Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2023/542 E. 2023/511 K. 22.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/542
KARAR NO: 2023/511
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/09/2022
NUMARASI: 2022/265 Esas – 2022/529 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Niteliktekinde Haksız Fiilden Kaynaklanan (2918 S.K.Hariç))
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 22/02/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK’ nın 353.maddesi gereğince dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı / borçlu aleyhine, müvekkili davalı şirkete ait kabloları koparmış olması sebebiyle; kabloların tamiri için gerekli malzeme ve işçilik bedellerine ilişkin olarak icra takiplerine girişildiğini, davalı / borçlu, işbu icra takip dosyalarına itiraz etmiş olduğundan takibe devam edebilmek için eldeki davayı ikame etme zorunluluğu doğduğunu, davalı / borçlu davaya konu icra dosyasına ilişkin olarak farklı tarih ve adreslerde müvekkil şirket varlıklarına zarar vermiş olup; işbu hasarların tamiri sebebiyle müvekkilim davacı şirketin malzeme ve işçilik bedelinden oluşan maddi zararı bulunmadığını, davalı / borçlu, farklı tarih ve farklı adreslerde aşağıda sıralanacak olan icra takiplerine konu edilen bedeller tutarında, müvekkilim davalı şirketin yer altı kablo tesislerine zarar verdiğini, müvekkili şirkete ait tesislere davalı tarafından defalarca zarar verilmiş olup, tüketiciye enerji taşıyan işbu yer altı kabloları müvekkilinin davacı şirket tarafından tamir edilmek durumunda kalındığını, Davalı / borçlu tarafından müvekkil davalı şirket sorumluluğundaki elektrik dağıtım tesislerine verilen zarar, icra dosyaları muhteviyatındaki tutanak ve diğer belgeler ile tespit edildiğini, Davalı / borçlunun sebep olduğu hasarların tamiri için fatura edilen bedellerin tazmini amacıyla öncelikle davalıya yazılı bildirimler yapılmış ardından ödemeden imtina edilmesi üzerine icra takiplerine girişildiğini, davalının itirazı süresinde olduğundan eldeki davayı ikame etme zorunluluğu doğduğunu, itirazın iptali davaları için dava şartı öngörülen arabuluculuk başvurusu da tarafımızca yapılmış ancak görüşme olumsuz olarak neticelendiğini, eldeki dava konusunu oluşturan icra dosyalarına ilişkin olarak 13.09.2021 tarihinde … numarasıyla arabuluculuk başvurusu yapılmıştır. Müzakereler sonucunda taraflar başvuru konusunda anlaşmaya varamadığından görüşme “anlaşmama” olarak neticelendiğini, dava şartı olan arabuluculuk sürecinde de anlaşmaya varılamadığından eldeki dava ikame edilmiş olup, icra ve işbu dava dosyasına sunmuş olduğumuz deliller kapsamında bahsi geçen hasarların davalı şirket tarafından verildiğinin sabit olması sebebiyle davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini beyan ederek; Müvekkilinin davacı şirket tarafından başlatılan icra takibine haksız ve kötü niyetli olarak yapılan itirazların iptali ile Yukarıda açıklanan sebepler doğrultusunda; Davalı/ borçlunun filli neticesinde meydana gelen zararların rücuuna yönelik icra takibine itirazların iptaline, davanın kabulüne, Davalının asıl alacağın %20′ sinden aşağı olmamak üzere icra – inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı … tarafından İstanbul Anadolu İcra farklı dairelerde değişik yıllarda açılmış olan 33 adet ilamsız takibe tarafımızca süresinde itiraz edildiğini, davacı icra dosyalarına yapılan itirazlarının iptalini, itirazlarının haksız olduğu iddiası ile icra ve inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava ettiğini, Uyuşmazlık Mahkemesi , 27/12/2021 Tarih 2021/608E. 2021/680 K. Sayılı kararıyla ;Kamu tüzel kişiliğini haiz bir kuruluş olan …’nin haksız eyleminden kaynaklı zararın tazmini isteminin ilamsız icra takibine konu edilemeyeceği ve açılan davanın idari yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği hakkında karar verdiğini, konusu haksız eylem ile müvekkil idarenin her ne kadar bir ilgisi yok ise de bir an için bu eylemin müvekkili idareden kaynaklandığı kabul edilecek olunsa bile; bu durumda iş bu davanın görev nedeniyle reddedilmesi gerektiğini, Çünkü; 2560 sayılı yasa ile kurulan müvekkil İdare, İstanbul Büyük Şehir Belediyesi’nin su ve kanalizasyon hizmetlerini yürüten bir kamu kurumu olduğunu, deruhte eylediği hizmet, kamu hizmeti olduğunu, bu hizmetin ifası sırasında bir zarar meydana gelmiş ise, bunun idari bir eylemden kaynaklandığının kabulü gerekmesi gerektiğini, sonuç olarak idari yargının görev alanına giren tam bir yargı davası olduğu sarih olmakla, usul ve yasaya aykırı olarak müvekkilinin İdare aleyhine, adli yargıda açılan işbu davanın, öncelikle görev yönünden reddinin gerektiğini beyan ederek, yukarıda açıklanan ve resen dikkate alınacak nedenlerle Davanın usul ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.