Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/1086 E. 2020/4137 K. 30.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/1086
KARAR NO: 2020/4137
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/11/2017
NUMARASI: 2016/14 Esas – 2017/1326 Karar
DAVANIN KONUSU: Güç Kaybı Tazminatı (Trafik Kazasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 30/10/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 10/06/2013 tarihinde, … plakalı aracın, davalının ZMS sigortacısı olduğu … plakalı araca çarpması nedeniyle aracın savrularak kavşakta bekleyen müvekkiline çarptığını ve yaralanmasına neden olduğunu, müvekkilinin kaza neticesinde sürekli sakat kaldığını, kazadan sonra müvekkili tarafından davalı …’ne başvurulduğunu, hasar dosyası açıldığını, davalı … tarafından müvekkiline kısmi ödeme yapıldığını ancak müvekkilinin maluliyetinin, ödenen miktarın üzerinde olduğunu bu nedenle haksız ve hukuka aykırı olarak yapılan indirimleri kabul etmediklerini, bilindiği gibi KTK’nın 111. maddesi gereğince sorumluluğu daraltan anlaşmaların geçersiz olduğunu, davalı …, davanın açılmasına sebebiyet verdiğinden kazadan dolayı sorumluluğu ve faiz sorumluluğunun devam ettiğini, bu nedenle faiz başlangıç tarihinin olay tarihinden başlaması gerektiğini, aksi düşünce oluşması halinde ise, davalı şirkete müracaat edildiği tarihten, 8 iş günü sonrasından faizin başlatılması gerektiğini iddia ederek, fazlaya ilişkin talep ve dava haklarının saklı kalması kaydıyla şimdilik müvekkili için 2.000,00 TL sürekli sakatlık tazminatının poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydıyla olay tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalıya dava dilekçesi tebliğ edilmesine rağmen davalı davaya karşı yazılı ya da sözlü herhangi bir beyanda bulunmamıştır. İlk Derece Mahkemesince; “Davanın kabulü ile 244.288,36 TL’nin 31/07/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; … plakalı aracın kaza tarihi itibariyle müvekkili nezdinde ZMSS poliçesi ile sigortalı bulunduğunu, müvekkilinin sorumluluğunun sigortalı araç sürücüsünün kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, davacı vekili tarafından hasar başvurusu neticesinde sunulan İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesinden alınan sağlık kurulu raporu ile %10 maluliyet oranı üzerinden tazminat hesabı yapıldığını ve davacıya 5.711,64 TL maluliyet tazminatının ödendiğini, daha sonra davacı vekili tarafından dava sürecinde sunulan Ege Üniversitesinden alınan %100 maluliyet raporu, davacı vekilinin yazılı beyanı ile adli tıp incelemesi talebine sunulduğunu ancak mahkeme tarafından adli tıp incelemesi yaptırılmaksızın karara esas alındığını ve tazminatın bu oran üzerinden belirlendiğini ve bu durumda karara esas alınan maluliyet raporunun kendileri tarafından kabulünün mümkün olmadığını, gerçek maluliyet oranı ortaya çıkarılmadan karar verilmesinin de açıkça hukuka aykırılık yarattığını, davacı için verilmiş iki maluliyet raporu arasında fahiş fark bulunduğundan, bu çelişkinin giderilmesi için adli tıp incelemesinin zorunlu olduğunu belirtmiştir. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dava, TBK’nın 54. maddesi kapsamında yaralamalı trafik kazasından kaynaklanan bakiye güç kaybı tazminatı istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, 10/06/2013 tarihinde, … plakalı araç ile davalı nezdinde ZMSS poliçesiyle sigortalı bulunan … plakalı aracın karıştığı kaza neticesinde, … plakalı aracın savrularak, kavşakta yaya konumunda bekleyen davacıya çarparak yaralanmasına neden olduğu, davacının bu yaralanma nedeniyle, işbu dava öncesinde davalı …’ne başvuruda bulunduğu, davalı … Şirketince 25/12/2013 tarihli “Özürlü Sağlık Kurulu Raporu” ile belirlenen %10’luk özür oranına göre 5.711,64 TL ödeme yapıldığı, davacı tarafça bu ödemenin yetersiz görülerek işbu davada bakiye güç kaybı tazminatı talebinde bulunulduğu, Mahkemece, kaza tarihinde yürürlükte bulunan yönetmeliğe uygun olarak düzenlenen ve davacının kaza nedeniyle meslekte kazanma gücündeki azalma oranının %100 olduğunu tespit eden rapora dayanılarak aldırılan aktüer raporu ve davacı tarafın ıslah dilekçesi dikkate alınarak, yukarıda belirtildiği şekilde karar verildiği anlaşılmıştır. Yukarıda da vurgulandığı üzere, yargılama aşamasında davalı tarafça, davaya karşı yazılı ya da sözlü olarak hiçbir beyanda bulunulmamıştır. HMK’nın 357. maddesine göre ilk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmaların istinaf aşamasında dinlenemeyeceği belirtildiğinden, davalı vekilinin istinaf başvurusundaki iddia ve itirazların dikkate alınmaması gerektiği kanısına varılmıştır. Ayrıca Mahkemece, karara dayanak yapılan Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalının 30/01/2017 tarihli raporunun yapılan incelemesinde, raporun, kaza tarihinde yürürlükte bulunan yönetmeliğe uygun olarak düzenlendiği, davalı … tarafından dava öncesinde yapılan ve ödemeye esas alınan 25/12/2013 tarihli raporun davalı tarafça tek taraflı sunulan delillerle hazırlandığı ve dolayısıyla hükme esas alınmaya yeterli sayılmaması gerektiği, bu itibarla, mahkemece karara dayanak yapılan ve usulüne uygun düzenlenen rapor ile çelişkisinden söz edilemeyeceği kanaatine varılmıştır. Öte yandan İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucu verilen kararda kamu düzenine aykırılık teşkil edebilecek herhangi bir husus da bulunmamaktadır. Bu bağlamda; davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 16.687,34 TL harçtan peşin alınan 4.171,84 TL harcın mahsubu ile bakiye 12.515,5 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına, 3-Davalının istinaf başvurusu nedeniyle yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf yargılama giderleri için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nin 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde, dairemize ya da bulunulan yer Bölge Adliye Mahkemesi hukuk dairesine veya İlk Derece Mahkemesine verilecek dilekçeyle Yargıtayda temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 30/10/2020