Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2023/3428 E. 2023/2942 K. 18.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/3428
KARAR NO: 2023/2942
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/04/2021
NUMARASI: 2020/255 Esas – 2021/394 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 18/10/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla 6100 Sayılı HMK’ nın 353.maddesi gereğince dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; 06.07.2019 tarihinde … İşletme Müdürlüğü hizmet sahası içinde bulunan Fatih İlçesi, … Mahallesi, … Sokak, No:… adresinde davalı kurum tarafından yapılan kazı çalışmasında davacının tesislerine hasar verildiğini, davalının hasar bedelini ödememesi üzerine 17.840,77 TL hasar bedeli, 576,28 TL faiz ile birlikte toplam 18.417,05 TL’nin tahsili için İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nde … E dosya ile takip başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, davalının asıl alacak olarak gösterilmiş olan 17.840,77 TL hasar bedeli kadar kısmi ödeme yaptığını, ödeme emrinde gösterilmiş olan alacak miktarından 3.286,52 TL tutarında asıl alacak kaldığını, ilgili icra takibinde bu tutar yönünden davalının sorumluluğunun devam ettiğini belirterek; itirazın iptaline, takibin devamına, davalı aleyhine %20’den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; Davalı idare adına dava konusu yer ve tarihte yüklenici … San.ve Tic. A.Ş. + … Tic. A.Ş. iş ortaklığınca tarafından kazı çalışması yapıldığı bilgisinin anlaşıldığını, davalı idare ile müteahhit firma arasında Yapım İşleri Genel Şartnamesinin ilgili hükümleri gereğince davalı idarenin hasardan sorumlu tutulamayacağını, davacı şirketin sözkonusu hasarın meydana gelmesinde kusurlu olduğu ve yasanın emredici hükmüne rağmen mevcut tesisatını yasada belirlenen şekilde döşemediğinden tesisatlarına zarar verilmesine kendi eylem ve kusuru ile sebebiyet verdiğini, söz konusu adreste davacıya ait tesis ve kabloların ilgili yönetmeliğin emredici hükmü ve diğer hükümlerine uygun olarak imal edilmediğinin ortaya çıktığını, davacının elektrik kablosu döşeme işinin mevzuata uygun olup olmadığının araştırılması gerektiğini, söz konusu elektrik hattının elektrik kuvvetli akım tesisleri yönetmeliği hükümlerine tamamen aykırı olarak döşendiğini, davalı aleyhine davacı tarafından açılan bazı davalarda dinlenen tanıkların davacı tesisatlarının olması gereken derinlikte olmadığı tesisatın haritalandırılmadığı genelde yeterli derinlikte olmadığı yüzeyde olduğu yönünde beyanlarda bulunduklarının görüldüğünü belirterek davanın reddini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “…Dava konusu talep, davacının tesislerine zarar verilmesi olgusuna dayandığından, hasar tarihi olan 06.07.2019 tarihinde temerrüt oluşmuştur. Dava konusu taleplerin, davacının tesislerine zarar verilmesi olgusuna dayandığından, 06.07.2019 hasar tarihinden 15.11.2019 icra takip tarihine kadar geçen 132 gün için %9 yasal faiz işletilecektir. Bu nedenle işlemiş faiz 650,17 TL x 132 gün x 9 / 36000 = 21,45 TL olarak belirlenmiştir. Davacı şirketin asıl alacağı 650,17 TL, İşlemiş yasal faizi 21,45 TL, Davacı şirketin toplam alacağı 671,62 TL, olarak belirlenmiştir. Davacı şirketin, davalı …’den toplam alacağı 671,62 TL’dir. Ancak, davalı …, 17.840,77 TL ‘yi önceden ödediğinden davalının davacıya icra takip tarihi itibariyle herhangi borcu olmadığı belirlenmiştir. Tüm bu nedenlerle bu davanın kabulü ile davalının İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyasına yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 671,62-Tl üzerinden devamına, takipten sonra asıl alacak olan 650,17 Tl ye bu yasal faizi uygulanmasına, fazla istemin reddine karar vermek gerekmiştir. Davalı likit bir borcunun varlığını bildiği halde sadece alacağın tahsilini geciktirmek için itirazda bulunduğu anlaşıldığından İİY 67/2 maddesi gereğince alacağın % 20 si oranında icra inkar tazminat tutarı olan 134,00-Tl nin davalıdan alınarak davacıya vermek gerekmiştir. 1-İş bu davanın kabulü ile davalının İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyasına yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 671,62-Tl üzerinden devamına, takipten sonra asıl alacak olan 650,17 Tl ye bu yasal faizi uygulanmasına, fazla istemin reddine %20 icra inkar tazminatı tutarı 134,00-Tl nin davalıdan al davacıya verilmesine …” karar verilmiştir. Verilen karara karşı davalı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; İcra takibinde uyuşmazlık miktarının 17.840,77 TL olduğunu ve kararın istinaf edilebilir olduğunu, davanın kısmen kabulüne dair verilen kararın hukuka aykırı olduğunu, icra inkar tazminatı şartlarının oluşmadığını ve müvekkili idare lehine hükmedilen vekalet ücretinin hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasına ve davanın tümden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi gereğince istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava; Haksız fiil sebebiyle uğranılan zararın tazmini için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali talebine ilişkindir.Davacı vekili 17.840,77 TL yönünden itirazın iptali talebinde bulunmuş, ilk derece mahkemesince davanın 671,62 TL yönünden kısmen kabulüne karar verilmiş bu karara karşı davalı vekili istinaf yasa yoluna başvurmuştur. 29906 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak 02/12/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6773 sayılı kanunun 41. maddesi ile değişik HMK’nın 341/2 madde hükmü gereğince miktar ve değeri 3.000,00 TL’yi geçmeyen mal varlığına ilişkin davalar kesin olup, hüküm tarihi itibariyle kesinlik sınırı 5.880,00 TL’ye çıkartılmıştır. Bu durumda, davalının istinaf talebine ve kabule konu olan 671,62 TL miktar itibariyle kesin olup, yasa yolu kapalı bulunmaktadır. Buna göre, itirazın iptali talebinin kısmen kabulüne ilişkin hükmün, ilk derece mahkemesi kararının verildiği tarih itibarı ile öngörülen kesinlik sınırının altında kaldığı, ilk derece mahkemesince verilen kararın kesin nitelikte olduğu, dolayısıyla istinaf edilmesinin mümkün olmadığı anlaşıldığından, davalı vekilinin istinaf dilekçesinin 6100 Sayılı HMK’nın 341/2., 346/1. ve 352/1-b. maddeleri gereğince usulden reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davalı vekilinin İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesinin 27/04/2021 tarih, 2020/255 Esas – 2021/394 Karar sayılı kararına yönelik istinaf dilekçesinin 6100 Sayılı HMK’nın 341/2., 346/1. ve 352/1-b. maddeleri gereğince REDDİNE, 2- Davalı tarafça yatırılan istinaf karar harcının talep halinde kendisine iadesine, harç iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına, 3- Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, 4-Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine, Dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonunda, 6100 Sayılı HMK’nın 341/2., 346/1. ve 352/1-b. maddeleri gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 18/10/2023