Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/12 E. 2019/28 K. 27.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/12
KARAR NO : 2019/28
KARAR TARİHİ: 27/09/2019
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAH.
TARİHİ : 17/07/2017
NUMARASI : 2017/3207 Esas – 2017/3174 Karar
DAVANIN KONUSU: TAZMİNAT
İstanbul 5.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin yukarıda yazılı değişik iş karar sayılı kararı ile saklanmasına karar verilen Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti’nin 22.06.2017 gün 2017İHK-2238 sayılı kararının incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle re’sen dikkate alınabilecek hususlar ayrık olmak üzere istinaf talep ve gerekçeleri ile tarafların ileri sürdükleri iddia ve savunmalar esas alınmak sureti ile dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Başvuran vekili sigorta tahkim komisyonuna verdiği dilekçesinde özetle; 03/12/2015 tarihinde meydana gelen trafik kazasında vefat eden … desteğinden yoksun kalan anne ve babası olan müvekkilleri bakımından toplam 42.000 TL tazminatın temerrüd tarihinden itibaren başlayacak avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesi talebinde bulunmuş; talebini ıslahen arttırmıştır.Davalı … şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; kazada ölen … içerisinde bulunduğu 50 S 0040 plaka sayılı aracın, karayolu zorunlu taşımacılık sigorta poliçesi bulunduğunu, zararın öncelikle bu sigortadan karşılanması gerektiğini, bu nedenle zarar sorumlusunun öncelikle taşıyıcı mali mesuliyet sigortacısı olan dava dışı … A.Ş olduğunu belirterek başvurunun reddine karar verilmesi talebinde bulunmuştur.Uyuşmazlık Hakem Heyetince 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu ve bu kanuna dayalı olarak çıkarılan yönetmelik hükümleri uyarınca biletli kişilerin yolcu sayıldığı, kaza anında araçta bulunanların biletli olduklarına dair belgenin dosyada bulunmadığı, bu yönde bir iddianın da söz konusu olmadığı ve ayrıca kazanın meydana geldiği yerin il sınırları içerisinde kaldığı, dolayısıyla zararın K.T.M.S. sigortası kapsamında olmadığı gerekçesiyle aracın zorunlu mali mesuliyet sigortacısı olan davalı … şirketinin sorumluluğuna hükmedilmiştir İşbu karara vaki itiraz üzerine İtiraz Hakem Heyetince taşımanın şehirlerarası olmaması nedeniyle, zararın, zorunlu karayolu taşımacılık sigorta poliçesi kapsamında kalmadığı belirtilerek itirazın reddine karar verilmiştir.Karara karşı sigorta şirketi vekili tarafından verilen istinaf dilekçesinde, zararın, zorunlu karayolu taşımacılık sigorta poliçesi kapsamında kaldığını, zira taşımacılık mali sorumluluk sigortası genel şartlarının B.8 maddesine göre meydana gelen zararın öncelikle zorunlu taşımacılık sorumluluk sigortasından karşılanması gerektiğini,, bu nedenle zarardan doğrudan doğruya müvekkil sigorta şirketinin sorumlu olduğuna yönelik kabulde isabet bulunmadığını, kaldı ki tazminat hesabının da anne ve babaya ayrılan destek oranları doğru olarak belirlenmeden yapıldığını belirterek istinafen kararın bozulması talebinde bulunmuştur.Tahkime konu başvuru trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatının sigortacıdan tahsili istemine ilişkindir.Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere göre 03.12.2015 tarihinde gerçekleşen kazanın Boğaz köyünden Nevşehir merkezinde bulunan okula gidiş esnasında şehiriçi öğrenci taşıması sırasında meydana geldiği, davacıların çocukları olan ve desteğinden yoksun kaldıkları Sevil’in içerisinde bulunduğu … plakalı aracın, dava dışı … şirketine ait olduğu, bu aracın, 26.5.2015 -2016 tarihlerini kapsayan karayolu zorunlu taşımacılık mali sorumluluk sigorta poliçesi ile … sigorta şirketi tarafından sigortalandığı, aracın aynı zamanda davalı … şirketine kaza tarihini kapsayan şekilde zorunlu mali mesuliyet sigortası ile de sigortalı olduğu, kazanın yolun karlı ve buzlu olmasından mütevellit sigortalı araç sürcüsünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu tek taraflı trafik kazası meydana geldiği, araç sürücüsünün, kazanın meydana gelmesinde KTK’nun 84. maddesi yollamasıyla yönetmeliğin 52/1-b maddesi uyarınca kusurlu olduğu, kazanın meydana gelmesinde başka kusurlu bir kimsenin bulunmadığı, veraset ilamına göre davacıların müteveffanın mirasçıları oldukları, esasen bu hususların taraflar arasında ihtilaflı olmadığı, davacının eldeki tahkim başvurusunu yapmadan önce dava dışı karayolu taşımacılık sorumluluk sigortacısına yönelik tahkim başvurusunda bulunduğu, uyuşmazlık hakem heyetince bu talepleri, 20/07/2016 tarih 2016.E.8513- 2016/20289 karar sayılı karar ile reddedildiği, dosyada işbu karara yönelik itiraz edildiğine veyahut kesinleşip kesinleşmediğine dair herhangi bir bilgi ve belge bulunmadığı anlaşılmaktadır.Taraflar arasındaki esas uyuşmazlık zararın, zorunlu karayolu taşımacılık mali sorumluluk sigortası poliçesi kapsamında kalıp kalmadığı giderek zorunlu mali mesuliyet sigortacısı olan davalı … şirketinin sorumluluğunun bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A.1. maddesine göre, “Bu sigorta ile sigortacı, poliçede belirtilen motorlu taşıtta seyahat eden yolcuların, duraklamalar da dahil olmak üzere, kalkış noktasından varış noktasına kadar geçecek süre içinde meydana gelebilecek bir kaza sonucu bedeni zarara uğraması halinde, sigortalının 10.07.2003 tarih ve 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu’ndan doğan sorumluluğunu, poliçede yazılı sigorta tutarlarına karar temin eder.”4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu’nun 18. maddesi uyarınca taşımacılar, yolcuya gelebilecek bedeni zararlar için bu Kanunun 17. maddesinde düzenlenen sorumluluklarını sigorta ettirmek zorundadır. Anılan Kanunun 19/son ve Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın B.8. maddeleri hükümlerine göre, meydana gelen zarar öncelikle taşımacının sorumluluk sigortasından karşılanır. Ancak bu sigortanın hiç yapılmamış olması, yapılmış fakat geçersiz hale gelmiş olması, süresinin bitmiş olması veya meydana gelen zararın bu sigorta teminatlarının üzerinde bulunması halinde teminatların üzerinde kalan kısım için, sırasıyla zorunlu mali sorumluluk sigortasına ve varsa ihtiyari mali sorumluluk sigortasına başvurulur.Bahse konu düzenlemelerden de anlaşılacağı üzere, yasa koyucu yolcuların uğradığı bedeni zararlar bakımından taşımayı yapan aracın zorunlu karayolu taşımacılık sigortacısı, trafik sigortacısı ve varsa ihtiyari mali sorumluluk sigortacısı bakımından müştereken ve müteselsilen bir sorumluluk öngörmemiş, sıralı bir sorumluluk düzenlemiştir. Başka bir anlatımla, yolcunun uğradığı bedeni zararlar, taşımayı yapan aracın zorunlu karayolu taşımacılık sigortası kapsamında ise bu aracın trafik veya ihtiyari mali mesuliyet sigortacısının sorumluluğu doğmayacaktır. Ancak limit aşımında sırasıyla zorunlu ve ihtiyari mali mesuliyet sigortacılarının sorumluluğu söz konusu olacaktır. (Yüksek Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2016/20012 E. 2019/394 K.)