Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/1150 E. 2020/4054 K. 15.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/1150
KARAR NO : 2020/4054
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/12/2017
NUMARASI : 2016/1036 Esas – 2017/1117 Karar
DAVANIN KONUSU: Maddi ve Manevi Tazminat (Trafik Kazasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ 15/10/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 21/05/2015 tarihinde, davalı …A.Ş.’nin ZMS sigortacısı, davalı … maliki ve davalı …’un sürücüsü olduğu aracın, … ‘a çarparak ölümüne neden olduğunu, … ölümü ile geride davacıların (eşi ve 2 çocuğunun) kaldığını, … Ltd.Şti.’de kargo dağıtım elemanı (şöfor) olarak çalıştığını, kazanın meydana gelmesinde 2,20 promil alkollü olan davalı … %100 kusurlu olduğunu, davacıların, vefat olayı nedeniyle maddi ve manevi zarara uğradıklarını, destekten yoksun kaldıklarını iddia ederek, fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulması kaydı ile her bir davacı için 5.000,00’er TL yoksun kalma tazminatı ile 500,00 TL cenaze ve defin gideri toplamı olan 15.500,00 TL maddi tazminatın tüm davalılardan kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline; her bir davacı için 100.000,00’er TL’den olmak üzere toplam 300.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve …’tan olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş; 06/07/2017 tarihli ıslah dilekçesi ile de, davacı … için 2.000,00 TL cenaze ve defin gideri ile 39.555,25 TL destekten yoksun kalma tazminatı olmak üzere toplamda 41.555,25 TL maddi tazminatın davalılardan olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalılar … vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu olay ile ilgili İstanbul Anadolu 54. Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/443 Esas sayılı dosyasında yargılamanın devam ettiğini, bu dosyanın bekletici mesele yapılması gerektiğini, kazanın meydana gelmesinde müteveffanın kusurunun yüksek olduğunu iddia ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı …. A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; bahsi geçen aracın kaza tarihi itibariyle müvekkili nezdinde ZMSS poliçesi ile sigortalı bulunduğunu, olaydan dolayı müvekkili şirkete başvurulduğunu ve hasar dosyası açıldığını, … vefatı sonucu desteğinden yoksun kalan davacılar için aktüer hesabı yapıldığını, bu çerçevede 21/05/2015 tarihinde, davacı … için 105.829,49 TL, … için 2.132,18 TL, … için 7.802,13 TL olmak üzere davacılara toplamda 115.763,80 TL ödeme yapıldığını, müvekkilinin, sorumluluğunu yerine getirdiğini, kusur durumunun ATK tarafından belirlenmesi ve yapılan ödemelerin güncellenerek tazminat hesabında dikkate alınması gerektiğini iddia ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.İlk Derece Mahkemesince; “Davacılar … ve … tarafından, davalılar aleyhine açılan maddi tazminat davasının reddine, Davacı … tarafından davalılar aleyhine açılan maddi tazminat davasının kabulü ile, 39.555,25 TL destekten yoksun kalma tazminatı ve 2.000,00 TL defin ve cenaze gideri olmak üzere toplam 41.555,25 TL maddi tazminatın davalılar … 21/05/2015 olay tarihinden itibaren, davalı … A.Ş.’den 24/06/2015 dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine; Davacılar tarafından, davalılar …. aleyhine açılan manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile, Davacı … TL, davacı … için 35.000,00 TL ve davacı … için 35.000,00 TL olmak üzere toplam 140.000,00 TL manevi tazminatın 21/05/2015 olay tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,” karar verilmiştir.Davacı … lehine verilen maddi tazminat kararına karşı davalı … A.Ş. vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.Davalı …A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece hükme esas alınan 13/03/2017 tarihli bilirkişi raporunda, davacı … lehine 39.555,25 TL tazminat hesaplandığını, ancak bilirkişi raporunda desteğin babasının hayatta olması nedeniyle kendisine pay ayrılmadığını, pay ayrılması gerektiğini, yine hükme esas alınan raporda pay dağılımının da hatalı yapıldığını, zira çocukların desteklerden çıktıkları dönemde davacı eş için %45, dava dışı baba için % 10 ayrıldığını, ancak söz konusu döneme ilişkin davacı eş için ayrılan payın da olması gerekenin üzerinde olduğunu, davacı eş için evlenme şansı indirimi uygulanmamasının hatalı olduğunu, desteğin kaza tarihindeki gelirinin yanlış değerlendirilmesi sonucu yapılan hesaplamanın hatalı olduğunu belirtmiştir.HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dava, TBK’nın 53.ve 56.maddeleri kapsamında ölümlü trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.Dosya kapsamından, 21/05/2015 tarihinde, davalı … A.