Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2023/3487 E. 2023/2944 K. 18.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/3487
KARAR NO: 2023/2944
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/06/2023
NUMARASI: 2019/148 Esas – 2023/472 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 18/10/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla 6100 Sayılı HMK’ nın 353.maddesi gereğince dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; … Bulvarı No: … Eyüpsultan İstanbul adresindeki dükkan niteliğindeki taşınmazda kiracı olup davalılardan … A.Ş. şirketinin ise davacıya komşu olan … numaralı dükkanda kiracı olduğunu, diğer davalılar … ve …’ın ise davalı şirketin kurucu ortakları ve temsile yetkili müdürleri , aynı zamanda işyerinin işleteni olduğunu, 11/06/2018 tarihinde davalıların işlettiği kafede başlayan yangın sonucu davacıya ait dükkanda ağır hasar oluştuğunu ve dükkan içindeki demirbaş eşya ve ürünlerle birlikte tamamen kullanılamaz hale geldiğini, yangın sebebiyle oluşan hasar ve zarar miktarının tespiti için İstanbul 9.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2018/77 D.iş sayılı dosyası ile delil tespiti talep edildiğini, ayrıca İTÜ Afet Yönetimi Araştırma ve Uygulama Merkezinin görevlendirdiği akademisyen bilirkişiler tarafından yapılan keşif inceleme ve numunelerin laboratuvar ortamında tahlil edilmesi sonucu hazırlanan 16/07/2018 tarihli rapor ile …’nin giriş kapasına göre arka sol tarafta kalan nargile köz hazırlama odası olarak tanımlanan kısımda yangının nargile közü söndürme işleminin usulüne uygun yapılmaması sebebiyle meydana gelen şerrare atlaması sonucu başladığının tespit edildiğini, davalıların kira sözleşmesine de aykırı olarak kafede yaktıkları nargile kömürünün köz sebebiyle yeterince tedbir almayarak yangına sebep oldukları ve olaydan dolayı tamamen kusurlu oldukları, kamera kayıtlarında da yangının işlettiği kafeden başladığının tespit edildiğini, İstanbul İtfaiye Müdürlüğü tarafından verilen 19/06/2018 tarihli yangın raporunda da davalıların işlettiği kafenin elektrik tesisatı kablolarında elektriksel arıza sonucu oluşan ısı sebebiyle yanma olayının başladığının belirtildiğini, yanlızca tahmine dayalı bu görüşün İTÜ Afet Yönetimi Araştırma ve Uygulama Merkezinin teknik analiz raporunda kablo numuneleri üzerinde yapılan kimyasal inceleme ile çürütüldüğünü, yangın olayından saatler sonra sorumluluktan kurtulma adına … ve …’ın şirket hisselerinin tamamını 3.kişile devrettiklerini, yine davalılar tarafından alınan 18/06/2018 tarihli karar ile … ve …’ın yönetim kurulu üyeliklerinin sonra erdirildiğini, bu nedenlerle öncelikle dava sonuçlanıncaya kadar belirlenecek teminat ile davalıların mal varlıkları üzerine ihtiyati tedbir konulmasına, davacının ticari zararı ve mahrum kalınan karı da dahil olmak üzere davanın uğradığı tüm maddi zararların tespiti ile fazlaya ilişkin tüm dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL’nin olay tarihinden itibaren uygulanacak faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, davacı vekili 14/10/2019 tarihli dilekçe ile dava dilekçesinde talep edilen 10.000 TL’nin 5.000 TL’sinin maddi tazminat 5.000 TL’sinin mahrum kalınan kar olduğunu beyan etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde; İtfaiye raporu gereğince yangına elektrik kablolarının eskimesiyle sebebiyet veren mecurun malikleri … ve …’e davanın ihbarını talep ettiklerini, davalı şirketin mecuru 20/02/2018 tarihine …’ten 2 yıl süre ile kiralamış olup mecurda bir cafe işletimi yaptığını, 11/06/2018 tarihinde meydana gelen yangında davalı şirketin işyeri ve yine aynı adreste bulunan No:…, …, …, …, …, … sayılı yan yana bulunan işyerlerinin de hasar gördüklerini, itfaiye raporunun yangının hemen üzerine alınmış olup olayı en aşikar şekilde ortaya koyduğunu, İstanbul 9.Asliye Hukuk Mahkemesi 2018/385 esas ve İstanbul 8.Asliye Hukuk Mahkemesi 2018/369 esas sayılı dosyalarında da davacıların aynı dava dilekçesi ile tarafların husumet yöneltip mal sahiplerine yöneltmediklerini, davacılar tarafından sunulan özel raporu kabul etmediklerini, ortada kesinleşmiş bir kusur bulunmadığını, dolayısı ile nedensellik bağıda bulunmadığını, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … cevap dilekçesinde; 20/02/2018 tarihli kira sözleşmesinde görüleceği üzere kiracının … A.