Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/1087 E. 2020/4042 K. 15.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/1087
KARAR NO: 2020/4042
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/10/2017
NUMARASI: 2015/773 Esas – 2017/1180 Karar
DAVANIN KONUSU: Trafik Kazasından Kaynaklanan Destekten Yoksun Kalma Tazminatı
KARAR TARİHİ: 15/10/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili davacı …’nun eşi …’nun 03/05/2015 tarihinde davalı … AŞ nezdinde sigortalı … plakalı motosiklet ile seyir halinde iken, sürücüsü ve maliki … olan … plakalı araç ve sürücüsü ve maliki … olan … plakalı motosiklet ile çarpışması sonucu meydana gelen çok taraflı trafik kazasında muris …’nun vefatı nedeniyle murisin desteğinden yoksun kalan eşi davacı … ve kızı davacı … için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 1.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalı … şirketinden alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesini istemiştir. Davacı vekili ıslah dilekçesinde, müvekkili … için 199.498,53 TL, velayeti altındaki davacı … için 52.388,32 TL destekten yoksun kalma tazminatı talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece Mahkemesi; davacıların davasının kabulü ile, davacı … için 199.498,53 TL, davacı … için 52.388,32TL maddi tazminatın dava tarihi olan 24/07/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine karar vermiş, karara karşı davalı … AŞ vekili istinaf yolun yoluna başvurmuştur. Davalı … AŞ vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı …’nun kaza yapan … plakalı motosikletin malik ve işleteni olduğunu, bu sebeple davacı …’nun aynı zamanda davalı sıfatını da haiz olduğunu, bir davada bir kişinin hem davacı hem de davalı olabilmesinin hukuken ve mantıken mümkün olmadığını, davacı …’nun uhdesinde alacaklı ve borçlu sıfatının birleştiğini, diğer davacı bakımından da tazminat koşullarının oluşmadığını beyanla, istinaf incelemesi neticesinde kararın kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir. Davacılar vekili, 03/05/2015 tarihinde meydana gelen trafik kazasından vefat eden murisin, eşi ve kızının destekten yoksun kalma tazminatı talebi ile açtığı davada, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın kabulü üzerine davalı Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortacısının istinaf başvurusu üzerine, davacıların murisinin/desteğinin sürücüsü olduğu ve davalı … Şirketine … poliçe no ile 17/04/2015 -17/06/2016 tarihleri arasında Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesi ile sigortalı bulunan … plakalı aracın maliki ve işleteninin davacı … olduğu konusunda uyuşmazlık yoktur. Davalı vekilinin davacı … hakkında verilen hüküm bakımından istinaf başvurusunun değerlendirilmesinde; davacı küçük …’nun trafik kazasında vefat eden murisin mirasçısı sıfatına sahip olması sebebiyle, davalı … Şirketine karşı üçüncü kişi sıfatını haizdir. Bu itibarla İlk Derece Mahkemesince bu davacı hakkında kabul kararı verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, davalı vekilinin davacı … hakkındaki istinaf itirazının reddi gerekmiştir. Davalı vekilinin davacı … hakkındaki istinaf başvurusuna gelince: 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85/1. maddesinde: “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı yasanın 85/son maddesinde ise: “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur” hükümlerine yer verilmiştir. Davacı … tarafından, eşinin vefatı sebebiyle tazminat talebinde bulunmuştur. Davacının bu nedenle destekten yoksun kalma tazminatı talep etmesinde bir engel yoktur. Ne var ki davacı aynı zamanda kaza yapan aracın işletenidir. Davacı …, sigortalı araç sürücüsü müteveffa …’nun fiilerinden araç işleteni olarak sorumludur. Davalı … ise kazaya neden olan aracın zorunlu mali mesuliyet sigortacısı olup Genel Şartlar’ın A.3-b maddesinde açıkça, işleten tarafından ileri sürülecek tazminat taleplerinin sigorta teminatı dışında olduğu düzenlenmiştir. O halde davacının, davalı … şirketinin akidi ve araç işleteni sıfatıyla sigorta şirketi yönünden üçüncü kişi konumunda olduğundan söz edilemeyeceğinden, davacı … hakkında açılan davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya uygun görülmeyerek, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/2.maddesi gereğince kabulüne, davacı … yönünden kararın kaldırılmasına ve bu kişi hakkındaki davanın reddine karar verilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A- Davalı … AŞ vekilinin, davacı … lehine hükmolunan maddi tazminat hükmüne yönelik istinaf başvurusunun, HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince REDDİNE, B-Davalı … AŞ vekilinin, davacı … lehine hükmolunan maddi tazminat hükmüne yönelik istinaf başvurusunun KABULÜ ile Yukarıda esas ve karar numarası belirtilen ilk derece mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, Buna göre: 1-Davacı …’nun davasının KABULÜ ile 52.388,32 TL maddi tazminatın dava tarihi olan 24/07/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile adı geçen davacıya verilmesine, 2-Davacı …’nun açtığı davanın REDDİNE, 3-Harçlar Kanununa göre alınması gereken 3.578,64 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 27,70 TL karar ve ilam harcı ile ıslah harcı olarak alınan 860,00TL’nin mahsubu ile bakiye 2.690,95 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına, 4-Davacı … için yapılan ilk dava açma gideri 59,50 TL, ıslah harcı 860,00 TL, posta ve tebligat masrafı 150,00 TL, bilirkişi ücreti 1.000,00 TL olmak üzere toplam 2.065,40 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak bu davacıya verilmesine, 5-Hakkındaki dava reddedilen … için ayrıca yapılmış bir yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, 6-Davacı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden ilk derece mahkemesinin karar tarihinde yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi (AAÜT) gereğince belirlenen 6.112,72 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacı …’ya verilmesine, 7-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden davacı …’nun reddedilen maddi tazminat davası bakımından ilk derece mahkemesinin karar tarihinde yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi (AAÜT) gereğince belirlenen 17.919,90 TL vekâlet ücretinin davacı …’dan alınarak davalıya verilmesine, 8-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına, 9-Davacılar tarafından yatırılan gider avansından yargılama sırasında yapılan masraflar ile karar tebliğ giderlerinden geriye kalan avansın karar kesinleştiğinde ve istek halinde iadesine, 10-Davalı tarafından yatırılan delil avansından yargılama sırasında yapılan masraflardan geriye kalan avansın karar kesinleştiğinde ve istek halinde iadesine,
B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN: 1-Davalı … AŞ tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde ilk derece mahkemesi tarafından iadesine, 2-İstinaf aşamasında davalı … AŞ tarafından yapılan 31,50 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama gideri ile 98,10 TL istinaf başvuru harcının davacı …’dan tahsili ile davalı … AŞ’ye verilmesine, 3-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, davacı … yönünden HMK’nin 361’inci maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde dairemize ya da bulunulan yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilecek dilekçeyle Yargıtayda temyiz yolu açık; diğer taraflar yönünden HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.15/10/2020