Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/1074 E. 2020/4080 K. 21.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/1074
KARAR NO: 2020/4080
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/12/2017
NUMARASI: 2016/1258 Esas – 2017/872 Karar
DAVANIN KONUSU: Trafik kazasından kaynaklanan bedensel zarar tazminatı ve manevi tazminat
KARAR TARİHİ: 21/10/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı …’ın, davalılardan …’a ait olan ve davalı … tarafından Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası (ZMMS) poliçesiyle sigortalanmış … plaka sayılı minibüsle 08/10/2012 günü seyir halinde iken, … plaka sayılı motosikletle seyir halinde bulunan müvekkiline çarptığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 5.000,00 TL geçici iş göremezlik tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, 20.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … cevap dilekçesinde özetle; kendisine yüklenen %70 kusur oranının davacının kusurlu hareketi ve yaptığı fiillerle örtüşmediğini, davalının istediği manevi tazminatın yerinde olmadığını, davacının normal bir hızla seyretmiş olsaydı, kazaya sebep olmayacağı ve durabileceğini önceki bilirkişi raporlarının açıkça ortaya koyduğunu, kazanının meydana geldiği tarihten bu yana davalıya tüm işlemlerde yardımcı olduğunu, her türlü imkanını sunduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın müvekkili şirket tarafından ZMMS poliçesiyle sigortalandığını, 3.217,58 TL geçici iş göremezlik zararı tespit edilmesine karşın 5.000,00 TL talep edilmesinin mümkün olmadığını, Türk Borçlar Kanununun 55’inci maddesi uyarınca davacıya SGK tarafından geçici iş göremezlik ödemesi yapılmış ise bu tutarın 5510 sayılı Kanunun 21’inci maddesi gereğince rücu edileceğinden SGK ödemesinin hesaplanacak geçici iş göremezlik tutarında indirilmesi gerektiğini, kaza tarihinden faiz yürütülmesi talebinin reddi gerektiğini belirterek müterafik kusur nedeniyle uygun indirim yapılmasına, faiz taleplerinin reddine, herhalde haksız ve dayanaksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.İlk derece mahkemesi, 3.217,38 TL maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, 10.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsiline hükmetmiştir. Bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvuran davacı … vekili dilekçesinde özetle; kaza sebebiyle ciddi derecede malul kalan müvekkili için hükmedilen manevi tazminat miktarının çok düşük olduğunu, hakkaniyete uygun bir manevi tazminata karar verilmesi gerektiğini, Türk Ticaret Kanununun 3 ve 19’uncu maddeleri itibarıyla ticari iş kaidesi dikkate alınarak kazaya karışan aracın “P” plakalı olması da düşünülerek, hesaplamanın ticari faize göre yapılması gerektiğini belirterek itiraz ettiği hususlarda kararın bozulmasını talep etmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 355’inci maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dava, trafik kazasından kaynaklanan bedensel zarar tazminatı ve maddi tazminat istemine ilişkindir. Davacı vekili dava dilekçesinde geçici iş göremezlik tazminatı ile manevi tazminat talebinde bulunarak, kaza tarihi olan 8.10.2012 gününden itibaren yasal faize hükmolunmasını talep etmiş, ilk derece mahkemesi de talebe uygun biçimde faizin türünü “yasal faiz” biçiminde belirlemiştir. Taleple bağlılık ilkesine ilişkin HMK’nin 26’nci maddesinin 1’inci fıkrasına göre; hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir. Bu itibarla taleple bağlılık ilkesi karşısında davacı vekilinin dilekçesinde ileri sürdüğü, “ticari faiz” uygulanması gerektiğine ilişkin istinaf nedeni isabetli değildir. Davacının ve davalının dosya kapsamından anlaşılan sosyal ve ekonomik durumları, olayın meydana geliş biçimi, davalının kusurunun ağırlığı ve olayın meydana geldiği tarihe göre, idaresindeki araçla seyir halinde bulunduğu sırada %70 oranında kusurlu biçimde çarptığı davacının yaralanmasına neden olan davalı sürücü … ile davalı işleten … aleyhine hükmolunan manevi tazminatın miktarında isabetsizlik bulunmadığından, davacı vekilinin manevi tazminatın miktarına ilişkin hükme yönelik istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı ilk derece mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun HMK’nin 353/1-b/1’inci maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanununa göre alınması gereken 54,40 TL maktu karar ve ilam harcından, peşin alınan 35,90 TL karar ve ilam harcı mahsup edilerek bakiye 18,50 TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsil edilerek Hazineye verilmesine, 3-Davacının istinaf başvurusu nedeniyle sarf ettiği yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekâlet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf yargılama giderleri için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nin 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.21/10/2020