Ş.olduğunu, tüzel kişiliği kanunla tanımlanmış bir şirketin taraf olduğu kira sözleşmesi dolayısıyla tarafına husumet yöneltilmesinin yasaya aykırı ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, ne kira sözleşmesinin tarafı olduğunu ne de şu anda şirket ile her hangi bir hukuki ilişkisinin bulunmadığını, ayrıca yer sahibinin kusuru itfaiye raporu ile sabit iken davada taraf gösterilmemesinin ve davacının yer sahibinin avukatı tarafından temsil edilmesinin kötü niyetin ispatı niteliğinde olduğunu, davacıların ilk kiracılarının bu işletmenin işleteni olup ekonomik sıkıntıları sebebiyle şirketlerinin kurularak yatırımcı olduğunu, işletene borç verildiğini, belli bir ödeme planı çerçevesinde borç geri alınınca şirketin kendisine devredildiğini, yangın öncesi kafeyi her zamanki gibi işleten ve kapatan akabinde de ifade verenin işletmeci … olduğunu, kira sözleşmesinde de şahsi olarak imzası bulunduğunu, kaldı ki işletmeci olduğu kabul edilse dahi tarafının hiçbir şahsi sorumluluk ve kusurunun söz konusu olmayacağını, …’in maliki olduğu yerin prefabrik ve ruhsatsız bir yapı olup yangının çıkış nedeninin de itfaiye raporunda çatı bölümündeki elektrik tesisatı kablolarında elektriksel arıza sonucu oluşan yanma olduğunu, yangının olduğu yapının mimari projesinin olmadığı, inşaat yapı ruhsatı ve kullanım izni bulunmadığı, ayrıca bölümler arasında yangın duvarı ve yalıtım bulunmadığını, yer sahibinin belediye yapı ruhsatına ihtiyaç duymadan yer inşa ettiğini ve bir sürü ayrı firmaya kiraladığını, yargının yayılmasını kolaylaştırması ve zararın artmasındaki tüm sorumluluğun yer sahibinde olduğunu, yangının çıkış sebebinin yer sahibinin sorumluluğundaki yapısal eksiklik zinciri sonucu olduğunu, ruhsatsız ve yıkımı gereken bir yapının tazmini talebinin sebepsiz zenginleşmeye neden olacağı ve yasaya açıkça aykırı bir talep olduğunu, bu nedenlerle davanın husumet yönünden aksi halde esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … cevap dilekçesinde; … ile aynı doğrultuda beyanda bulunarak, şahsına yöneltilen haksız ve hukuki dayanaktan yoksun talepleri kabul etmediğini, yangının çıkış sebebinin yer sahibinin sorumluluğundake yapısal eksiklik zincirinin sonucu olduğunu, davanın husumet yönünden reddine, aksi kanaatte olunması halinde davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.İlk Derece Mahkemesince; “… Davaya konu yangın olayında bina maliki ve kiralayan sıfatıyla … ve … asli kusurlu, davalı …Ş.’nin ve yetkilileri olan diğer davalılar … ve … tali kusurlu olmakla müteselsil sorumluluklarının bulunduğu, tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde davacının talebi ile bağlı kalınarak davanın kabulü ile 5.000 TL hasar bedeli ve 5.000 TL kar kaybı olmak üzere toplam 10.000 TL maddi tazminat alacağının haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla davalılardan …”karar verilmiştir. Verilen karara karşı … AŞ. vekili ile, davalılar … ve … vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davalı … AŞ. vekili istinaf dilekçesinde; Yangının elektriksel arıza sebebiyle çaktığını, kusurun taşınmazların malikine ait olduğunu, müvekkili şirket yönünden husumet sebebiyle davanın reddedilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasına ve müvekkili yönünden davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar … ve … vekili istinaf dilekçesinde; Müvekkilleri yönünden husumet yokluğu sebebiyle davanın reddedilmesi gerektiğini, bilirkişi raporuna göre yangının elektriksel bir arıza sonucunda meydana geldiğini ve müvekkillerinin sorumlu tutulamayacağını belirterek kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi gereğince istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava; Haksız fiilden kaynaklanan tazminat talebine ilişkindir. 29906 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak 02/12/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6773 sayılı kanunun 41. maddesi ile değişik HMK’nın 341/2 madde hükmü gereğince miktar ve değeri 3.000,00 TL’yi geçmeyen mal varlığına ilişkin davalar kesin olup, hüküm tarihi itibariyle kesinlik sınırı 17.830,00 TL’ye çıkartılmıştır. Bu durumda, davalıların istinaf talebine konu olan 10.000,00 TL miktar itibariyle kesin olup, verilen karara karşı yasa yolu kapalı bulunmaktadır.Buna göre, maddi tazminat talebinin kabulüne ilişkin hükmün, ilk derece mahkemesi kararının verildiği tarih itibarı ile öngörülen kesinlik sınırının altında kaldığı, maddi tazminat yönünden ilk derece mahkemesince verilen kararın kesin nitelikte olduğu, dolayısıyla istinaf edilmesinin mümkün olmadığı anlaşıldığından, davalılar vekillerinin istinaf dilekçelerinin 6100 Sayılı HMK’nın 341/2., 346/1. ve 352/1-b. maddeleri gereğince ayrı ayrı reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davalılar vekillerinin İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19/06/2023 tarih, 2019/148 Esas – 2023/472 Karar sayılı kararına yönelik istinaf dilekçelerinin 6100 Sayılı HMK’nın 341/2., 346/1. ve 352/1-b. maddeleri gereğince ayrı ayrı REDDİNE, 2- Davalı tarafça peşin yatırılan istinaf karar harcının talepleri halinde kendilerine iadesine, 3- Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerilerinde bırakılmasına, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 5- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine, Dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonunda, 6100 Sayılı HMK’nın 341/2., 346/1. ve 352/1-b. maddeleri gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 18/10/2023