Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/3971
KARAR NO: 2023/3357
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/11/2020
NUMARASI: 2017/183 Esas – 2020/597 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 15/11/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla 6100 Sayılı HMK’ nın 353.maddesi gereğince dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; Davacı müvekkil sigorta şirketi nezdinde Ticari Paket sigorta poliçesi ile sigortalı …’a ait servis kutu ve borularının davalı tarafından hasara uğratıldığını ,ve bu sebeple dava dışı sigortalılarına 19.12.2016 tarihinde 2.455,93 USD hasar tazminatı ödendiğini, davacı müvekkili sigorta şirketinin ödediği 2.455,93 USD ‘sının davalı / borçludan rücuen tahsilini teminen davalı aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile icra takibi yaptığını, davalı / borçluların icra takibine kötü niyetle itiraz ettiğinden ve bu sebeple icra takibi durduğundan huzurdaki işbu itirazın iptali davasının açılması zaruretinde kalındığını, belirterek davalı / borçluların İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasına vaki itirazının iptaline ve % 20 kötüniyet (icra inkar) tazminatına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; Bu davada iddia konusu haksız eylemi yapan idare olmadığını, idare ile müteahhit firma arasında yapılan sözleşmede , işin müteahhit firma elemanlarınca firmanın araç ve gereçleriyle yapılacağı ve bu işin yapılması sırasında 3. Şahısların mülklerine karşı oluşacak zararlardan müteahhit firmanın sorumlu olacağı, bu gibi durumlardan ortaya çıkan iddia, dava, hasar, masraf, ödeme ve harcamayla ilgili bedellerin müteahhit firma tarafından tazmin edileceğinin açıkça yazılı olduğunu, müteahhit firmanın haksız eylemleri sonucu oluşan zararlardan hukuken müteahhit şirketin sorumlu olduğunu, …’nin sorumlu olmadığını, bur şartlarda, haksız fiilden mütevellit zararların tazminini düzenleyen yasal düzenlemeye göre zararın tazmini için kusur-zarar-illiyet bağı şartları oluşmadığını, zararın oluşmasına sebep olan tazminatın ödenmesi gerektiğini, idarenin eylem ve işlemlerinden doğan bir zararın olmadığını, hukuken sorumluluğunun bulunmadığını, davacı tarafın dava konusu ile ilgili tüm taleplerinin reddini, usul ve esastan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.İlk Derece Mahkemesince; “.. Toplanan tüm delillerin değerlendirilmesi ile tespit edildiği üzere; … marifeti ile mahkememiz dosyasına gönderilen belge ve kayıtlar kapsamında davalı … şirketinin hasar tarihinde atıksu kanalı yenileme çalışmalarını yürüttüğü bilgisinin verildiği, anılı iş emirlerinin gönderildiği görülmüş olup aksi kanıtlanamayan tutanaklar ışığında zararın yüklenici şirket tarafından yürütülen kazı sırasında meydana geldiği anlaşılmıştır. Dosyamızdaki bilgi ve belgelerden görüldüğü üzere dava dışı sigortalının kurum/şirket faaliyetinin devamlılığının sağlanması için sürekli olarak istihdam ettiği işçileri bulunmaktadır. Bu kapsamda kendi işçileri ve araçlarına ilişkin giderleri, şirketin faaliyetinin devamlılığı için yapmak zorunda olduğu genel idare giderleri kapsamında görülmüş olup tüm bu gerekçeler ışığında aksi ispatlanamayan personel ve araç giderleri yönündeki davacı talebinin yerinde olmadığı sonucuna varılmıştır. Davalı yüklenicinin alt yapı çalışma faaliyeti sırasında kusurlu eylemi sebebiyle TBK’nın 49. maddesi gereğince, davalı iş sahibi …’nin ise TBK’nın 66. maddesi gereğince adam çalıştıran sıfatı ile sorumlu olup ödemenin USD olarak yapılması sebebiyle rücu edilecek alacağında USD cinsinden belirlenmesi ve alacağa, rücuen tahsil isteminin bulunması sebebiyle ödeme tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiği anlaşılmış olup tüm bu sebeplerle; davacının takip tarihi itibari ile davalılardan 1.767,46 USD asıl alacak, 11,26 USD işlemiş faiz olmak üzere