Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/1084 E. 2020/4159 K. 10.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/1084
KARAR NO: 2020/4159
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/07/2017
NUMARASI: 2015/183 (E) – 2017/830 (K)
DAVANIN KONUSU: Trafik kazasından kaynaklanan bedensel zarar tazminatı
KARAR TARİHİ: 10/11/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı … Sigorta AŞ’nin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (ZMSS) poliçesi ile sigortaladığı dava dışı sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araçla 09/09/2013 günü yol çalışması sırasında yol trafiğini yavaşlatmak ve durdurmakla görevli ikazcı davacı …’ye çarparak yaralanmasına neden olduğunu, adı geçen davacının Balıkesir Devlet Hastanesinden verilen kurul raporuna göre %46 özürünün bulunduğunu, poliçenin güvence altına aldığı riskin gerçekleştiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla sürekli iş gücü kaybı nedeniyle 100,00 TL, geçici iş kaybı nedeniyle 100,00 TL olmak üzere toplam 200,00 TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın başvurusu üzerine açılan hasar dosyası kapsamında, aktüerler siciline kayıtlı aktüerden alınan rapor doğrultusunda belirlenen 43.905,00 TL’nin ibraname karşılığında davacıya ödendiğini, ibranamenin ancak açık ve pek aşırı fark olması halinde aradaki tazminata hükmedilebileceğini, oysa dava konusu olayda böyle bir durumun söz konusu olmadığını, müvekkili şirketin sorumluluğunun sigortalısının kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, poliçede yalnızca davacının maluliyet hallerinin teminat altına alındığını, bilirkişi incelemesi yapılırken ödeme tarihindeki verilerinin dikkate alınması ve güncellenmesi gerektiğini, müvekkili şirketin temerrüde düşmediğini kabul anlamına gelmemek koşuluyla dava konusu olayda uygulanması gereken faizin yasal faiz olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi, davanın reddine hükmetmiştir. Bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvuran davacı vekili dilekçesinde özetle; sürücüsü …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı aracın ön kısımı ile çarptığı müvekkilini ağır biçimde yaralanarak sakat kaldığını, davalı tarafından ZMMS’den kaynaklanan maluliyet ve geçici iş göremezlik tazminatının müvekkiline eksik ödendiğini, Balıkesir Devlet Hastanesinin Sağlık Kurulu Raporuyla çelişen Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı tarafından düzenlenen müvekkilinin beden gücünün kayıp oranının %9, kalıcı iş göremezlik süresininde 240 gün olduğuna ilişkin rapora itirazlarının ve Adli Tıp Kurumundan maluliyete dair rapor alınmasını içeren taleplerinin gerekçesiz biçimde reddedildiğini, ilk derece mahkemesinin itirazları değerlendirerek iki rapor arasındaki çelişkiyi giderdikten sonra maluliyet tazminatının hesabı için dosyayı aktüer bilirkişiye göndermesi gerekirken Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı’nın maluliyet raporu doğrultusunda davanın reddine karar verildiğini, öncelikle Balıkesir Devlet Hastanesinin Engelli Sağlık Kurulu Raporu ile Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı’nın raporu arasındaki çelişkinin giderilmesi için müvekkilinin İstanbul Adli Tıp Kurumuna sevkini talep ettiklerini belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun (HMK) 355’inci maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin konularla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Davacı …’nin, Balıkesir-Dursunbey Karayolunda yol genişletme işini yapan şirkette, trafik düzenini sağlayan “bayrakçı” olarak çalıştığı sırada, dava dışı …’ın idaresindeki davalı … Sigorta AŞ tarafından Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesiyle sigortalı olan … plakalı aracın çarpması sonucu yaralandığı konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacının yaralanmasına ilişkin olarak, Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı tarafından düzenlenen raporda davacı …’nin genel beden gücünden kayıp oranının %9 ve kalıcı olduğu belirtilmiş, adı geçen davacı vekili 15/03/2017 günü tebliğ olunan rapora karşı aynı gün sunduğu itiraz dilekçesinde, raporlar arasında büyük çelişki bulunduğunu belirterek davacının Adli Tıp Kurumu 3’üncü İhtisas Kuruluna sevk edilmesini talep etmiştir. Gerçekten de davacının yaralanmasına ilişkin olarak, Balıkesir Devlet Hastanesi Sağlık Kurulu tarafından düzenlenen raporda; kulak burun boğaz sisteminde “bilateral orta derecede sensörinöral işitme kaybı”, sinir sisteminde “senilite”, kas iskelet sisteminde ise “opere sol scapula ve sol femur kırığı, sol omuz hareketleri orta derecede kısıtlı, %10+ hafif yürüme bozukluğu, tek bastonu sürekli kullanmak zorundadır %24” biçiminde bulgulara yer verilerek engel oranının %46 olduğu belirtilmesine karşın, aktüerya uzmanı bilirkişi tarafından Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı tarafından düzenlenen davacının genel beden gücünden kayıp oranının %9 ve kalıcı olduğunun saptandığına ilişkin rapor dikkate alınarak karşılanmamış sürekli işgöremezlik zararı kalmadığı bildirilmiştir. Davacının gerek muayene ve gerekse tedavisine ilişkin düzenlenen tıbbi belgelere göre Balıkesir Devlet Hastanesi Sağlık Kurulu ile Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı tarafından düzenlenen raporların ulaştıkları sonuçlar birbirleriyle çelişkilidir. Dairemizce daha önce Balıkesir Devlet Hastanesi Sağlık Kurulu tarafından düzenlenen raporla açık biçimde çelişkili olan Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı tarafından düzenlenen rapora dayanılarak hüküm kurulması doğru kabul edilmemiştir. Davacının trafik kazası nedeniyle uğradığı zararın belirlenmesi bakımından, meslekte kazanma gücü kayıp oranının Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine göre saptanması için Adli Tıp Kurumu 3’üncü İhtisas Kurulundan rapor alınarak, oluşacak sonuca göre aktüerya uzmanı bilirkişiden yeniden rapor alınıp karar verilmesi gerekirken yazılı biçimde karar verilmesi yerinde görülmemiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile, yukarıda esas ve karar numarası belirtilen ilk derece mahkemesi kararının HMK’nin 353/1-a/6’ncı maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf başvurusu için yatırılan karar ve ilam harcının istek halinde ilk derece mahkemesince yatırana iadesine, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekâlet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davacı vekili tarafından sarf edilen istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf talep eden tarafından istinaf aşaması için yatırılan gider avansının yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nin 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.10/11/2020