Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/1188 E. 2021/191 K. 11.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/1188
KARAR NO: 2021/191
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 29/01/2018
NUMARASI: 2015/101 (E) 2018/45 (K)
DAVANIN KONUSU: Destekten yokun kalma tazminatı ve Manevi tazminat
KARAR TARİHİ: 11/02/2021
Taraflar arasında görülen davada verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla; re’sen dikkate alınabilecek hususlar ayrık olmak üzere istinaf talep ve gerekçeleri ile tarafların ilk derece mahkemesinde ileri sürdükleri iddia ve savunmalar esas alınmak sureti ile dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, 15/11/2014 tarihinde, davalı …’in sevk ve idaresinde olan … plakalı araçtan inen davacıların murisi …’in, bariyer demirini aşarak yan yoldan karşıya geçmek isterken davalı …’in sevk ve idaresinde bulunan işleteni davalı …Şirketi olan … plaka nolu aracın kendisine çarpması neticesinde vefat etmesi nedeniyle davacı … için 50.000,00-TL, davacı … için 50.000,00-TL olmak üzere toplam 100.000,00-TL manevi tazminat ile müvekkili … için 500,00-TL, … için de 500,00-TL olmak üzere toplam 1.000,00-TL destek yoksun kalma zararı ve 1000TL cenaze defin giderinin (manevi zarardan davalı sigorta şirketi sorumlu olmamak kaydıyla) davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesi talebinde bulunmuştur. Davalılar davanın reddini talep etmişlerdir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, davacı … için 16.004,60-TL destekten yoksun kalma tazminatı ile davacı … için 16.004,60-TL destekten yoksun kalma tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, bu bedellere kararda belirtilen faiz başlangıç tarihlerinden itibaren faiz yürütülmesine, 214,00-TL cenaze ve defin masrafının davalılardan tahsiline, davacı … için 40.000,00 TL manevi tazminat ile davacı … için 40.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … Ltd. Şti, …, … ve …’ndan kararda belirtilen faiz başlangıç tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir. Karara karşı davalı … Şirketi vekili tarafından verilen istinaf dilekçesinde özetle, davalılardan …’in müvekkil şirket çalışanı olduğunu, kaza tarihinde aracı iş amacı dışında kullanmış olması nedeniyle işleten olarak sorumluluklarının bulunmadığını, kazanın müteveffanın ağır kusuru nedeniyle meydana geldiğini, bu nedenle KTK’nın 86. maddesi uyarınca müvekkil şirketin bir sorumluluğunun kalmadığını, kaldı ki araç sürücüsü …’in kazada kusurunun bulunmadığını, müteveffanın, yola aniden çıktığını, bu durumun tanık beyanlarıyla sabit olduğunu, ayrıca karşıdan karşıya geçilen yerde yaya geçidinin bulunmadığını, yolun bariyerleriyle çevrili olduğunu, kazanın müteveffanın indirilmemesi gereken yerde indirilmesi ve müteveffanın üst geçidi kullanmaması nedeniyle meydana geldiğini, davaya konu olayda davalı şirket çalışanının kusurunun bulunmadığını, illiyet bağının ağır kusur nedeniyle kesildiğini, dolayısıyla sürücünün ve müvekkil şirketin kazadan kaynaklı sorumluluğunun bulunmadığını, manevi tazminatın fahiş oranda takdir edildiğini, hiç kimsenin kendi kusurundan yararlanamayacağı ilkesinin göz ardı edildiğini, müteselsil sorumluluğun söz konusu olmadığını, zira zararı meydana getiren olayların birbirinden ayrı olduğunu, davalı …’e yönelik verilen kusur oranları arasındaki çelişkinin giderilmediğini, kusur hesabında belediyenin kusurunun da hesaplanmamış olmasının hukuka aykırı olduğunu, müteveffanın stajyer olarak görev yapıyor olması nedeniyle henüz kazanç sağlayacak yaşta olmadığını, anne babanın çalışıyor olduğunu, öğrenci olan kızlarından destek aldığı iddiasının gerçekçi olmadığını, evlilik sonrasında desteğin azalma ihtimali düşünülerek değerlendirme yapılmamış olmasının doğru olmadığını belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Karara karşı davalı … vekili tarafından verilen istinaf dilekçesinde özetle, hükme esas alınan kusur raporunun hukuka aykırı olduğunu, kusur oranları arasındaki çelişkinin giderilmediğini, müvekkilinin dava konusu olayda kusurunun bulunmadığını, kazanın, müteveffanın, bariyerle kapatılmış olan ve girmemesi gereken yola girmesi nedeniyle üstelik bu esnada telefonla konuşarak araçlara geçiş önceliği vermemesi nedeniyle meydana geldiğini, kazanın yolcunun yasak olan yerde indirilmiş olması nedeniyle gerçekleştiğini, bu