toplam 1.778,72 USD alacaklı olup bu tutar yönünden başlatılan icra takibine davalı takip borçlularının vaki itirazının haksız olduğu, haksız eylem kapsamındaki zarara dayalı sigorta ödemesinin rücuen tahsili için icra takibi başlatılmakla dava konusu alacak miktarının belirlenmesi yargılamayı gerektirdiğinden ve likit (muayyen) olmadığından icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceği anlaşılmakla; davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir. (Emsal karar: Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 2014/10428 esas, 2015/7741 karar sayılı ilamı). 1-Davanın KISMEN KABULÜ ile, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasında, takip tarihi itibari ile davacının davalılardan 1.767,46-USD asıl alacak, 11,26-USD işlemiş faiz olmak üzere toplam 1.778,72-USD alacaklı olduğunun tespiti ile bu miktara vaki itirazın iptali ile takibin, asıl alacak 1.767,46-USD’ye takip tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 4/a maddesi gereğince devlet bankalarınca USD cinsi mevduatına uygulanan 1 yıllık en yüksek mevduat faizi uygulanmak ve TBK 99 maddesinin infaz aşamasında nazara alınması suretiyle devamına, fazlaya dair istemin reddine, 2- Alacağın likit olmaması sebebiyle icra inkar tazminat isteminin reddine,…” karar verilmiştir. Verilen karara karşı davalılar vekillerince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davalı … vekili istinaf dilekçesinde; Müvekkil şirketin söz konusu yerde ve tarihte bir çalışması bulunmadığını, yapılan hesaplamanın yanlış olduğunu, gaz açma kapama için belirlenen bedeller ve bu bedellerin hesaba yansıtılmasının hukuka ve EPDK mevzuatına da aykırı olduğunu, Ayrıca dava/takibe konu edilen 1095 aboneye ilişkin gaz kesilmesi ve gaz açma bedellerine ait istemin ise, 489 aboneye ilişkin kesme vanası kapatılarak ilgili sokakların emniyetinin sağlanmış ve hat onarıldıktan sonra yine aynı vanayı açarak abonelere gaz verilmeye başlanmış olması ile her bir abone için ayrıca kesme/açma işlemi yapıldığına ilişkin belge ve tutanak ibrazında da bulunulmamış olması sebebiyle bu yöndeki istemin yerinde olmamasına rağmen raporda hesaplanmasının hatalı olduğunu ve davacı tarafın döviz talebinin açıkça hukuka aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı … vekili istinaf dilekçesinde; Davanın husumetten reddi gerektiğini, müvekkil idare ile diğer davalı müteahhit firma arasında akdedilmiş sözleşmeye göre sözleşme konusu işin yapılması sırasında 3.kişilerin uğradığı zarar ve ziyandan müteahhit firmanın sorumlu olacağı, müvekkil idarenin herhangi bir sorumluluğu bulunmayacağı ve her türlü hukuki sorumluluğun da müteahhit firmaya ait olduğunun kabul edildiğini, davacı tarafından sigortalısı …’a ödeme yaptığı belirtilmiş ise de, ödeme dekontunun sunulmadığını ve bilirkişi raporunda, sayaç açma kapama bedeli olarak yapılan hesaplamanında hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi gereğince istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Dava; İşyeri sigorta poliçesine göre sigortalısına ödeme yapan davacının ödenen bedeli, davalılardan rücuen tahsil için başlattığı icra takibine vaki itirazın iptali talebine ilişkindir. Davalı …Ltd.Şti.nin istinaf başvurusu yönünden yapılan incelemede; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49. maddesi geregince, “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür”. Bu hüküm dikkate alındığında kusur sorumluluğu olarak tanımlanan haksız fiil sorumluluğunun kurucu unsurları; fiil, zarar, illiyet bağı, kusur ve hukuka aykırılıktır. Haksız bir eylemin tazminat sorumluluğu doğurabilmesi için kusurlu ve hukuka aykırı bir fiil sonucunda zarar doğması, zarar ile fiil arasında da illiyet bağı bulunması gereklidir. Somut olayda; Davalı şirketin diğer davalı olan … Genel Müdürlüğü ile imzaladığı sözleşme gereğince yüklenici sıfatıyla