Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/1102 E. 2020/4057 K. 15.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/1102
KARAR NO: 2020/4057
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/11/2017
NUMARASI: 2014/877 (E)- 2017/1285 (K)
DAVANIN KONUSU: Tazminat
KARAR TARİHİ: 15/10/2020
Taraflar arasında görülen davada verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla; re’sen dikkate alınabilecek hususlar ayrık olmak üzere istinaf talep ve gerekçeleri ile tarafların ilk derece mahkemesinde ileri sürdükleri iddia ve savunmalar esas alınmak sureti ile dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili, davalıların sürücüsü, maliki, işleteni ve sigortacısı oldukları otobüste yolcu olarak bulunan davacıların murisi …’un 21/07/2012 günü gerçekleşen trafik kazasında vefat etmesi nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı ve toplam 450.000,00TL manevi tazminat istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde maddi tazminat talebi yönünden gerçekleşen sulh nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına; manevi tazminat talebi ile ilgili olarak davanın kısmen kabulü ile davacı … için 45.000,00.-TL, davacı … için 30.000,00.-TL, davacı … için 30.000,00.-TL manevi tazminatın 21/07/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılar …, … ve … A.Ş’den müştereken ve müteselsilen alınarak adı geçen davacılara verilmesine karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekili tarafından faiz başlangıç tarihinin olay tarihi olarak kabul edilmemiş olmasının doğru olmadığı ile istinaf dilekçesinde belirtilen nedenlerle takdir edilen manevi tazminatın az olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunda kurulmuştur, Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere göre müteveffanın yolcu olarak seyahat ettiği sırada davalı araç sürücüsünün tam kusurlu bir şekilde sebebiyet verdiği trafik kazasında ön camdan dışarı fırlayarak vefat ettiği, kaza sırasında uyarı işaretine rağmen emniyet kemerinin takılı olmadığını, emekli öğretmen olan müteveffanın vefat tarihinde 68 yaşında olduğu, geriye bir eşi ve 27 ila 23 yaşlarında olan iki çocuğunu terk ettiği, davalıların taşımacılık faaliyetinde bulundukları görülmektedir. Bu durumda, davalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğu olayda müteveffanın emniyet kemeri takmamak suretiyle zararın artmasına sebebiyet vermiş olmasına, bu meyanda olmak üzere mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, manevi tazminatın takdirinde caydırıcılık ilkesi, tarafların mali ve sosyal durumu, kaza tarihindeki paranın alım gücü ve hak ve nesafet ilkesine uygun bir değerlendirme yapılarak hüküm kurulmuş olmasına göre davacılar vekilinin bu yöne ilişkin istinaf itirazları yerinde değildir. Ne var ki, aksine hüküm bulunmadıkça haksız fiil teşkil eden eylemlerde, zarar, haksız fiilin işlendiği tarihte vuku bulacağından (ıslahen artırılan kısım için de olmak üzere) temerrüt hali eylemin işlendiği tarihte gerçekleşir (TBK 117/2). Haksız fiilden kaynaklı eldeki davada kaza tarihinden itibaren talepte bulunulmuş olduğuna göre faiz başlangıç tarihinin kaza tarihi olarak kabul edilmemiş olması doğru olmamıştır.Bu yöne ilişkin istinaf itiraz yerindedir. Bu durumda haksız fiilden kaynaklanan eldeki davada kazaya karışan davalı aracın ticari araç olması nedeniyle kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsil karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru olmamıştır. Davacı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf başvurusu yerindedir. HMK 353/1-b/2. maddesinde yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber kanunun olaya uygulanmasında hata edilip te yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verileceği öngörülmüştür. Bu durumda anılan yasal düzenleme doğrultusunda faiz başlangıç tarihi bakımından karar düzeltilmek ve sair kesinleşen hususlar aynen tekrar edilmek suretiyle aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir. Kabul şekli bakımından da alınması gereken eksik karar ve ilam harcının hazineye irad edilmesine karar verilmemiş olması doğru olmamıştır.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile; A-1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/2. maddesi hükmü uyarınca davacılar vekilinin istinaf kanun yoluna başvuru talebinin faiz başlangıç tarihi yönünden KABULÜNE, manevi tazminat miktarına yönelik ileri sürülen istinaf itirazlarının ise REDDİNE, 2- İlk Derece Mahkemesi KARARININ BÜTÜNÜYLE KALDIRILMASINA 3- Davacılar tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde iadesine, 4-Davacılar tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf başvuru harcı ile 78,45 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama giderinin, sigorta şirketi haricinde kalan davalılardan alınarak davacılara verilmesine, 5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 6-İstinaf talep eden tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, B)6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/2. maddesi hükmü uyarınca düzelterek yeniden esas hakkında kararla; 1-Maddi tazminat talebi yönünden; dava sulh nedeniyle konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, 2-Manevi tazminat talebi ileilgili olarak; davanın KISMEN KABULÜ ile davacılardan … için 45.000,00.-TL, davacılar … için 30.000,00.-TL, davacı … için 30.000,00.-TL manevi tazminatın 21/07/2012 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılar …, … ve … A.Ş’den müştereken ve müteselsilen alınarak adı geçen davacılara verilmesine, fazla talebin reddine, 3-Davacılar vekil ile temsil edildiğinden AAÜT gereğince davacı … için 5.300,00.-TL, davacı … için 3.600,00.-TL, davacı … için 3.600,00.-TL avukatlık ücretinin davalılar …, … ve … A.Ş’den alınarak adı geçen davacılara verilmesine, 4-Davalılar vekille temsil edildiğinden AAÜT gereğince takdir olunan 5.300,00.-TL’nin davacı …’dan, 3.600,00.-TL’nin davacı …’dan, 3.600,00.-TL’nin davacı …’dan alınarak davalılar …, … ve … A.Ş’ye verilmesine, 5-a-Davacı tarafça yapılan 900,00.-TL bilirkişi ücreti, 624,10.-TL tebligat ve posta gideri 28,65.-TL açılış gideri toplamı1.522,75.-TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre takdir edilen 355,30.-TL’sinin davalılar …, … ve … A.Ş’den alınarak adı geçen davacılara verilmesine, b-Dava açıldığı aşamada peşin harç olarak yatırılan 1.542,10.-TL ıslahla yatırılan 61,31-TL toplamı 1.603,41.-TL’nin davalılar …, … ve … A.Ş’den alınarak adı geçen davacılara verilmesine, 6-Davalı … A.Ş tarafından yapılan 20,00.-TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre takdir edilen 15,20.-TL’sinin davacılardan alınıp bu davalıya verilmesine, 7-Alınması gereken 7.172,55.-TL karar ve ilam harcının 1.603,41.-TL’si peşin olarak alındığından 5.569,14.-TL’nin davalılar …, … ve … A.Ş’den alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA, 8-Artan gider avansın iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yolu açık olmak üzere, oy birliği ile karar verildi. 15/10/2020