nedenle müvekkilinin eylemiyle zarar arasında illiyet bağı bulunmadığını, olayda müteselsil sorumluluğa hükmedilmesinin hatalı olduğunu, birlikte zarar vermek şartının gerçekleşmediğini, hükmedilen manevi tazminat tutarlarının fahiş olduğunu, destekten yoksun kalma tazminatına da fahiş oranda hükmedildiğini, cenaze ve defin masraflarının reddedilen kısmı yönündan avukatlık ücretine hükmedilmemiş olmasının doğru olmadığını belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı sigorta şirketi vekili istinaf dilekçesinde özetle, cenaze ve defin giderlerinden sorumluluklarının bulunmadığını, müvekkil şirketin sorumluluğunun araç sürücüsünün kusuruyla sınırlı olduğunu, oysa ki sigortalı araç sürücüsünün kusurunun bulunmadığını, kusur izafe edilmesinin dayanaksız olduğunu, kaldı ki kusurdan fazlasıyla sorumlu tutulamayacağını, kusur oranında indirim yapılması gerektiğini, faize hükmedilmesinin hatalı olduğunu, zira güncel değerler üzerinden hesaplama yapıldığını, kaza tarihindeki verilere göre hesaplama yapılmadığını, gelecek dönem zararına geçmişten faiz işletilmesinin kabulünün mümkün olmadığını belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalılar … ve … vekili istinaf dilekçesinde özetle trafik raporunda üst geçit olmasına rağmen müteveffanın bu üst geçidi kullanmamış olduğunu, müvekkili …, müteveffayı araçtan indiren kişi olup, kazaya karışan araç sürücüsü olmadığını, mahkemece talepleri dikkate alınmadan karar verildiğini, Adli Tıp Kurumunun raporunda müvekkile kusur izafe edilmediğini, kazanç kaybı ile ilgili itirazları dikkate alınmadığını, kazanç kaybı hesabında anne ve babanın herhangi bir geliri olup olmadığını değerlendirilmediğini, müvekililinin ceza davasında beraat ettiğini, kusursuz olarak kabul edildini, rapor yönelik itirazları dikkate alınmadan karar verildiğini, fahiş manevi tazminata hükmedildiğini, kısmen reddedilen maddi tazminat davasında vekalet ücreti verilmediğini. manevi tazminata ilişkin vekalet ücretinin yanlış takdir edildiğini belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dava trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. 1-Cenaze ve defin masrafına yönelik istinaf başvurularının değerlendirilmesi; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341/2 maddesindeki düzenlemeye göre miktar veya değeri 1.500,00 Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununa 6763 sayılı kanunun 44. maddesi ile eklenen Ek 1. maddesi uyarınca maddedeki parasal sınırın yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle belirlenen kesinlik sınırı karar tarihi itibarı ile 3.560,00 TL’dir. Davalılar aleyhine hükmedilen miktar, kararın verildiği tarih itibarı ile 2018 yılı için öngörülen kesinlik sınırının altında kaldığından, hükmün bu kısmı yönünden davalıların istinaf hakkı bulunmamaktadır. Bu durumda … ve … ve … ve sigorta şirketinin cenaze ve defin masrafına yönelik istinaf başvurusunun usulden reddine karar vermek gerekmektedir. 2-Destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminata ilişkin tesis edilen hükümlere yönelik istinaf başvurularının değerlendirilmesi; Davaya konu kazanın, davalı araç sürücüsü …’in, durak olmayan yasak olan yerde yolcu indirmesi, müteveffanın yasak olan yerden karşıya geçmek istemesi ve diğer davalı araç sürücüsü …’nin de (kendi beyanına göre) yasal sınırın üzerinde bir hızla seyretmesi nedeniyle, yan yoldan yolun karşısına geçmek isteyen müteveffaya çarpması şeklinde gerçekleştiği, mahkemece hükme esas alınan ilk raporda belirlenen bilirkişi sayısından daha fazla bilirkişi atanmak suretiyle alınan kusur raporunun, hüküm vermek bakımından yeterli olduğu, zararın, davalıların silsile halinde gerçekleşen kusurlu eylemleri neticesinde gerçekleşmiş olması nedeniyle TBK’nın 61. maddesi uyarınca müteselsil sorumluluk hükümlerine dayalı olarak tazminattan sorumlu tutulmalarında yasaya aykırılık bulunmadığı, davalı …’nin taksire dayalı kusurunun bulunmadığından bahisle beraatine karar verildiği, tazminat sorumluluğunun ceza sorumluluğundan daha geniş kapsamlı olduğu, bu nedenle BK’nın 74. maddesi uyarınca hukuk hakiminin, ceza hakiminin kusurun değerlendirilmesine ilişkin kararı ile bağlı olmadığı, somut olayda, taşımacılık faaliyetinde bulunan davalı …’nin, yayalar için güvenli geçiş yeri bulunmadığını bilmesine rağmen (üst geçit var ise de bu geçitin yan