Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/1103 E. 2020/4334 K. 09.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/1103
KARAR NO: 2020/4334
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 01/02/2018
NUMARASI: 2014/2257 (E) 2018/72 (K)
DAVANIN KONUSU: Trafik kazasından kaynaklanan bedensel zarar tazminatı
KARAR TARİHİ: 09/12/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, trafik kazasından kaynaklanan bedensel zarar tazminatı istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince; davanın kabulüne, 5.193,77 TL maddi tazminatın 02/12/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir. Bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvuran davalı vekili dilekçesinde özetle; bakıcı gideri zararının 25/02/2011 tarihinde yürürlüğe giden 6111 sayılı Kanun’un 59’uncu maddesiyle değiştirilen 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 98’inci maddesi gereğince Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunda olduğunu, bakıcı çalıştırılması halinde dahi aile içi bakım dayanışmasından yararlanılacağının açık olduğunu, bu nedenle 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 51 ve 52’inci maddeleri uyarınca uygun oranda hakkaniyet indirimi yapılması gerektiğini, bakıcı çalıştırdığına ilişkin kanıt sunulmadığını, bu nedenle davanın reddi gerekirken kabulüne karar verildiğini, dava dilekçesinde sürekli ve geçici iş göremezlik ile bakıcı giderlerine ilişkin taleplere yer verildiğini, davacının sürekli ve geçici iş göremezlikten kaynaklanan bir zararının kalmadığını belirttiğini, buna karşın bu yöndeki taleplerin reddine karar verilmediğini ve müvekkili şirket lehine vekâlet ücretine hükmedilmediğini belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 355’inci maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin konularla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: 25.02.2011 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6111 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun 92/1’inci maddesini değiştiren 59’uncu ve geçici 1’inci maddelerinde; trafik kazaları sebebiyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin, sosyal güvenceleri olup olmadığına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı ve yine bu Kanunun yayınlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin de Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı hükme bağlanmıştır. Buna göre; 6111 sayılı Kanunun yayımlandığı tarihten önce ve sonra meydana gelen tüm trafik kazaları nedeniyle sunulan belgeli sağlık hizmet bedelleri Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacaktır. Bu nedenle davacının dava konusu tedavi giderlerinden belgeli/faturalı sağlık giderlerinin tümünden Sosyal Güvenlik Kurumu, belgesiz/paramedikal giderlerden ise aracın işleteni, sürücüsü ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısı sorumludur. 6098 Sayılı TBK’nun 54.maddesinde tedavi giderleri ile çalışma gücünün azalmasından veya yitirilmesinden doğan kayıplar, bedensel zararlar kapsamında sayılmış, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının “Kapsama Giren Teminat Türleri” başlıklı A.5’inci maddesinde sakatlık nedeniyle ayrı, tedavi giderleri nedeniyle ayrı teminatlar verilmiştir. Davacı …’nun yaralanmasına ilişkin olarak Adli Tıp Kurumu 3’üncü İstisas Kurulunun 21.12.2016 tarihli raporunda; Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine göre %19 oranında meslekte kazanma gücünü kaybettiği belirlenen adı geçen davacının iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 6 aya kadar uzayabileceği, iyileşme süresi boyunca bir başkasının yardımına ihtiyaç duyacağı, hesap bilirkişisi tarafından da bakıcı gideri zararının 5.193,77 TL olduğu belirlenmiştir. Somut olay, yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ışığında değerlendirildiğinde, belgeli/faturalı tedavi niteliğinde olmaması nedeniyle SGK’nin sorumluluğunda bulunmayan bakıcı gideri zararının, tedavi gideri teminatı kapsamında ZMSS sigortacısı davalıdan tahsiline karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığından, davalı vekilinin dilekçesinde ileri sürdüğü istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir. Davacı vekili dava dilekçesinde, davacının trafik kazası nedeniyle uğradığı bedensel zararın tazmini amacıyla HMK’nin 107’nci maddesi uyarınca belirsiz alacak davası niteliğinde, harca esas değeri 1.000,00 TL beyan ederek maddi tazminat davası açmış, bilirkişiler kurulu tarafından düzenlenen rapor içeriğine göre 15/12/2017 tarihli dilekçesiyle talebini 5.193,77 TL’ye yükselterek talep sonucunu ıslah etmiş, ilk derece mahkemesince ıslah edilen talep sonucuna uygun olarak davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır. Dava dilekçesinin sonuç ve istem bölümünde yer alan tedavi süresince bakıcı gideri ve iş göremezlik durumunun belirlenmesine ilişkin taleplerden her biri, davacının trafik kazası nedeniyle uğradığı bedensel zarar tazminatının bütününü oluşturması, davacı vekili tarafından da davacının trafik kazası nedeniyle uğradığı bedensel zararın bilirkişiler kurulu tarafından düzenlenen rapor içeriğine göre talep sonucunu ıslah etmesi karşısında, somut uyuşmazlıkta reddine karar verilebilecek nitelikte talep bulunmadığından, davalı vekilinin müvekkili lehine vekâlet ücretine hükmolunmasına ilişkin istinaf nedeni de isabetli değildir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı ilk derece mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun HMK’nin 353/1-b/1’inci maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 354,79 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 125,90 TL karar ve ilam harcı mahsup edilerek, kalan 228,89 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına, 3-Davalının istinaf başvurusu nedeniyle sarf ettiği yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekâlet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf yargılama giderleri için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nin 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.09/12/2020