Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2023/879 E. 2023/1049 K. 29.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/879
KARAR NO: 2023/1049
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/12/2021
NUMARASI: 2014/998 – 2021/907
DAVANIN KONUSU: Haksız İhtiyati Hacizden Kaynaklanan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 29/03/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK’ nın 353.maddesi gereğince dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; Davalı Banka, İstanbul 9.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2009/1661 D.iş ve 2009/1660 K sayılı ilamı ile müvekkili aleyhine 24.06.2009 tarihli 2.227.122.17 Amerikan Doları meblağlı senet sebepiyle ihtiyati haciz kararı alındığı, Davalı bu ihtiyati haciz kararı ile müvekkil … A.Ş. üzerine kayıtlı taşınmazlar, banka kayıtları ve müvekkil …’nın emekli aylığı üzerine haciz koydurduğunu, davalının bu ihtiyati haciz kararından sonra 13.07.2009 tarihinde İstanbul …İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyası ile dosyası ile kesin alacak takibine çevirdiğini, yapılan itiraz ile İstanbul 6.İcra Hukuk Mahkemesinin 2009/2874 E sayılı dosyası ile takibin iptaline karar verildiği, Bununla birlikte davalı banka ihtiyati haciz kararına binaen tüm bankalara haciz ihbarnamesi gönderdiği, müvekkil taşınmazlarına, araçlarına ve maaşına haciz koydurduğu için müvekkil … A.Ş. ve müvekkil … büyük çapta maddi ve manevi zarara uğradığını, Davacı Bankanın haksız ihtiyati kararı neticesinde … AŞ, …bank A.Ş. ve … Bank A.Ş. cari olan kredileri kat ederek geri çağırdığı ve icra takibine geçtiğini, Banka hesaplarına bu bankaların bloke koyduğunu, Müvekkilin nakit akış dengesinin bozulduğunu, müvekkilin 10 gün içinde iflasın eşiğine geldiğini, haksız olarak başlatılan ihtiyati hacizden ötürü müvekkilin 3.kişilere karşı ödemek zorunda kaldığı masraf ve faizler, üç bankanın hesaplarına koyduğu bloke ve kredileri geri çağırmasından dolayı uğradığı zararı tazmini gerektiğini, müvekkililer taşınmazları serbest piyasada satarak borçlarını kapatabilecekken hacizler sebepiyle cebri icra yoluyla taşınmazların serbest piyasada fiyatının altında satılmasına katlanmak zorunda bırakıldığını, müvekkilin Maltepe İlçesi Bağlarbaşı Mahallesinde bulunan 5 katlı lüks iş merkezi piyasa fiyatıyla 5.000.000 TL ettiği ve bu meblağ tüm borçlarını kapatarak bakiyesini de müvekkile bırakacağı halde taşınmazın 500.000,00 TL gibi cüzi bir rakama davalı banka tarafından sattırıldığını, zararın tazmini amacıyla İstanbul 9.Asliye Ticaret mahkemesi dosyasına sunduğu 514.599,00 TL bedelli 10.07.2009 tarihli kesin teminat mektubu üzerine acele ihtiyati tedbir konulmasını, her iki müvekkilin de haksız ihtiyati haciz sebepiyle bir anda iş hayatındaki konumlarını yitirmek suretiyle borçlu ve çaresiz bir hale geldiğini, 10 gün içinde itibarlarının yok olduğunu, Belirsiz alacak davası olarak müvekkil 10.000 TL … AŞ Maddi zararının, müvekkil …’nın 1.000,00 TL maddi zararı ile müvekkil … için 5.000,00 TL, müvekkil … AŞ içinde 5.000,00 TL sembolik miktarda manevi tazminat talebinde bulundukları, taşınmazlar ve banka hesapları üzerine haciz konulduğu tarihten itibaren en yüksek hadden hesaplatılacak faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; Usule ilişkin olarak, davanın zamanaşımına uğradığını, dolayısıyla zamanaşımı yönünden davanın reddi gerektiğini, eski Borçlar Kanunu 60.maddesine göre davanın bir yıllık süre içinde açılmadığını, esasa ilişki olarak davacılar hakkında müvekkil bankadan önce bankalar tarafından icra takibi başlatılmış olması sebepiyle davacıların takip sebepiyle herhangi bir zararı bulunmadığını, … A.Ş.nin Kadıköy …İcra Müdürlüğü … esas sayılı dosyasında 4.08.2009 tarihinde göndermiş oldukları haciz müzekkeresi ile 06.08.2009 tarihinde davacıya ait 3 adet taşınmaz üzerine haciz konulduğunu, … bank A.Ş.nin İstanbul …İcra Müdürlüğü … esas sayılı dosyasında 6.05.2009 tarihinde gönderdikleri haciz müzekkeresi ile 05.06.2009 tarihinde davacıya ait 3 adet taşınmaz üzerine haciz konulduğunu, … Bankası A.Ş.nin İstanbul …İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyasında 12.08.2009 tarihinde gönderdikleri haciz müzekkeresi ile 19.08.2009 tarihinde davacıya ait 3 adet taşınmaz üzerine haciz konulduğunu, davacılar hakkında müvekkil Banka tarafından icra takibi başlatılmış olmasından dolayı davacılar herhangi bir zararının bulunmadığını, davacının maaşına haciz konulması sebepiyle icra dosyasına herhangi bir kesinti yapılmadığını, konulan haciz daha sonra itiraz ile kaldırıldığını, davacıların açtıkları davanın kötü niyetli olduğunu, ihtiyati haciz sebepiyle saygınlığını yitirme çaresiz hale geldiğini, davacının Maltepe bulunan taşınmazı takdiren 1.400.000 TL değer biçildiği ipotek takibi satıldığını, davacılar genel kredi sözleşmesinde belirtilen adreslerine gönderilen hesap kat ihtarnamelerine süresi içinde itiraz etmediklerini, kambiyo dosyası iptalinden sonra takibe itiraz ettikleri ve ödeme yapmamak için yaptıklarını belirtilen sebeplerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “…Yapılan tespitler ışığında tüm doya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, davalı Bankanın yaptığı takibin muaccel olmuş ve miktarı azımsanmayacak tutarda bir alacağa dayandığı, ayrıca davacılar hakkında ilk haciz ve takip işleminin dava dışı … A.