Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2023/3355 E. 2023/3093 K. 01.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/3355
KARAR NO: 2023/3093
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/05/2023
NUMARASI: 2022/1072 Esas – 2023/447 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 01/11/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK’ nın 353.maddesi gereğince dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; Davacılardan alacaklı olduklarını, alacağa ilişkin davalılarca 15.05.2015 vadeli 500 Bin TL bedelli ve davalı …’ün eşi …’ün avalist olarak yer aldığı bononun verildiğini, bonoya dayalı olarak icra takibi başlattıklarını, avalist …’ün imza sahteliğini ileri sürerek menfi tespit davası açtığını, söz konusu davanın kabul edilerek, aleyhlerine kötü niyet tazminatı, harç ve yargılama giderlerine hükmedilmesi neticesinde zararlarının doğduğunu, …’ün icra mahkemesinde açtığı davanın da kabul edildiğini, bu dava kapsamında da kötü niyet tazminatı ile yargılama giderlerini ödemeye mahkum edildiklerini, davalıların resmi belgede sahtecilik suçundan dolayı hapis cezası ile cezalandırılmalarına karar verildiğini, davalıların dava dışı …’ün imzasını taklit etmeleri neticesinde zarara uğradığını, bono borçlusu …’ün erkek kardeşi davalı …’ün, … Firması yetkilisinin kız kardeşinin eşi olduğunu, bu akrabalık durumu ve geçmişe dayalı ticari ilişki kapsamında bizzat firma yetkilisi huzurunda imza atmasını istemediklerini, iyi niyetlerinin suiistimal edildiğini, davalıların kast ve kusurlarıyla kendilerini zarara uğrattığını savunarak, meydana gelen zararın davalılarca tazminini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; Zamanaşımı defilerinin bulunduğunu, zarar miktarının belirli olması sebebiyle kısmi dava açılamayacağını, davacının henüz doğmamış bir alacak için işbu davayı açtığını, zira alacağın muaccel olmadığını, hukuki yararın mevcut olmaması sebebiyle davanın reddi gerektiğini, davacının zarara uğradığını iddia ettiği alacak kalemlerinden hiçbirini ödemediğini, davacının uğradığı zarar ile müvekkiller arasında hiçbir illiyet bağının bulunmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “… HMK.nın 114. maddesi kapsamında davacının dava açmakta hukuki menfaatinin bulunması gerekmekle, işbu husus yargılamanın esasına girmeden değerlendirilmesi gereken bir dava şartıdır. Davacının, hakkına kavuşmak için mahkeme kararına muhtaç bulunması durumunda hukuki yararın var olduğu kabul edilir. (Kuru/Arslan/Yılmaz: Usul 2011, syf.262) Bir hakkın mahkeme kararına gerek olmaksızın başka bir yolla ve aynı ölçüde güvenli olarak elde edilebilmesinin mümkün olması halinde bu hakla ilgili dava açılmasında hukuki yarar bulunmamaktadır. (Yargıtay HGK. 2007/13-848, 2007/840 K.) Bu kapsamda; olası, gelecekte doğabilecek, muhtemel bir yarara karşın dava açılması mümkün değildir. (İsmail Ercan, Medeni Usul Hukuk, syf.387) Bu kapsamda, davacı, davalıların sahte imza ile ciro ettikleri bono sebebiyle açılan menfi tespit ve imza itirazı davaları kapsamında, kötü niyet tazminatı, para cezası ve yargılama giderlerini ödemeye mahkum edildiklerini, zararlarının doğduğunu savunarak, sahte imza atan davalılardan bu kararlar kapsamında uğradıkları zararın tazminini talep etmiştir. Davacının söz konusu kararlar kapsamında ödeme yapmadığı, tehiri icra kararı alındığı, zararın doğmadığı, ayrıca ilgili kararlara karşı istinaf kanun yollarının açık olduğu, istinaf başvurusunda bulunulduğu, istinaf kanun yolu sonrasında verilecek kararlar sonucunda davacının zararına konu kararların ortadan kalkabileceği, bu halde davacının bu dava ile elde etmek istediği sonucun başka şekilde elde edilmesinin mümkün olması çerçevesinde işbu davayı açmada davacının hukuki yararının bulunmadığı değerlendirildiğinden davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine …” karar verilmiştir. Verilen karara karşı davacı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; Aleyhe tesis edilen mahkeme kararları sebebiyle müvekkili firmanın icra dosyalarına sunduğu teminat mektupları sebebiyle komisyon ödediğini, ceza mahkemesinde hakkında ceza tesis edilen ve müvekkilini mağdur eden davalılara karşı dava açmada hukuki yararın mevcut olduğunu, mahkemede dava açıp, zararın tespit edilmediği sürece alacaklarına kavuşmanın mümkün olmadığını beyanla yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 355. maddesi gereğince istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Dava; Haksız fiile dayalı tazminat talebine ilişkindir. Dosya içeriğinden; davacının katılan, davalıların sanık olduğu Bakırköy 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 2018/574 Esas-2020/1157 Karar sayılı dosya içeriğinden davalıların “Resmi Belgede Sahtecilik” suçundan hapis cezası ile tecziyesine karar verildiği, eldeki davanın konusu olan bono ile ceza dosyasındaki bononun aynı bono olduğu, uyuşmazlığa konu alacağın miktar veya değerinin tam ve kesin olarak davacı tarafça belirlenememesi, talebin yargılamaya muhtaç olması sebebiyle davacının dava açmakta hukuki yararı mevcut olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf istemi yerindedir. Yukarıda açıklanan hususlar gereğince sair yönler incelenmeksizin davacı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/4. maddesi gereğince kaldırılmasına, yukarıdaki eksiklikler gereğince yargılama yapılarak yeniden karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davacı vekilinin istinaf talebinin yukarıda açıklanan sebeplerle KABULÜ ile, Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 23/05/2023 tarih, 2022/1072 Esas 2023/447 Karar sayılı kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/4. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 2- Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3- İstinaf yasa yoluna başvuran tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar ve ilam harcının talep halinde kendisine iadesine, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 5- Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, 6- İstinaf yasa yoluna başvuran tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/4. ve 362/1/g maddeleri gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve kesin olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 01/11/2023