Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/1151 E. 2020/763 K. 16.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/1151
KARAR NO: 2020/763
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/12/2017
NUMARASI: 2015/1040 Esas- 2017/1280 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat
KARAR TARİHİ: 16/06/2020
Taraflar arasında görülen davada verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla; re’sen dikkate alınabilecek hususlar ayrık olmak üzere istinaf talep ve gerekçeleri ile tarafların ilk derece mahkemesinde ileri sürdükleri iddia ve savunmalar esas alınmak sureti ile dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, 07/05/2015 tarihinde, davacılardan …’in yolcu olarak bulunduğu … plakalı araç ile davalıya ait … plakalı aracın karıştığı trafik kazasında adı geçen davacının ağır bir şekilde yaralandığını, kazanın gerçekleşmesinde davalı araç sürücüsünün kusurlu olduğunu, davalı …’un maliki ve sürücüsü olduğu aracın, davalı … tarafından trafik sigortası; davalılardan … tarafından ise manevi tazminat taleplerini teminat altına alan kasko sigortasıyla ile sigortalandığını belirterek davacı … bakımından duçar olduğu maluliyete istinaden şimdilik 10.000 TL maddi tazminatın davalılar … ile … Sigorta A.Ş.’den faiziyle birlikte müteselsilen tahsiline, yine müvekkili … için 60.000 TL, … için 50.000 TL, … için 20.000 TL, … için 20.000 TL olmak üzere toplam 150.000 TL manevi tazminatın davalılar … ile ….’den faiziyle birlikte müteselsilen tahsilini talep etmiştir. Davalı … Şirket vekili, davalıya ait … plakalı araçla ilgili müvekkil sigorta şirketince Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Poliçesi düzenlendiğini, hiçbir hasar başvurusunda bulunulmaksızın açılmış bulunan işbu davada müvekkili sigorta şirketinin temerrüdünden bahsedilemeyeceğini beyanla davanın reddini savunmuştur. Davalı …. ve … usule uygun davetiye tebliğine rağmen davaya cevap vermemişlerdir.İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, davalı araç sürücüsü tam kusurlu olup, davacı …’nin gerçekleşen kaza neticesinde %22.0 oranında malul kaldığı gerekçesiyle geçici ve sürekli iş göremezlik ile bakıcı giderinden oluşan toplam 135.232,47 TL tazminatın kararda belirtilen tarihlerden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar … ve … Sigorta AŞ’den müteselsilen tahsiline; davacılardan … için 40.000 TL, davacı … için 20.000 TL, davacı … için 10.000 TL ve davacı … için 10.000 TL manevi tazminatın kararda belirtilen tarihlerden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar … ve ….’den müteselsilen tahsiline karar verilmiştir. Karara karşı davalı … vekili tarafından verilen istinaf dilekçesinde özetle, davaya bakma görevinin Asliye Hukuk Mahkemesine ait olduğunu, görevsizlik kararı verilmemiş olmasının doğru olmadığını, davacı tarafın KTK’nın 97. Maddesi uyarınca sigorta şirketine başvurmadan eldeki davayı açtığını, bu nedenle dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmemiş olmasının da hatalı olduğunu, hüküm altına alınan maddi ve manevi tazminat tutarları fahiş olup yetersiz bilirkişi raporu esas alınarak karar verilmesinin doğru olmadığını, borçlar yasasındaki indirim nedenlerinin gözetilmediğini belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur.Karara karşı davalı …. vekili tarafından verilen istinaf dilekçesinde özetle, manevi tazminatın fahiş bir şekilde takdir ve tayin edildiğini belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur.1-Davalı … vekilinin istinaf itirazlarının değerlendirilmesi; Dava trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davasıdır. Davanın açıldığı 02/11/2015 tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1-a maddesi gereği her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olup olmadığına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen hususlar ticari davalardır. TTK 5/1 maddesi gereği ticari davalara bakmakla görevli mahkeme Asliye Ticaret mahkemeleridir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01/07/2012 tarihinden itibaren yasanın 5/3 maddesi gereği Asliye Hukuk mahkemeleri ile Asliye Ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki işbölümü olmaktan çıkmış görev ilişkisi haline gelmiştir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1. maddesi gereği göreve ilişkin kurallar kamu düzeni ile ilgili olup mahkemece kendiliğinden dikkate alınması gerekmektedir.Açılan davada davalılar arasında sigorta şirketleri bulunmaktadır. Sigorta hukuku 