Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2023/3637 E. 2023/3133 K. 01.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/3637
KARAR NO: 2023/3133
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: TEKİRDAĞ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/08/2023 Ara Karar
NUMARASI: 2023/403
DAVANIN KONUSU: Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 01/11/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla 6100 Sayılı HMK’ nın 353.maddesi gereğince dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; Davacı firmanın her türlü şekerli şekersiz sakız üretimi, şeker, bisküvi, çikolata üretimi ve bunlar gibi mamullerin imalatı, alım ve satımını yaptığını, bu üretimi davalı Velimeşe Organize Sanayi bölgesindeki yerinde gerçekleştirdiğini, Velimeşe OSB sınırları içerisinde … ada- … parselde … pay ile malik bulunan davacı şirketin 25.10.2022 tarih ve 2552 sayılı dilekçe ile yönetim kurulu başkanlığına başvuruda bulunarak yapı ruhsatı alma talebinde bulunduğunu, karşı tarafça 2023/375 sayı ve 16/02/2023 tarihli yazı cevabı ile söz konusu taşınmazın … hissesinin kuruma ait olduğu ve bu şekli ile yapı ruhsatı düzenlenmesinin Velimeşe OSB yönetim kurulunun 09.02.2023 tarih, 2023/08 kararı ile uygun olmadığına karar verildiğinin bildirildiğini, uzun yıllardır aynı taşınmaz üzerinde faaliyetlerini yürüten davacının daha önce yapmış olduğu 04.08.2016 tarih ve … kayıt nolu başvuru neticesinde yine Velimeşe OSB Yönetim Kurulu Başkanlığı tarafından 2016/1196 sayı ve 11/08/2016 tarihli yazı ile Tekirdağ İli, Ergene İlçesi … pafta, … ada, … parselde mevzuata uygun olarak şekerli, şekersiz, dolgulu sakız imalatı yapılmasında sakınca bulunmadığı yönünde uygunluk görüşü bildirildiğini belirterek, davalı Velimeşe OSB yönetim kurulunca alınan 09.02.2023 tarih, … nolu yapı ruhsatı düzenlenmesinin uygun olmadığına ilişkin kararın öncelikle iptaline, mümkün olmaması halinde (yokluk ve butlanla) hükümsüzlüğünün tespitine, ayrıca davacının paylı mülkiyetinin bulunduğu arsanın başkasına tahsis veya devrinin önlenmesi hususunda teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; HMK m.390 gereğince ihtiyati tedbir talep edilebilmesi için davacının davadaki haklılığını yaklaşık olarak ispatlaması gerektiğini, söz konusu davada, davacının haklılığını yaklaşık olarak ispatlayamadığını, bu sebeple ihtiyati tedbirin kanuni şartları oluşmadığını, İhtiyati tedbir kararının yasal şartları oluşmaksızın ve kanuni dayanağı olmaksızın, ihtiyati tedbir kararı verilmesinin müvekkilinin mülkiyet hakkının ihlali anlamına geleceğini, davacı tarafından dosyada zikredilen taşınmaz üzerindeki ortaklığın giderilmesi için Çorlu 2.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2023/298 Esas sayılı dosyasında dava açıldığını ve derdest olduğunu, anılan dava ve dava sebebi ile verilen şerhler ile müvekkilinin taşınmazının devrinin de söz konusu olmadığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte tedbir kararı verilmesi halinde müvekkilinin uğraması muhtemel zararlara karşılık, davacının HMK md.392’de belirlenen kriterlere uygun bir teminat göstermesi gerektiğini belirterek davacının yapı ruhsatı düzenlenmesinin uygun olmadığına ilişkin kararının iptalini, mümkün olmaması halinde butlanı ve tedbir verilmesi yönündeki taleplerinin reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. İlk Derece Mahkemesince; “…Bu kapsamda arsanın mülkiyeti yönünden dava dosyasında bir uyuşmazlığın bulunmadığı sabittir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 389. maddesinde yalnızca uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceğinin ifade edildiği, dava konusu uyuşmazlıkta ise davalı yönetim kurulu kararının iptali veya yokluk veya butlanla hükümsüzlüğünün tespitinin talep edildiği, oysa ki davacının kendisinin de payının bulunduğu taşınmaza mülkiyet yönünden tahsis veya devrin önlenmesi hususunda ihtiyati tedbir talep ettiği, yani dava konusu uyuşmazlığın taşınmazın aynından kaynaklanmadığı sabit olduğundan, ancak ihtiyati tedbirin uyuşmazlık konusu hakkında verilebileceğinden, talep edilen tedbirin uyuşmazlık konusunu oluşturmadığı anlaşıldığından davacı vekilinin davacının paylı mülkiyetinin bulunduğu arsanın başkasına tahsis veya devrinin önlenmesi hususunda ihtiyati tedbir kararı verilmesi talebinin reddine, …” karar verilmiştir. Verilen ara karara karşı davacı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; Davalı Velimeşe OSB tarafından, müvekkilinin de paylı mülkiyetinin bulunduğu taşınmazın satılmasının amaçlandığını haricen öğrendiklerini, yapı üzerinde ihtiyati tedbir kararı verilmesi gerektiği halde, tedbir talebinin reddine karar verilmesinin açıkça hukuka aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi gereğince istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Talep OSB yönetim kurulu kararının iptali talebiyle açılan davada taşınmazın satışının ihtiyati tedbir yoluyla önlenmesi istemine ilişkindir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 389. maddesinde, “(1) Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. (2) Birinci fıkra hükmü niteliğine uygun düştüğü ölçüde çekişmesiz yargı işlerinde de uygulanır.” hükmü yer almaktadır. Madde metninde belirtildiği üzere, İhtiyati tedbir kararı, ancak uyuşmazlık konusu hakkında verilebilir. (HMK. m. 389/1). Somut olayda; arsanın başkasına tahsisi dava konusu olmadığından bu hususta ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği anlaşıldığından ihtiyati tedbir talebinin reddine yönelik verilen ara kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmıştır. Dosyadaki belgelere ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi ara kararında kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usül ve yasaya uygun Tekirdağ Asliye Ticaret Mahkemesinin 17/08/2023 ara karar tarih, 2023/403 E. Sayılı dosyasında ara karara yönelik davacı vekilinin istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,85 TL maktu istinaf karar ve ilam harcı peşin alındığından ayrıca harç alınmasına yer olmadığına, 3- Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına,5- 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince var ise bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 341, 352/1-b. ve 396/2 maddeleri gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/(1)-f. ve 394/(5). maddeleri gereğince, kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 01/11/2023