Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/1212 E. 2020/4362 K. 10.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/1212
KARAR NO: 2020/4362
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/01/2018
NUMARASI: 2014/1399 (E) – 2018/27 (K)
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 10/12/2020
Taraflar arasında görülen davada verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla; re’sen dikkate alınabilecek hususlar ayrık olmak üzere istinaf talep ve gerekçeleri ile tarafların ilk derece mahkemesinde ileri sürdükleri iddia ve savunmalar esas alınmak sureti ile dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dilekçesinde özetle; 29/07/2005 tarihinde … plakalı aracı kullanmakta olan …’ın meydana getirdiği trafik kazasında müvekkili …’ün eşi olan …’ün vefat ettiğini, kazanın meydana gelmesinde dava dışı …’ın kusurlu olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 5.000,00 TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesi talebinde bulunmuştur. Davalı vekili süresi içerisinde verdiği cevap dilekçesinde zamanaşımı savunmasında bulunmuştur. İlk derece mahkemesince davanın kabulüne, 20.139,03.TL. maddi tazminatın yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Karara karşı davalı vekili davanın zamanaşımına uğramış olmasına rağmen kabulüne karar verilmiş olmasının doğru olmadığını, bununla birlikte kusura yönelik itirazlarının dikkate alınmadığını belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. HMK’nın 342/1-e maddesi uyarınca başvuru sebep ve gerekçesinin gösterilmesi zorunludur. Davalı vekili tarafından mahkemece benimsenen kusur durumuna yönelik somut gerekçelere dayalı olarak istinaf itirazında bulunmadığından ötürü HMK’nın 355. maddesi uyarınca bu husus değerlendirme dışı bırakılmıştır. İstinafa konu uyuşmazlık davanın zamanaşımına uğrayıp uğramadığı noktasında toplanmaktadır. Dava trafik kazasından kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Davaya konu kaza 29/07/2005 tarihinde gerçekleşmiş olup eldeki dava ise 09/10/2014 tarihinde ikame edilmiştir. Kaza nedeniyle davacının desteği vefat etmiş bulunmaktadır. Zamanaşımı süresi, isnad edilen eylemin üst sınırına göre belirlenecek oluşu nedeniyle araç sürücüsünün mahkum olduğu ceza miktarı üzerinden zamanaşımı süresinin hesaplanmasına ilişkin itiraz yerinde değildir. Araç sürücüsüne isnad edilen eylem TCK’nın 85/1. maddesinde öngörülmüş olup üst sınırı 6 yıldır. Bu durumda ölüm olayının gerçekleştiği dava konusu kaza tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK 66. maddesinin d bendinde öngörülen ceza zamanaşımı süresi 15 yıl olduğuna göre zamanaşımı süresinin dolmadığı görülmektedir. O halde yapılan yargılamaya, toplanan delillere, dosya içeriğine, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru olduğuna göre; yerinde olmayan istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçe ile; 1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/1 maddesi hükmü uyarınca davalı vekilinin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken bakiye 1.031,77 TL istinaf karar harcının istinafa başvuran davalı taraftan tahsil edilerek HAZİNEYE İRAD KAYDINA, 3-İstinafa başvuran tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4- Artan gider ve delil avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine, 5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, Dair, 6100 sayılı HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince her iki taraf yönünden KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliğiyle karar verildi. 10/12/2020