Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2023/3667 E. 2023/3135 K. 01.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/3667
KARAR NO: 2023/3135
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/09/2023
NUMARASI: 2023/471 Esas – 2023/816 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 01/11/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla 6100 Sayılı HMK’ nın 353.maddesi gereğince dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; Davalı internet sitesinde 23/12/2019 ve 24/12/2019 tarihlerinde müvekkili şirkete ait TV kanalıyla ilgili yayınlanan haberlerde kasıtlı olarak müvekkilinin marka ve kişilik hakları ile ticari itibarını zedelemeye yönelik yayınlar yapıldığını ve tecavüzün devam ettiğini, söz konusu haberlerin içeriğindeki iddia ve ithamların müvekkilinin kişilik haklarını ihlal ettiğini belirterek her bir haber için 50.000,00 TL olmak toplam 100.000,00 TL manevi tazminatın yayın tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline ve dava konusu haberlerin ilgili Web adresinden tedbiren kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar vekili cevap dilekçesinde; Haksız ve mesnetsiz davanın ve fahiş tazminat talebinin öncelikle husumet yönünden usulden reddine, mahkemenin aksi kanaatte olması halinde ise yapılacak inceleme neticesinde davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesi Bakırköy 14. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2021/167 E. – 2021/183 K sayılı kararı ile; ”…Somut dosyamız incelendiğinde; dava konusu yapılan haberin davacı şirket yetkilisi …’nın 15 saat kamera kaydı izlettirerek toplantı salonundaki tabağı bırakanı tespit ettirdiği ve editör …’nun işten çıkmaya zorlandığı iddiası öne sürülerek haberleştirildiği, söz konusu ithamların suç ya da kişilik hakkına müdahale niteliğinde bulunmadığı, iddiaların gerçek olup olmadığının haberin gerçeği yansıtmadığına ilişkin bilgi ve belge sunulmadığı, haberin güncel ve o anda görünürde var olan olaya ilişkin olduğu, diğer davalıların dava konusu yapılan haber başlıkları ve metinleri incelendiğinde, haberin verilişi sırasında özle biçim arasındaki dengenin sağlandığı, kullanılan başlıkların haber verme tekniği içinde değerlendirilmesi gerektiği, kullanılan ifadelerde 6098 sayılı TBK’nun 58 ve 4721 TMK’nun 24. maddeleri gereğince davacı şirketin kişilik haklarına saldırı niteliği bulunmadığı değerlendirilmekle davanın reddine …” karar verilmiştir. Verilen karara karşı davacı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Dairemizin 2021/2098 E. – 2023/1035 K. Sayılı, 29/03/2023 günlü kararı ile; “…Davacı vekilinin istinaf talebinin yukarıda açıklanan sebeplerle KABULÜ ile, Bakırköy 14. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2021/167 E. – 2021/183 K sayılı kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/3. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 2- Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,…”karar verilmiştir. Dairemiz kararı sonrasında İlk Derece Mahkemesi Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2023/471-816 esas ve karar sayılı, 27/09/2023 günlü kararı ile; ”… Basın özgürlüğünün kişilik haklarına üstün tutulabilmesi için haberin gerçeğe uygun olması, gerçeğe uygun yayımın haber niteliği taşıması, gerçeğe uygun haberlerin verilmesinde nesnel (objektif) ölçütlere uyulması, haberin veriliş biçimi yönünden özle biçim arasında ölçülülük bulunmasının gerektiği, gerek yazılı ve gerekse görsel basın bu işlevini yerine getirirken, özellikle yayının gerçek olmasını, kamu yararı bulunmasını, toplumsal ilginin varlığını, konunun güncelliğini gözetmeli, haberi verirken özle biçim arasındaki dengeyi de koruması gerektiği, basının, objektif sınırlar içinde kalmak suretiyle yayın yapması gerektiği, bununla birlikte haberin yapıldığı anda ve görünürde var olup da sonradan gerçek olmadığı anlaşılan olayların yayınından da basının sorumlu tutulmaması gerektiği, davaya konu haberlerin davalı … tarafından kalem alındığından iş bu davalının husumet itirazının yerinde olmadığı, haberlerde güncel konulara ilişkin bir takım değerlendirmelerde bulunulduğu, davacı hakkında bir suçlama da bulunmadığı, yayının, toplumun bilgi edinme, basının haber verme hakkı kapsamında kaldığı, dava konusu yazı bir bütün olarak değerlendirildiğinde, basın ve ifade özgürlüğü kapsamında kalıp kamu yararını amaçladığı ve kamuoyunu bilgilendirmeye yönelik olduğu, haberin veriliş biçimi ve bütünlüğü çerçevesinde basının haber verme hakkı ve eleştiri sınırları içerisinde haber yapıldığı, haberlerdeki ithamların suç konusu olmadığı gibi kişilik hakkına müdahale niteliğinde bulunmadığı, haberin yapıldığı anda ve görünürde var olup da sonradan gerçek olmadığı anlaşılması halinde olayların yayınından da basının sorumlu tutulmaması gerektiği, 6098 sayılı TBK’nun 58 ve 4721 TMK’nun 24. maddeleri gereğince davacı şirketin kişilik haklarına saldırı niteliği bulunmadığı değerlendirilmekle davanın reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir. 1-Açılan manevi tazminat davasının reddine …”karar verilmiştir. Verilen karar davacı vekilince istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; Haber içeriğindeki iddia ve ithamların müvekkili şirketin kişilik haklarını ihlal ettiğini ve ticari itibarını zedelediğini, davanın reddin ekarar verilmesini hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi gereğince istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava; Basın yoluyla kişilik haklarının ihlali sebebiyle manevi tazminat talebine ilişkindir. Dosya kapsamına, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici sebeplere, davaya konu yayın bir bütün olarak değerlendirildiğinde, güncel olan konuların gazetecilik tekniği gereği okuyucunun ilgisini çekmesi için çarpıcı başlıklara yer verilerek iddia kapsamında ve eleştiri sınırları içerisinde aktarılmış olmasına, kullanılan ifadelerin ağır ve sert eleştiri niteliğinde olup hakaret niteliği taşımamasına ve özle biçim arasındaki denge korunmuş olmasına, dava konusu haberde kullanılan ifadelerin basın ve ifade özgürlüğü kapsamında kalmasına göre davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından davacı vekilini istinaf istemini reddi gerekir Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usül ve yasaya uygun Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 27/09/2023 tarih, 2023/471 Esas – 2023/816 Karar sayılı kararına yönelik davacı vekilinin istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,85 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, peşin yatırılan 59,30 TL’nin mahsubuyla bakiye 210,55 TL harcın davacıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3- Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına,5- 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince var ise bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine, 6- Karar tebliğinin dairemizce yapılmasına, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 Sayılı Kanunun 31. maddesiyle değişik 6100 Sayılı HMK’nın 361/1. maddesi gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 01/11/2023