Ş.nin yaptığı dikkate alındığında davacıların davalı bankanın yaptığı haksız takip sebepiyle maddi ve manevi zarara uğradıkları beyanıyla ileri sürdükleri taleplerden davalı Bankanın sorumlu olmadığı kanaatine ulaşıldığından hükme esas alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davacıların maddi ve manevi tazminat talepleri bakımından davanın reddine …” karar verilmiştir. Verilen karara karşı davacılar vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davacılar vekili istinaf dilekçesinde; Haksız olarak başlatılan ihtiyati haciz sebebiyle üçüncü kişilere karşı müvekkilinin ödemek zorunda kaldığı masraf ve faizler, üç bankanın hesaplarına koyduğu bloke ve kredileri geri çağırmasından dolayı uğradığı zararın tazmini gerektiğini, İstanbul 6. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2009/2874 sayılı dosyasında verilen karar ile başlatılan icra takibinin iptal edildiğini, müvekkillerinin maddi ve manevi olarak zarara uğradığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi gereğince istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava; Haksız ihtiyati haciz sebebiyle maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir. 2004 sayılı İİK’nın 259/1. maddesinde, ihtiyati haczin haksız çıkması halinde, borçlunun ve üçüncü kişilerin bu yüzden uğradıkları bütün zararlardan alacaklının sorumlu olduğu düzenlenmiştir. İhtiyati haciz haksız ve bundan maddi zarar doğmuşsa, alacaklı kusurlu olmasa dahi, zarar görene maddi tazminat ödemekle yükümlüdür. Buna karşılık, haksız ihtiyati haciz koyduran alacaklının kusursuz sorumluluğu sadece maddi tazminat bakımından olup, manevi tazminat yönünden 818 sayılı BK’nın 49. maddesindeki (6098 sayılı TBK’nın 58.maddesi) koşulların oluşması gerekir. Bu maddeye dayalı sorumluluk ise, kusura dayalıdır. Bu itibarla, manevi tazminata hükmedilebilmesi için alacaklının kötü niyeti ve ağır kusurunun bulunması gerekir (Bkz. Prof. B. Kuru, İcra ve İflas Hukuku, Ankara, 1993, Cilt 3, Sh.2583 v.d). (Aynı doğrultuda Yargıtay 4. HD nin 24.10.2018 gün ve 2016/9599 E – 2018/6494 K. Sayılı ilamı). Her ne kadar davacı haksız işlemden dolayı maddi ve manevi tazminat talep etmişse de taraflar arasında borç ilişkisi olduğuna ilişkin genel kredi sözleşmesi ve bu kapsamda düzenlenen senet sebebiyle bazı emareler olduğu, bu doğrultuda icra takibi yapılmasının hayatın olağan akışına uygun olduğu, icra mahkemesince senedin zorunlu unsurları içermediği gerekçesiyle takibin iptaline karar verilmesinin haczi haksız kılmayacağı, davalı bankadan önce dava dışı bankaların da davacılara karşı haciz işlemi gerçekleştirdikleri ve ufak emarelerin dahi işlemi haksız olmaktan çıkaracağı anlaşılmaktadır. Somut olayda, ihtiyati haczin haksız olmadığı anlaşıldığından maddi ve manevi tazminat davasının reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Yukarıda açıklanan hususlar gereğince davacılar vekilinin istinaf talebinin usulen kabulüne ilk derece mahkemesi kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince kaldırılmasına ancak bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, gerekçe düzeltilerek davanın reddi yönünde yeniden karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/998 E – 2021/907 K sayılı kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, ancak belirtilen hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden bu kapsamda; 2-Davacılar tarafından davalı aleyhine açılan maddi ve manevi tazminat davasının REDDİNE, 3-İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin; 3/a- 492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 179,90 TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 358,65 TL’den mahsubuyla fazla alınan 178,75 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara iadesine, 3/b- Davacılar tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, 3/c-Davalı tarafça yapılan 100,00 TL yargılama giderinin davacılardan müteselsilen tahsiliyle davalıya verilmesine, 3/d- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/(4). maddesine göre reddedilen maddi tazminat yönünden 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin davacılardan müteselsilen tahsiliyle davalıya verilmesine, 3/e- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 10/(3). maddesine göre reddedilen manevi tazminat yönünden 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin davacılardan müteselsilen tahsiliyle davalıya verilmesine, 4-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin; 4/a-İstinaf talebi kabul edildiğinden davacı tarafça yatırılan istinaf harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine, 4/b-İstinaf yargılaması için davacılar tarafından yapılan 162,10 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 213,00 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 375,10 TL yargılama giderinin davalıdan tahsiliyle davacılara verilmesine, 4/c-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 5-6100 Sayılı HMK’nın 333.maddesi gereğince var ise kalan gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine, 6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeri düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b.2 maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a.maddesi gereğince miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.29/03/2023