Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/1189 E. 2021/152 K. 04.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/1189
KARAR NO: 2021/152
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/11/2017
NUMARASI: 2016/804 Esas – 2017/957 Karar
DAVANIN KONUSU: Maddi Tazminat (Trafik Kazasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 04/02/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 09/01/2016 tarihinde, geçerli bir taşımacılık poliçesi bulunmayan … plakalı aracın dava dışı sürücü …’ın sevk ve idaresinde Balıkesir istikametinden Edremit istikametine seyir halinde iken, sürücünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi nedeniyle kaza yapması neticesinde, araçta yolcu olarak bulunan müvekkillerinin desteği …’nın vefat ettiğini, müvekkillerinin destekten yoksun kaldıklarını iddia ederek, fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulması kaydıyla davacı … için 1.000,00 TL, davacı … için 500,00 TL ve davacı … için 500,00 TL olmak üzere toplam 2.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden, aksi halde başvuru tarihini izleyen 8 iş gününün bitiminden itibaren veyahut son tahlilde dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi veya yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının talebi net olmadığından dava dilekçesinin iptaline karar verilmesi gerektiğini, davacıların yabancı olmaları nedeniyle teminat yatırmaları gerektiğini, kazaya sebep olan aracın ZMSS poliçesinin … Sigorta AŞ. tarafından yapıldığını, söz konusu poliçenin varlığı nedeniyle …’nın sorumluluğunun bulunmadığını, yabancı uyruklu kişilerin, taşımacılık veya koltuk sigortasına tabiyetlerinin bulunmadığını, davaya konu taşımanın, yasak kapsamında bir taşıma olmaması sebebiyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, 6704 sayılı Kanun ile Karayolu Taşıma Kanunu’ndaki sorumluluk sigortasının, Karayolları Trafik Kanunu’nda belirtilen zorunlu mali sorumluluk sigortasını ifade ettiğinin hüküm altına alınarak, söz konusu Kanunun “sorumluluk ve sigorta” başlıklı 3. kısmının da yürürlükten kaldırıldığını, dava konusu taşınmanın 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu kapsamında bir taşıma olmadığını, istiap haddi aşıldığından olayda müterafik kusur olduğunu iddia ederek davanın reddine karar verilmesi talebinde bulunmuştur. İlk Derece Mahkemesince; “Dava, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 3. maddesinde tanımlanan trafik kazasından kaynaklanan, 6098 sayılı Borçlar Kanunu’nun 53. maddesine dayalı ve 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 14. maddesi kapsamında açılan ölüm nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı davasıdır. Olayın meydana geldiği 09/01/2016 tarihinde sürücü dava dışı … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araç ile Balıkesir istikametinden Edremit istikametine seyir halinde iken sürücünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesiyle yoldan çıktığı ve ormanlık alandaki ağaçlara çarpması sonucu ölümü trafik kazası gerçekleştiği, bu kazada araçta yolcu olan davacılar murisi …’nın vefat ettiği dosyada bulunan kaza tespit tutanağı, soruşturma evrakları, trafik tescil belgeleri, veraset ilamı, ölü muayene tutanağı ile sabittir. Ne var ki anılan trafik kazasının konusu suç teşkil eden göçmen kaçakçılığı eylemi sırasında meydana geldiği, davacılar murisinin de bu kaçakçılık eyleminde kaçak göçmen olarak bulunduğu dosya içerisinde bulunan soruşturma evraklarından anlaşılmaktadır. Her şeyden evvel konusu suç teşkil eden bu eylem sırasında meydana gelen kazadan ötürü tazminat istenmesi hukuken mümkün değildir. Zira borcu doğran olaylardan (sözleşme, haksız fiil ve sebepsiz zenginleşme) sözleşmelere dair TBK 27. maddesinde bu husus açıkça “Kanunun emredici hükümlerine, ahlaka, kamu düzenine, kişilik haklarına aykırı veya konusu imkânsız olan sözleşmeler kesin olarak hükümsüzdür” düzenlemesi ile hüküm altına alınmıştır. Bu hüküm kıyas yolu ile davamızın konusu olan haksız fiil hukukuna dahi tatbik edilmelidir. Aksi düşünce, hukuka aykırı sözleşmeleri teşvik etmek, göçmen kaçakçılarını taltif etmek olur ki, hiçbir hukuk düzeni bunu korumaz.” şeklindeki gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir. Davacılar vekili bu kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu iddia ederek istinaf kanun yoluna başvurmuştur. HMK 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dava ve uyuşmazlık, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 14. ve TBK’nın 53. maddesi kapsamında ölümlü trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, 09/01/2016 tarihinde, zorunlu karayolu taşımacılık mali sorumluluk sigortası bulunmayan yolcu otobüsünün tek taraflı kaza yapması neticesinde araçta yolcu olarak bulunan davacıların desteği (mirasbırakanı)’nin vefat etmesi nedeniyle davacıların, işbu davada destekten yoksun kalma tazminatı talebinde bulundukları ve