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6. kitabında 1401 ve devamı maddelerinde, zorunlu sorumluluk sigortası ise 1483 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Bu durumda Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen hususlardan olması nedeniyle dava ticari dava olup Asliye Ticaret Mahkemesi görev alanı içinde bulunmakta olup, göreve ilişkin istinaf itirazı yerinde değildir.Davanın açıldığı tarih itibariyle sigorta şirketine başvurma mecburiyeti getiren KTK’nın 97. maddesinde yapılan değişiklik yürürlüğe girmemiş bulunmaktadır. (Davanın açıldığı tarih 02/11/2015, yasal düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarih ise 26.04.2016) Dolayısıyla bu yöne ilişkin istinaf itirazı da yerinde değildir.Hükme esas alınan ATK’nın 22/12/2016 tarihli kusur raporu ile ceza dosyası üzerinden alınan ve bu raporla örtüşen 16/11/2015 tarihli kusur raporu ve geçici iş göremezlik, sürekli iş göremezlik ve bakıcı gideri hesabına ilişkin düzenlenen 20/09/2017 tarihli bilirkişi raporlarının hangi cehitten eksiklik ve hukuka aykırılık içerdiğine dair somut gerekçelere dayalı olarak istinaf itirazları ileri sürülmediği, yine dilekçede, hangi sebepten ötürü tazminattan indirim yapılması gerektiği hususunun açıklanmadığı karşısında, HMK’nın 355. maddesinde düzenlenen istinaf sebep ve gerekçeleriyle bağlılık ilkesi gereğince soyut kalan istinaf itirazları değerlendirmeye alınmamıştır. Kaldı ki, usulüne uygun bir şekilde tebliğ edilen bilirkişi raporlarına yönelik yargılama aşamasında davalı tarafça herhangi bir itirazda bulunulmamış olması nedeniyle, bu itirazların istinaf aşamasında ileri sürülmesi usulen mümkün değildir (HMK357/1).2-Davalılar vekillerinin manevi tazminata ilişkin istinaf itirazlarının değerlendirilmesi;Kaza tarihinde 37 yaşında olan …’nin %22.0 oranında malul kalması, kaza sonucu ayağında oluşan kırıklar nedeniyle birçok kez ameliyat geçirmesi, kazada kusurunun bulunmaması, davalının tam kusurlu olması, 9 aya kadar iyileşme ve tedavi süresi, tarafların mali ve sosyal durumu, caydırıcılık ilkesi, paranın alım gücü ve hak ve nesafet ilkesi nazara alınarak yapılan değerlendirmede davacı … bakımından takdir edilen manevi tazminat miktarı yüksek olmadığı gibi aynı gerekçelerle davacının eşi ve çocukları bakımından takdir edilen manevi tazminat miktarı da yüksek değildir. Bu yöne ilişkin istinaf başvurusu da yerinde değildir.Bu durumda yapılan yargılamaya, toplanan delillere, dosya içeriğine, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru olduğuna göre; yerinde olmayan istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan gerekçe ile;A)1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/1 maddesi hükmü uyarınca davalı … vekilinin maddi ve manevi tazminata yönelik istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,2-İstinafa başvuran tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Artan gider ve delil avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,B)1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/1 maddesi hükmü uyarınca davalı …. vekilinin manevi tazminata yönelik istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,2-İstinafa başvuran tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Artan gider ve delil avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,C)1-Maddi tazminat davasına ilişkin istinaf başvurusu nedeniyle alınması gereken bakiye 6.92830 TL istinaf karar harcının istinafa başvuran …’tan tahsil edilerek HAZİNEYE İRAD KAYDINA,2-Manevi tazminat davasına ilişkin istinaf başvurusu nedeniyle alınması gereken bakiye 2.732.13 TL istinaf karar harcının istinafa başvuran davalılar … ve ….’den müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek HAZİNEYE İRAD KAYDINA,Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda manevi tazminata ilişkin davalılar bakımından her bir davacı yönünden hükmedilen meblağ gözetilerek manevi tazminat bakımından 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-a maddesi gereğince her iki taraf yönünden KESİN; maddi tazminata yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen karara ilişkin davalı … bakımından gerekçeli kararın tebliğinden itibaren Yargıtay ilgili Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere iki hafta içerisinde Dairemize yahut Dairemize gönderilmek üzere temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilecek temyiz dilekçesi ile Yargıtay yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 16/06/2020