İlk derece mahkemesince; “… Kamu hizmeti yürüten Belediyenin bu hizmeti yürüttüğü sırada verdiği zararın tazmini istemiyle başlatılan icra takibine itirazın iptali davasında, kamu hizmetinin yöntemine ve hukuka uygun olarak yürütülüp yürütülmediğinin, bu hizmetin yürütülmesinde hizmet kusuru veya başka nedenle idarenin sorumluluğu bulunup bulunmadığının saptanmasını gerektirmektedir. Bu hususların saptanması ise idare hukuku ilkelerine göre yapılabileceğinden, 2577 sayılı Kanun’un ilgili maddesi kapsamında bulunan tam yargı davasının görüm ve çözümünde idari yargı yeri görevli bulunmaktadır. Uyuşmazlık Mahkemesi’nin 2004 sayılı Kanun’un 42. maddesinin üçüncü fıkrasında yapılan değişiklik ve Anayasa Mahkemesinin 22/10/2020 tarihli ve E.2020/78, K.2020/59 sayılı kararı doğrultusunda idari yargının görev alanına giren konulara ilişkin uyuşmazlıkların, itirazın iptali davası yoluyla görülmesi mümkün olmadığından içtihat değişikliğine gidilmesi durumu mahkememizce gözetildiğinde davalı idarenin hizmet kusuru nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemi niteliğindeki davanın idari yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılarak HMK’nın 114/1-b ve 115/2 maddeleri uyarınca yargı yolunun caiz olmaması nedeniyle davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine …” karar verilmiştir. Verilen karara karşı davacı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İhtilafın haksız eylemden kaynaklandığını, davalı iskinin tacir olduğunu ve ihtilafın adli yargıda çözümlenmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 355. maddesi gereğince istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava; haksız eylem sebebiyle oluşan zararın tahsili için başlatılan icra takibine karşı itirazın iptali istemine ilişkindir. Davalı kamu kurumu olup kamu hizmeti niteliğindeki çalışmalarını özel hukuk kuralları kapsamında yapmaktadır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu madde 16’ya göre; kendi kuruluş kanunları gereğince özel hukuk hükümlerine göre yönetilmek veya ticari şekilde işletilmek üzere Devlet, il özel idaresi, belediye ve köy ile diğer kamu tüzel kişileri tarafından kurulan kurum ve kuruluşlarının dahi tacir sayılacakları belirtilmiştir. 2560 sayılı İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğünün Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunda, … Genel Müdürlüğü’nün genel kurul, yönetim kurulu ve genel müdürlük ile yönetileceği, denetçileri vasıtasıyla denetleneceği, yıllık çalışma ve yatırımlarının bilançolarda belirlenerek genel kurulun onayına sunulacağı ve bütçesinin kamu iktisadi teşebbüslerinde uygulanan bütçe formülünde düzenleneceği belirtilmiştir.Bu kapsamda İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü’nün de 2560 sayılı Kanun kapsamında bir kamu kurumu olduğu ve kamu hizmeti yaptığı ancak, çalışmalarının özel hukuk hükümlerine bağlı bulunduğu ve tacir sıfatını taşıdığı kabul edilmelidir. Davalının haksız eylem teşkil eden faaliyetinden kaynaklanan bu uyuşmazlığın da, yerleşik yargısal uygulamalarda görüldüğü gibi, adli yargı yerinde çözümlenmesi gerekir (Yargıtay HGK’nın 21/09/1983 gün ve 1980/11-2721; 1983/823 ile 29/11/1995 gün ve 1995/11-647; 1995/1043 sayılı ilamları). Mahkemece açıklanan olgular gözetilerek yargı yolu sebebiyle dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır (Dairemizin aynı mahiyette 2022/3062 E. – 2022/2441 K, 2020/598 E. – 2022/290 K. ve Yargıtay 4. HD’nin 2018/281 E. – 2018/2172 sayılı ilamları). Yukarıda açıklanan sebeplerle davacı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile sair istinaf sebepleri bu aşamada incelenmeksizin, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-4. maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve belirtilen şekilde yargılama yapılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Dava vekilinin istinaf talebinin yukarıda açıklanan sebeplerle KABULÜ ile, İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/265 Esas – 2022/529 Karar sayılı kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-4. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 2- Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3- İstinaf yasa yoluna başvuran tarafından peşin olarak yatırılan 179,90 TL istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine iadesine,4- Dosya üzerinde inceleme yapılması sebebiyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,5- İstinaf yasa yoluna başvuran tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/4. ve 362/1/g. maddeleri gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 22/02/2023