Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/101 E. 2019/267 K. 21.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO : 2019/101
KARAR NO : 2019/267
KARAR TARİHİ : 21/10/2019
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/02/2017
NUMARASI : 2015/2 Esas – 2017/187 Karar
DAVANIN KONUSU: İİK’nın 89/3. Maddesine dayalı Menfi Tespit
Taraflar arasında görülen davada verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 352. maddesinde düzenlenen ön inceleme konularında her hangi bir eksikliğin bulunmadığı,; re’sen dikkate alınabilecek hususlar ayrık olmak üzere istinaf talep ve gerekçeleri ile tarafların ilk derece mahkemesinde ileri sürdükleri iddia ve savunmalar esas alınmak sureti ile dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :Davacı vekili dilekçesinde özetle ; davalı şirketin, müvekkilinin eski ortağı olduğu dava dışı şirketten olan alacağına dair yaptığı icra takibinde, müvekiline, İİK 89. Maddesine istinaden 1, 2 ve 3. haciz ihbarnameleri gönderildiğini, fakat süresi içerisinde itiraz edilemediğini, ne var ki müvekkilinin dava dışı takip borçlusuna herhangi bir borcunun bulunmadığını belirterek menfi tespit talebinde bulunmuştur.Davalı vekili davanın reddine talep etmiştir.İlk derece mahkemesince İİK’nın 89/3. maddesi uyarınca ispat külfetinin üçüncü şahıs olan davacı tarafta olduğu, ancak davacı tarafından ispat külfetinin yerine getirilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Karara karşı davacı vekili tarafından emsal yargıtay kararı da sunulmak suretiyle ispat külfetinin eldeki davada, davalı takip alacaklısında olduğu belirtilerek istinafen kararın kaldırılması talebinde bulunulmuştur.
Dava İİK’nın 89/3. maddesine dayalı menfi tespit istemine ilişkindir. Sözü geçen yasa hükmünde, üçüncü şahısın, takip borçlusuna borçlu olmadığını ispat etmeye mecbur olduğu düzenlenmiştir.İşbu sarih hüküm karşısında somut olayda ispat külfeti, haciz ihbarnamelerine itiraz etmeyen ve bu nedenle borç zimmetinde sayılan davacı taraftadır. Davacı taraf davasının ispatı için herhangi bir delilinin bulunmadığını beyan ettiğine göre davasını ispatlamayamadığının kabulü ile davanın reddine karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır. (İİK 89/3. madde uyarınca açılan menfi tespit davalarında ispat külfetinin davacı tarafta olduğuna dair; Yargıtay 19.HD 2015/16905 E. 2016/6897 K.; aynı daire 2015/14988 E. 2016/4133 K. Sayılı kararı ve benzer nitelikteki diğer kararları)Bu durumda, yapılan yargılamaya, toplanan delillere, dosya içeriğine, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru olduğuna göre; davacı tarafın yerinde olmayan istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan gerekçe ile;1- 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/1 maddesi hükmü uyarınca davacı vekilinin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,2- İstinaf harçları peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,3- Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4- Artan gider ve delil avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,Dair, 6100 sayılı HMK’nun 362/1/-a gereğince her iki taraf yönünden KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda karar verildi.21/10/2019