yola bağlantısı yoktur) yolcu indirme ve bindirme yasağı olan yerde yolcu indirmek suretiyle kazanın gerçekleşmesinde kusuru olduğu, bu eyleminin tazminat sorumluluğu için yeterli olduğu, hükme esas alınan bilirkişi raporundaki kusur oranlarının oluş usul ve yasaya uygun olduğu, bilirkişi raporunda destek paylarının doğru olarak hesap edildiği, çocukların kazanç sağlama çağına geldiklerinde anne ve babasına ömürleri boyunca destek olacağı olgusunun Yargıtay ilke kararları gereği kabul edilmekte olduğu, bu sonuca varılmasında anne ve babanın gelirinin olup olmamasının neticeye etkili olmadığı, kaza tarihinde davacının … fabrikasında çalışmakta olduğu, buna göre kaza tarihinden itibaren hesaplama yapılmasında isabetsizlik bulunmadığı, güncel verilere göre tazminat hesaplansa da zararın gerçekleştiği tarihinin kaza tarihi olduğu ve o tarih itibariyle zarar karşılanmadığına göre temerrüd halinin de o tarihte gerçekleştiği, giderek faiz başlangıç tarihi bakımından usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, davalı sigorta şirketinin zarar görene karşı sorumluluğunu üstlendiği araç sürücüsünün eyleminden kaynaklı müteselsil sorumluluğunin söz konusu olduğu bu nedenle bu yöne ilişkin istinaf itirazının da yerinde olmadığı görülmektedir. Destekten yoksun kalma tazminatı bakımından tam kabul kararı verildiği, manevi tazminat istemi yönünden ise kısmen kabul kararı verildiği, reddedilen kısım üzerinden karar tarihindeki tarifeye göre 2.180,00 TL maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken 2.400,00 TL vekalet ücretine hükmedildiği anlaşımaktadır. Buna yönelik istinaf başvurusunda hukuki yarar yoktur. Öte yandan caydırıcılık ilkesi, kusur durumu, tarafların mali ve sosyal durumu, paranın alım gücü ve hak ve nesafet ilkesi nazara alınarak yapılan değerlendirmede genç yaşta çocuklarını kaybeden ve bir ömür boyu bunun acısını çekecek olan davacı anne ve baba için takdir edilen manevi tazminat miktarı uygundur. Bu durumda yapılan yargılamaya, toplanan delillere, dosya içeriğine, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru olduğuna göre; yerinde olmayan istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçe ile; 1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/1 maddesi hükmü uyarınca davalılar … ve … vekilinin, davacıların her biri için tesis edilen destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat hükümlerine yönelik istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE, 2-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/1 maddesi hükmü uyarınca davalı … AŞ vekilinin, davacıların her biri için tesis edilen destekten yokun kalma tazminatına ilişkin hükümlere yönelik istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE, 3-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/1 maddesi hükmü uyarınca davalı … vekilinin, davacıların her biri için tesis edilen destekten yokun kalma tazminatı ve manevi tazminat hükümlerine yönelik istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE, 4-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/1 maddesi hükmü uyarınca davalı … Ltd. Şti. vekilinin, davacıların her biri için tesis edilen destekten yokun kalma tazminatı ve manevi tazminat hükümlerine yönelik istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE, 5-Davalı … ve … AŞ ve … ve … vekillerinin cenaze defin giderine yönelik istinaf başvurusunun HMK’nın 352/1-b maddesi uyarınca REDDİNE, 6-Alınması gereken 7.666,96 TL istinaf karar harcından istinaf başvurusunda bulunan davalılar tarafından yatırılan peşin harç tutarlarının ayır ayrı mahsubu ile 1.367.89 TL bakiye istinaf karar harcının 976,99 TL’lik kısmının sigorta şirketi haricinde kalan davalılardan müştereken ve müteselsilen; 390,90 TL’lik kısmının ise sigorta şirketi dahil tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 7-İstinafa başvuran tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 8- Artan gider ve delil avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine, 9-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, Dair, 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince davalılar aleyhine hükmedilen destekten yokun kalma tazminatı ve manevi tazminat ve cenaze-defin gideri miktarları gözetilerek her iki taraf yönünden KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliğiyle karar verildi. 11/02/2021