Ş.’nin ZMS sigortacısı, davalı …un maliki ve davalı … sürücüsü olduğu aracın, yaya …çarparak ölümüne neden olduğu, … ölümü nedeniyle müteveffanın eşi ve çocukları olan davacıların maddi ve manevi tazminat talebinde bulundukları ve Mahkemece, yukarıda belirtildiği şekilde karar verildiği anlaşılmıştır.Somut olayda, destek evli, 2 çocuklu ve babası sağ olarak vefat etmiştir. İlk Derece Mahkemesince, karara dayanak yapılan 13/03/2017 tarihli bilirkişi raporunun yapılan incelemesinde; desteğin gelirinin SGK kayıtları dikkate alınarak asgari ücretin 1.15 katı olarak tazminat hesaplamasında dikkate alındığı, müteveffanın eşi davacı … için destekten yoksun kalma tazminatının hesaplanmasında, müteveffanın sağ olan babası … için pay ayrılmadan tazminat hesaplamasının yapıldığı ve yine davacı … için evlenme indiriminin yapılmadığı tespit edilmiştir. Raporun düzenlendiği tarihte davacı … 47 yaşındadır. Bilirkişi raporunda evlenme indirimi yapılmadan destekten yoksun kalma tazminatı hesaplanmasında herhangi bir hata bulunmamaktadır. Çünkü, AYİM tablosuna göre 41-50 yaş arasındaki davacının evlenme ihtimali oranı %2’dir. Davacı eşin iki çocuklu olması, %2 olan evlenme ihtimali indirimi oranından, %10 oranında indirim yapılmasını gerektirmektedir. Buna göre, hükme dayanak yapılan bilirkişi raporunda evlenme ihtimali indirimi yapılmaması ve SGK kayıtları dikkate alınarak desteğin gelirinin tazminat hesaplanmasında dikkate alınması isabetli olduğundan, davalı …A.Ş. vekilinin bu yönlere ilişkin istinaf iddia ve itirazı yerinde değildir. Davalı vekilinin, desteğin sağ olan babasına pay ayrılmadan tazminat hesaplanmasının hatalı olduğuna ilişkin itirazına gelince ise davalı… A.Ş. vekiline bilirkişi raporu tebliğ edilmemiştir. Ancak, davalı vekili 05/07/2017 tarihli celsede, bilirkişi raporuna bu yönde itirazları olduğunu bildirmiştir. Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 02/07/2020 tarih, 2019/5785 Esas – 2020/4311 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere; “Çocuksuz durumda destek, desteğin gelirini eşiyle ortak paylaşacağı varsayımına dayalı olarak, gelirden desteğin %50 ve eşin %50 pay alacağı kabul edilmektedir. Çocukların, eş ile birlikte destek payı alacağı durumda ise destek, gelirden eşiyle birlikte 2’şer pay alırken, çocuklara 1’er pay verileceği, yine eş, çocuklar ile ana-babanın pay alacağı durumlarda, desteğe 2 pay, eşe 2 pay, çocukların her birine 1’er pay, ana ve babaya 1’er pay ayrılarak, böylece gelirin tamamının dağıtılacağı esasına dayalıdır… Ana ve babadan birinin destekten çıkması ile payı diğerine aktarılacak, ana ve baba ile çocukların tamamının destekten çıkması durumunda ise yine çocuksuz eş gibi desteğe 2 pay, eşe 2 pay esasına göre %50 pay desteğe, %50 pay eşe verilerek varsayımsal olarak gelir paylaştırılarak, tazminat bu ilkelere göre hesaplanmalıdır.”Somut uyuşmazlıkta, davacı eş … ile birlikte desteğin babası … sağ olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece, karara dayanak yapılan bilirkişi raporunda; “Somut olay özelinde çocukların destekten çıkacağı 30/09/2016 tarihine kadar babasına pay ayırmayacağı, çocuklarına ayrı ayrı 1/6, eşine 2/6, 7 yıl süreyle bir başka anlatımla babasının ölümüne kadar eşine %45, babasına %10; babasının ölümünden sonra ise eşine yarısını ayıracağı” şeklinde görüş belirtilerek, desteğin sağ olan babasına pay ayrılmadan, desteğin eşi davacı … için destekten yoksun kalma tazminatı hesaplanmıştır. Bu durumda, hükme dayanak yapılan bilirkişi raporu hatalı olduğundan ve hüküm kurmaya elverişli olmadığından, davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf iddia ve itirazı yerinde görülmüştür. O halde Mahkemece, yukarıda belirtildiği şekilde bilirkişiden ek rapor alındıktan sonra nihai kararın verilmesi gerekmektedir. Bu bağlamda, davalı … A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK’nın 353/1-a/6.maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesi kararının davacı … için verilen destekten yoksun kalma tazminatı yönünden kaldırılmasına ve yukarıda belirtildiği şekilde işlem yapılması için dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :1-Davalı …A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile, yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, davacı … lehine hükmedilen destekten yoksun kalma tazminatı yönünden HMK’nın 353/1-a/6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,2-Davacı …., destekten yoksun kalma tazminatı davasının yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3-İstinaf başvurusu için yatırılan karar ve ilam harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davalı … A.Ş. vekili tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf talep eden tarafından istinaf aşaması için yatırılan gider avansının yatıran tarafa iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.15/10/2020