Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2023/38 E. 2023/146 K. 18.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/38
KARAR NO: 2023/146
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: TEKİRDAĞ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/09/2022
NUMARASI: 2022/707 – 2022/1200
DAVANIN KONUSU: Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 18/01/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK’ nın 353.maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı dava dilekçesinde; Davalının savcılığa başvurarak kendisi hakkında iftira ederek şikayetçi olduğunu, şikayet sonucunda hakkında takipsizlik kararı verildiğini, asılsız ihbar nedeniyle işlerinin en az üç ay boyunca büyük ölçüde aksadığını, iş yerinde arama yapıldığı haberinin piyasada duyulması üzerine firmasından mal almakta olan birçok firmanın alımı kestiğini belirterek, tüm bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 30.000,00 TL maddi, 40.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; Davalı tarafından Gaziosmanpaşa CBS’ye yapılan ihbar dilekçesinin asılsız iftira olmadığını, ayrıca davacının şarap üretim izninin bulunmasının olayla bir ilgisinin olmadığını ve davacı tarafından üretilen şarabın üzerine rakip firmanın bandrolünün yapıştırılmasının yasalara aykırı olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.İlk Derece Mahkemesince; “… Yargıtay 11. Hukuk Dairesi bölge adliye mahkemelerinin hukuk daireleri arasındaki görev yönünden uyuşmazlığı gidermek üzere 25/03/2022 tarih 2022/509 Esas 2022/2410 Karar sayılı ilamında bölge adliye mahkemeleri hukuk daireleri arasındaki aynı nitelikteki uyuşmazlık yönünden uyuşmazlığın giderilmesi yönünde karar verilmiş, söz konusu kararda davanın açıldığı tarih itibariyle görevli olan asliye hukuk mahkemelerinin asliye ticaret mahkemesi sıfatıyla bakmış oldukları derdest dava dosyalarını yeni kurulan ve yetki çevresi belirlenen ticaret mahkemelerine devir ya da görevsizlik kararı veremeyeceği, asliye hukuk mahkemelerinin ( asliye ticaret mahkemesi sıfatıyla) görevli olduğu ifade edilmiş ve içtihat farklılıkları giderilmiştir. Söz konusu Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin kararı gereği davanın açıldığı tarih itibariyle görevli olan asliye hukuk mahkemelerinin asliye ticaret mahkemesi sıfatıyla bakmış oldukları derdest dava dosyalarını yeni kurulan ve yetki çevresi belirlenen ticaret mahkemelerine devir ya da görevsizlik kararı veremeyeceği, asliye hukuk mahkemelerinin ( asliye ticaret mahkemesi sıfatıyla) görevli olduğu ifade edilmiş ve içtihat farklılıkları giderilmiş olduğundan dava tarihi itibariyle devreden asliye hukuk mahkemesi görevli olduğundan Mahkememizin görevsizliğine, davanın görev nedeniyle usulden reddine…” karar verilmiştir. Verilen karara karşı davalı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; Görevin dava şartı olduğunu, Tekirdağ Asliye Ticaret Mahkemesi kurulduğu için davanın asliye ticaret mahkemesinde görülmesi gerektiğini ve Tekirdağ Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen görevsizlik kararının hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi gereğince istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1. maddesinde, mahkemelerin görevinin ancak yasa ile belirlenebileceği ve göreve ilişkin kuralların kamu düzenine ilişkin olduğu ifade edilmiştir. 6100 Sayılı HMK’nın 114. maddesinde mahkemenin görevli olması, dava şartı olarak öngörülmüştür. Görev, dava şartı olması sebebiyle mahkemece yargılamanın her aşamasında taraflarca ileri sürülmese bile re’sen dikkate alınır. Ticaret mahkemelerinin görevini düzenleyen 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesinin ikinci fıkrası hükmü;“Bir yerde asliye ticaret mahkemesi varsa, asliye hukuk mahkemesinin görevi içinde bulunan ve 4 üncü madde hükmünce ticari sayılan davalarla özel hükümler uyarınca ticaret mahkemesinde görülecek diğer işlere asliye ticaret mahkemesinde bakılır” düzenlemesini içermektedir.Dava, 07.09.2020 tarihinde Şarköy Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açılmıştır. Dava açıldıktan sonra Tekirdağ Asliye Ticaret Mahkemesi kurulmuş ve HSK’nın 07.07.2021 tarih ve 608 sayılı kararı ile yargı çevresi Tekirdağ İli’nin mülki sınırları olarak belirlenerek 01.09.2021 tarihinde faaliyete geçirilmiştir. Dava konusu uyuşmazlık bakımından dava tarihinde henüz asliye ticaret mahkemesi bulunmadığından, dava doğru yerde, dava tarihi itibariyle görevli olan asliye hukuk mahkemelerinde açılmıştır. Genel görevli asliye hukuk mahkemelerinin baktığı işlerin tür ve sayısının çoğalması üzerine zaman zaman uzman mahkemeler kurulmakta, asliye hukuk mahkemeleri bünyesinden ayrılan bu uzman mahkemelere mevcut dosyaların devrine yönelik geçiş hükümleri konulmaktadır. Bu halde halen asliye hukuk mahkemelerinde görülmekte olan dava dosyalarının yeni kurulan uzman mahkemelere devredilmesi gerektiği izahtan varestedir.Ancak Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun 07.07.2021 tarih ve 608 sayılı kararında bu yönde bir düzenleme bulunmadığı gibi mahkemelerin görevini düzenleyen hükümlerde de bu yönde bir düzenleme yer almamaktadır. Yeni uzman mahkemenin kurulmasıyla birlikte işin, başka bir deyişle derdest dava dosyalarının devrine veya görevsizlik kararıyla gönderileceğine ilişkin özel hüküm bulunmaması halinde, dava tarihi itibariyle görevli mahkemelerin elindeki dosyaları göndermeksizin esastan karara bağlaması T.C. Anayasası’nın 37. maddesinde düzenlenen kanuni hakim ilkesinin doğal bir sonucudur. Davanın açıldığı tarih itibariyle görevli olan asliye hukuk mahkemelerinin, derdest dava dosyalarını yeni kurulan veya yetki çevresi genişletilen ticaret mahkemelerine devir ya da görevsizlik kararı vererek göndermeden yargılamasını yapması gerektiği anlaşılmaktadır (Aynı doğrultuda Yargıtay 11. HD’nin 2022/1574 E.-2022/2411 K. Sayılı ilamı). Bu kapsamda Tekirdağ Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen karar usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Usûl ve yasaya uygun Tekirdağ Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/707 E. – 2022/1200 K. sayılı kararına yönelik davalı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, peşin yatırılan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20 TL harcın davalıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3- Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerilerinde bırakılmasına,4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,5- Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-c maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.18/01/2023