Mahkemece, yukarıda belirtilen gerekçe ile davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır. İstinafa konu uyuşmazlık rizikonun zorunlu karayolu taşımacılık mali sorumluluk sigortası kapsamında kalıp kalmadığı noktasında toplanmaktadır. Kaza tarihinde yürürlükte bulunan 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu’nun 17. maddesi, şehirlerarası ve uluslararası yolcu taşımacılarının, kalkış noktasından varış noktasına kadar meydana gelecek kazalar sonucu yolcunun ölümü ve yaralanmasından dolayı sorumlu olacağını, 18. maddesi ise, bu zararların teminat altına alınması için zorunlu karayolu taşımacılık mali sorumluluk sigortasının yaptırılması gerektiğini hüküm altına almıştır. Ayrıca bu Kanun’a dayanılarak çıkarılan Karayolu Taşıma Yönetmeliği’nin 64. maddesi gereğince yolcu taşımacılığı yapan taşıyıcıların zorunlu karayolu taşımacılık mali sorumluluk sigortası yaptırma zorunluluğunun bulunduğu belirtilmiştir. Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A.1. maddesinde de; bu sigorta ile sigortacı, poliçede belirtilen motorlu taşıtta seyahat eden yolcuların, duraklamalar da dahil olmak üzere, kalkış noktasından varış noktasına kadar geçecek süre içinde meydana gelebilecek bir kaza sonucu bedeni zarara uğraması halinde, sigortalının 10/07/2003 tarih ve 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu’ndan doğan sorumluluğunu, poliçede yazılı sigorta tutarlarına karar temin edeceği açıklanmıştır. Aynı Yasanın 19/son ve Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının B.8. maddeleri hükümlerine göre meydana gelen zarar öncelikle taşımacının sorumluluk sigortasından karşılanır. Dosya içerisindeki bilgi ve belgeler ile Edremit Cumhuriyet Başsavcılığının 2016/191 Soruşturma sayılı dosyasına göre, 09/01/2016 tarihinde Suriye uyruklu vatandaşların içerisinde yolcu olarak bulunduğu, … Ltd. Şti. adına kayıtlı … plakalı otobüsün devrilmesi nedeniyle meydana gelen kazası neticesinde, araç sürücüsü dahil 9 kişinin öldüğü ve olayın göçmen kaçakçılığı yapıldığı esnada meydana geldiği anlaşılmıştır. Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın “Kapsam Dışında Kalan Haller” başlıklı A.5. Maddesinin (i) bendinde “cürüm ve cinayet işlemek veya bunlara teşebbüs,” hallerinin bu sigorta teminatının dışında olduğu ifade edilmiştir. Buna göre, somut olayda, 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu kapsamında kalan nitelikte, yolcu taşımacısı tarafından yapılan bir taşıma faaliyeti söz konusu olmadığından, başka bir deyişle dava konusu taşımacılık eylemi, göçmen kaçakçılığı suçunun (cürüm) işlenmesi amacıyla gerçekleştirilmiş olduğundan davalı …’nın sigortalının (zorunlu karayolu taşımacılık mali sorumluluk sigortası bulunmayan işletenin) 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu’ndan doğan sorumluluğunu üstlendiğinden söz etme olanağı yoktur. Davacıların, koşullarının bulunması halinde, teminatının kapsamı zorunlu karayolu taşımacılık mali sorumluluk sigortasından farklı olan ve kaza tarihinde geçerli poliçesi bulunan zorunlu mali sorumluluk sigortacısından tazminat isteminde bulunma olanakları vardır. O halde mahkemece, rizikonun teminat dışında olması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yukarıda açıklanan gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi hatalı olduğundan, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesi düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulması gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A-)Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-b/2 maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere kaldırılmasına, Buna göre: 1-)Davanın reddine, 2-)Alınması gereken harç peşin alındığından, yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 3-)Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, ilk derece mahkemesinin karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 1.980,00 TL maktu vekalet ücretinin davacılardan tahsili ile davalıya verilmesine, 4-)Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına, 5-)Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
B-)İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN: 1-)Davacılar tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar ve ilam harcının, istem halinde ilk derece mahkemesi tarafından yatıran tarafa geri verilmesine, 2-)İstinaf kanun yolu aşamasında davacılar tarafından yapılan yargılama giderinin, Dairemiz kararının niteliği itibarıyla, davacılar üzerinde bırakılmasına, 3-)İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekâlet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-)İstinaf için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa geri verilmesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde, dairemize ya da bulunulan yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilecek dilekçeyle Yargıtayda temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 04/02/2021