıp alınmadığının araştırılması gerektiğini, başvuru tarihinde temerrütün oluşacağını ödeme tarihinden itibaren faiz talep edilemeyeceğini, manevi tazminattan sorumlulukları bulunmadığını beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir. Davalılar … ve …’ye usulüne uygun tebliğe rağmen cevap hakkını kullanmamışlardır. İlk derece mahkemesince; “davanın kısmen kabulüne, 30.517,31-TL’nin, davalılardan … Sigorta A.Ş bu miktarın 13.306,35-TL’sinden sınırlı sorumlu tutulmak kaydıyla, davalılar …, … ve … Sigorta A.Ş ‘den ödeme tarihi 23/06/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, Fazla talebin reddine” karar verilmiştir. Davalı … istinaf dilekçesinde özetle; davanın yasal süresi içinde açılmadığını, dava için gerekli zamanaşımı ve hak düşürücü sürelerin geçtiğini, davanın usulden reddi gerektiğini, araç işletenin kazanın üçüncü kişinin veya zarar görenin ağır kusurundan kaynaklandığını kanıtlaması halinde sorumluluktan kurtulacağını, söz konusu olayda zarar görenin kusurlu olması olduğunu beyan ederek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dava, trafik kazası sonucu yaralanan dava dışı kişiye müteselsil sorumluluk kapsamında ödeme yapan davacının ödediği tazminatı diğer müteselsil sorumlulardan kusur (sorumluluk) durumuna göre rücuen tahsili istemine ilişkindir. Davalı …, diğer davalı sürücü …’nin kullanmış olduğu aracın maliki ve işletenidir. 2918 saylı Karayolları Trafik Kanununun (KTK) 88.maddesinde: “Bir motorlu aracın katıldığı bir kazada, bir üçüncü kişinin uğradığı zarardan dolayı, birden fazla kişi tazminatla yükümlü bulunuyorsa, bunlar müteselsil olarak sorumlu tutulur. Birden fazla kişinin sorumlu olduğu durumlarda, bunlar arasındaki ilişki bakımından zarar, olayın bütün şartları değerlendirilerek paylaştırılır. Özel durumlar ve özellikle araçların işletme tehlikeleri, zararın iç ilişkide başka türlü paylaştırılmasını haklı göstermedikçe, işletenler ve araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahipleri kusurları oranında zarara katlanırlar”. Buna göre davalı …, zarar görene karşı müteselsilen sorumlu durumunda olduğu için, kusura ve sorumluluğa ilişkin istinaf itirazlarının reddi gerekmiştir. Davacı vekili, haksız fiilden zarar görene karşı müteselsil sorumluluk esasına göre zararın tümünü 29/07/2013 tarihinde ödedikten sonra ödeme tarihinden itibaren yasal süresi (iki yıl) içerisinde 17/04/2015 tarihinde iş bu dava açılmış olup KTK’nın 109/son maddesinde: “Motorlu araç kazalarında tazminat yükümlülerinin birbirlerine karşı rücu hakları, kendi yükümlülüklerini tam olarak yerine getirdikleri ve rücu edilecek kimseyi öğrendikleri günden başlayarak iki yılda zamanaşımına uğrar.” şeklindeki hüküm karşısında davalı …’in zamanaşımı ve süreye ilişkin istinaf itirazlarının da reddi gerekmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalı …’ın yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 2.084,62 TL harçtan peşin alınan 521,16 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.563,46 TL harcın davalı …’dan tahsili ile Hazineye irat kaydına, 3-Davalı …’ın istinaf başvurusu nedeniyle yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf yargılama giderleri için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.20/10/2020