Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/1068 E. 2020/708 K. 09.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/1068
KARAR NO : 2020/708
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/10/2017
NUMARASI : 2014/1206 Esas-2017/859 Karar
DAVANIN KONUSU: Cismani Zarar Sebebiyle Maddi Tazminat
KARAR TARİHİ: 09/06/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: 03/06/2014 tarihinde davalı şirkete sigortalı…plakalı aracın çarpması neticesinde müvekkilinin sakat kaldığını beyan ederek, fazlaya ilişkin hakları saklı tutulmak üzere 3.000 TL daimi maluliyet tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, bilirkişi raporundan sonra davasını 20.567,43 TL olarak ıslah etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Kaza sonucu zararın oluşmasında davacının ağır kusurunun bulunduğunu, kask ve kolluk gibi diğer koruyucu teçhizatları kullanmadan motosikletle seyahat ettiğini, kask takmayarak zarar görenin kusuru nedeni ile tazminattan indirim yapılması gerektiğini beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir. İlk Derece Mahkemesi; davanın kabulüne karar vermiş, kararı davacı vekili istinaf etmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle: Dosyada olay mahallini gösteren kroki bulunmadığını, bu nedenle yapılan kusur araştırılmasının doğru ve yeterli olmadığını, davacının sigortalı aracın üstüne düşmüş olması sebebiyle davalı araç sürücüsünün kusurlu olmadığını, dosyada ATK veya İTÜ tarafından kusur değerlendirmesi yaptırılması gerektiğini, ayrıca davacının SGK peşin sermaye değeri ödeneği alıp almadığını sorulması gerektiğini ve gelecekteki zararlar için bugünden faize hükmedilmesinin yerinde olmadığını beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dava, trafik kazasından kaynaklanan maluliyet tazminatına ilişkindir.Davalı … tarafından zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile sigortalanan 34 BK 2223 plakalı aracın sebebiyet verdiği trafik kazasında davacının yaralandığı, ATK 3. İhtisas Kurulunun 23/03/2016 tarihli raporu ile davacının %12,1 oranında meslekte kazanma gücünü kaybettiği ve geçici iş göremezlik süresinin 4 ay olarak belirlendiği anlaşılmaktadır.31/01/2017 tarihli kusur ve hesap bilirkişi raporuna göre, davalı … şirketine sigortalı aracın dava dışı sürücüsü …’nın %25 oranında, davacı mağdur yaya …’ın %75 oranında kusurlu bulunduğu, dava dışı sürücünün idaresinde kazaya sebebiyet veren … plakalı aracın, davalı … tarafından Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta poliçesi ile sigortalandığı, dava dışı sürücünün %25 kusur oranına göre davacının 20.567,43 TL olarak hesaplanan maddi zararının zorunlu poliçe limitini aşmadığı, davalı … şirketinin dava tarihinden önce temerrüde düşürülmediği ve davacının dava dilekçesi ile dava tarihinden itibaren yasal faiz talebinde bulunduğu anlaşılmıştır. Aynı kazaya ilişkin olarak ceza dosyasında mevcut 06/06/2014 tarihli trafik kaza tutanağında tarafların önce kendi aralarında anlaştıkları daha sonra polis merkezine müracaat ettikleri, olay polis merkezine geç intikal ettiği için kaza tutanağı tutulamadığına dair tutanağın mevcut olduğu, bunun yanında İlk Derece Mahkemesince alınan 30/01/2017 tarihli bilirkişi raporunun dosya kapsamına ve ceza dosyasındaki beyanlara uyumlu olduğu değerlendirilerek davalı vekilinin bu yöndeki istinaflarının reddi gerekmiştir. Davacının maluliyeti sebebiyle kendisine rücuya tabi peşin sermeya değerli ödeme yapılmadığı dosya kapsamında mevcut 26/11/2014 tarihli 17.019.987 nolu SGK müzekkeresinden anlaşılmaktadır. Davacının maluliyeti sebebiyle gelecekteki gelirine bu günden hükmedilen tazminata faiz yürütülmesinin yerinde olmadığı yönündeki itirazları, hesap bilirkişisi raporunda görüleceği üzere, muhtemel gelirinin her yıl için % 10 artırılıp % 10 iskonto edilmesi (Prograsif rant) ile belirlenmesi karşısında yerinde görülmemiştir.Açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:1-Davalı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 1.404,94 TL harçtan peşin alınan 351,25 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.053,69 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,3-Davalının istinaf başvurusu nedeniyle yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf yargılama giderleri için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.09/06/2020