kazı çalışması sırasında dava dışı …’a ait hatta hasar verdiği, hasar tespit tutanağı, hasar dosyası ve dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerle sabittir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda gerçek zarar ilkesine göre hesaplama yapılmıştır. Olaydan sonra … tarafından vana kapatılarak gaz akışının durdurulduğu, olaydan etkilenen abonelere ait binalardaki servis kutularında bulunan regülatörlerin devre dışı kaldığı, … tarafından hasar giderildikten sonra gazın açıldığı, etkilenen tüm abonelere … ekiplerince gidilerek regülatörlerin tekrar kurulmak zorunda olduğu, mahallinde bulunmayan abonelerin ise sayaçlarındaki gaz vanalarının kapatılarak tehlikenin engellendiği ve gazı kapatılan abonelerine uyarı mahiyetinde broşürlerin bırakıldığı değerlendirilerek bilirkişi heyetinde gaz açma/kapama bedeli 489 abone için hesaplanmıştır. Şehir İçi Doğalgaz Dağıtım Şirketlerinin Doğalgaz Piyasası Dağıtım ve Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 44 ve 63. maddeleri gereğince hesaplama yapıldığından bilirkişi raporunun denetime elverişli ve somut verilere dayalı olduğu anlaşılmakla hükme esas alınmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davacı sigorta şirketi tarafından dava dışı sigortalısı olan …’a döviz cinsinden ödeme yapılmış olup talebin döviz cinsi üzerinden ileri sürülmesine bir engel bulunmamaktadır. Bu sebeplerle davalı …Ltd.Şti.vekilinin istinaf istemi yerinde değildir. Davalı … Genel Müdürlüğünün istinaf başvurusu yönünden yapılan incelemede; Davalı … Genel Müdürlüğü ile dava dışı yüklenici firma arasında imzalanan sözleşme hükümleri gereğince TBK’nın 66. maddesi anlamında adam çalıştıran ilişkisi vardır. Yapılan sözleşmede, işin yapımı sırasında verilecek zararlardan …’nin sorumlu olmadığı belirtilse dahi, sözleşme hükümlerinin taraflar arasında geçerli olacağı ve 3. kişi olan davacıya karşı ileri sürülemeyeceği, bu hali ile davalı … Genel Müdürlüğünün zarardan sorumlu olduğu anlaşılmakla davalı … vekilinin bu yöne değinen istinafı yerinde değildir. Davacı sigorta şirketi tarafından hasar dosyası ve dava dışı …’a sigorta poliçesi kapsamında yapılan ödemeye ilişkin dekontun ibraz edildiği, davacı sigorta şirketinin 6102 sayılı TTK.nın 1472.maddesi gereğince sigorta bedelini ödedikten sonra sigorta ettiren yerine geçerek zarardan dolayı tazmin ettiği bedeli rücuen talep edebileceği, hükme esas alınan bilirkişi raporunun denetime elverişli olduğu ve hesaplamanın Şehir İçi Doğalgaz Dağıtım Şirketlerinin Doğalgaz Piyasası Dağıtım ve Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 44 ve 63.maddelerine uygun olduğu anlaşıldığından davalı … vekilinin istinaf isteminin reddi gerekir. Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davalılar vekillerinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ayrı ayrı esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/11/2020 tarih, 2017/183 Esas 2020/597 Karar sayılı kararına yönelik davalılar vekilleri tarafından yapılan istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 448,35 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından, peşin yatırılan 179,90 TL’nin mahsubuyla bakiye 268,45 TL harcın davalı İstanbul Su ve Kanazilazyon Genel Müdürlüğünden tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 448,35 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından, peşin yatırılan 112,08 TL’nin mahsubuyla bakiye 336,27 TL harcın davalı … Tic. Ltd. Şti.’den tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 4- Davalı taraflarca istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına, 5- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, 6- 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince var ise kalan gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine, 7- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 15/11/2023