İşbu yasal düzenmeler doğrultusunda uyuşmazlık değerlendirildiğinde, taşıma işinin zorunlu karayolu taşımacılık sigortası kapsamında kalabilmesi için ticari nitelikte olmasının yeterli olduğu, taşımanın şehirlerarası olması zorunluluğunun bulunmadığı, kaza tarihindeki kanun, genel şartlar, yönetmelik ve genelgeden oluşan konuya ilişkin mevzuat hükümlerinde öğrenci servis taşımacılığı da dahil olmak üzere ticari nitelikteki şehiriçi yolcu taşımalarının teminat kapsamı dışında kaldığına dair harhangi bir hüküm bulunmadığı, ezcümle, TTK.’nun 3. maddesi uyarınca bütün iş ve işlemleri ticari nitelikte olan dava dışı sigortalı araç işleteninin öğrenci servis taşımacılık işinin, zorunlu taşımacılık sigortası kapsamında kaldığı anlaşılmaktadır.(Ticari nitelikteki şehir içi yolcu taşımacılığının zorunlu taşımacılık sigortası kapsamında olduğuna dair; Yüksek Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2016/20012 E. 2019/394 K.; aynı daire 2017/937 E. 2017/4660 K.; aynı daire 2016/933E. 2018/11173K sayılı kararı ve benzer nitelikteki diğer kararları)Hal böyle iken anılan genel şartların B.8. maddesi gereğince meydana gelen zararın öncelikle taşımacının sorumluluk sigortasından karşılanması gerektiği, ancak teminat limitlerini aşan hallerde trafik sigortacısının ve varsa ihtiyari mali mesuliyet sigortacısının sorumluluğunun söz konusu olacağı, ne var ki hesaplanan tazminatın zorunlu karayolu taşımacılık mali sorumluluk sigortası poliçesinde belirtilen kişi başı teminat limiti altında kalıyor olması (kişi başına ölüm teminat limiti 268.000 TL’dir) nedeni ile zorunlu mali mesuliyet sigortacısının sorumluluğunun bulunmadığı gerekçesiyle açılan davanın husumetten reddine karar verilecek yerde kabulüne karar verilmiş olması doğru olmamıştır. Bu yöne ilişkin istinaf itirazları yerindedir.HMK 353/1-b-2 maddesinde yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber kanunun olaya uygulanmasında hata edilipte yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verileceği öngörülmüştür.Bu durumda anılan yasal düzenleme doğrultusunda itiraz hakem heyeti kararı kaldırılarak davanın husumetten reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan gerekçe ile;A- 1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/2 maddesi hükmü uyarınca davalı … vekilinin istinaf kanun yoluna başvuru talebinin ESASTAN KABULÜNE,2-İtiraz Hakem Heyeti KARARININ BÜTÜNÜYLE KALDIRILMASINA,3- Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde iadesine,C) 1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/2 maddesi hükmü uyarınca düzelterek yeniden esas hakkında kararla ; Davacılar … ve … vekili tarafından yapılan başvurunun HUSUMET YOKLUĞU NEDENİYLE REDDİNE,2- Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T’nin 7. maddesi ve 5684 sayılı Yasanın 30/17. maddesi uyarınca 545,00 TL vekalet ücretinin davacı …’den alınarak davalı tarafa ödenmesine,3- Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T’nin 7. maddesi ve 5684 sayılı Yasanın 30/17. maddesi uyarınca 545,00 TL vekalet ücretinin davacı …’den alınarak davalı tarafa ödenmesine 4- 1 sayılı tarifenin Yargı harçları başlıklı A/III/1-2. maddesi uyarınca harç alınmasına yer olmadığına Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 366. maddesi yollaması ile aynı kanunun 346. maddesi uyarınca gerekçeli kararın taraflara/ vekillerine tebliğinden itibaren Yargıtay ilgili Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere iki hafta içerisinde dairemize yahut dairemize gönderilmek üzere temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilecek temyiz dilekçesi ile Yargıtay yolu açık olmak üzere olarak dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oybirliği ile karar verildi.27/09/2019