Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/3255
KARAR NO: 2023/2934
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/10/2021
NUMARASI: 2021/59 Esas – 2021/1039 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 18/10/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla 6100 Sayılı HMK’ nın 353.maddesi gereğince dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; Davaya konu …-nolu parsel İstanbul Kadıköy … mah. No:.. adresinde mukim ve tapunun … ada …-parseli içinde müşterek olan (… blok) … Ap. binası ile kaba inşaatını davacı şirketin yapmış olduğu …- blok kaba inşaat bulunduğunu, davacının … blok binası hissedarlarından, …, … ve … ile inşaat sözleşmeleri olduğunu, bunun yanında aynı parsel içinde olma münasebetiyle davacı şirketin … hissedarlarıyla da anlaşma, muvafakat ve vekalet alarak yapılmış projeyle ruhsat alarak inşaata başladığını, … blok kaba inşaat yapmış haldeyken, önceden yapılmış bunca noter inşaat sözleşme ve anlaşmaları varken ve hukuken de geçerli olup devam ederken ve kaba inşaat yapılmışken, 85 parsel hissedarlarından …, …, … ve …, … ile davalı firma arasında hukuka aykırı bir şekilde noter vasıtası ile kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapıldığını, yarım kalmış kat karşılığı inşaat sözleşmesi, muvafakatname, ek sözleşme ve vekaletnamelerden görüleceği üzere davalı firma ile KKİS yapan yukarıda adı geçen hissedarlardan … , …, …, … ve …’ın müvekkil davacı firma ile kat karşılığı inşaat sözleşme ve anlaşmalarının devam ettiğini, davalı şirket tarafından bir KKİS konu taşınmaza hissedarlarından yukarıda adı geçenlerle yapmış olduğu KKİS sonucu müvekkil firmanın resmi ve fiili olarak inşaatı devam ettirebilme olanağı kalmadığını, bu durumun müvekkil firmanın mağduriyetine yol açtığını, davacının iş bu gecikmeden ve hukuka aykırı davranıştan dolayı menfi ve ayrıca ileride elde edeceği kazanç sebebiyle müspet zararı oluştuğunu, davalı şirketin hiçbir haklı gerekçe göstermeden tamamen usul ve yasaya aykırı bir şekilde kötü niyetli davranarak hem müvekkili şirketin zarara uğramasına sebep olduğunu belirterek … blok kaba inşaat bedelinin tespit edilmesini, inşaatın devam etmesine engel oluşturan durumun tespit edilmesini, bu gecikmeden kaynaklı davacının menfi ve müspet zararının hesaplanması ve tespit edilen bu zarar sebebiyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 10.000,00 TL tazminatın davalıdan tahsil edilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; Davaya konu İstanbul İli, Kadıköy İlçesi, … Mahallesi, No:… adresinde mukim ve tapuda … Ada, … Parsel içinde müşterek olan … blok … Apt. binası ile … blok adresindeki taşınmaz olduğunu, davacı şirketin, müvekkili … Yapı İnşaat ile herhangi bir hukuki ilişkisi olmadığının açık olduğunu 6100 sayılı Kanun’un dava şartlarının düzenlendiği 114. Maddesinde dava şartları açıkça sayılmış olup d) bendinde, Tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları; kanuni temsilin söz konusu olduğu hâllerde, temsilcinin gerekli niteliğe sahip bulunması şeklinde belirtildiğini, ayrıca husumetin dava şartı olup, kamu düzenine ilişkin bulunduğundan, yargılamanın her aşamasında mahkemece re’sen gözetilmesi gereken bir husus olduğunu belirterek davanın sıfat yokluğundan (husumetten) reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “…Tüm dosya kapsamına göre yapılan değerlendirmede; uyuşmazlığın İstanbul İli, Kadıköy İlçesi, … Mahallesi, No:.. adresinde bulunan ve tapuda … Ada, … Parsel içinde müşterek olan … blok … Apt. binası ile … blok adresindeki taşınmaz olduğu, inşaat yapım işi için davacının parsel malikleri ile Kadıköy …. Noterliğinin … yevmiye nolu, 30/01/2006 tarihli Düzenlenme Şeklinde Yarım Kalmış İnşaat Yapım Sözleşmesi, Kadıköy … Noterliğinin … yevmiye nolu, 30/03/2007 tarihli Düzenlenme Şeklinde Vekaletname ve Kadıköy …. Noterliğinin … yevmiye nolu, 19/06/2015 tarihli Düzenlenme Şeklinde Muvafakatname ve Ek Sözleşme başlıklı inşaat yapım sözleşmesi imzaladığı, … blok kaba inşaatinin yapılmasından sonra maliklerin davalı ile farklı bir sözleşme yaptıkları ( Kadıköy … Noterliğinin … yevmiye nolu, 13/07/2020 tarihli, Kadıköy …. Noterliğinin … yevmiye nolu, 09/11/2020 tarihli ve Şanlıurfa … Noterliğinin … yevmiye nolu, 01/10/2020 tarihli ) , davacı taraf beyanına göre malikler tarafından azil işleminin yapıldığı, davacı tarafa verilen süre içerisinde alacak kalemlerine dair açıklama dilekçesinde davalının hak sahipleri ile gizli olarak görüşüp gerçeğe aykırı beyanda bulunarak davacının azline sebep olunmasına ve kendileri ile sözleşme imzalanmasını sağladığının ileri sürüldüğü anlaşılmıştır. Talebin değerlendirilmesinde davacı başlangıçta kat karşılığı inşaat sözleşmesi devam ederken hak sahiplerinin davalı ile anlaştığını, bundan dolayı zararlarının olduğunu iddia etmiş, açıklama dilekçesinde ise davalının gerçeğe aykırı beyanda bulunarak haksız yere hak sahipleri tarafından azlinin gerçekleştiğini, zararlarının oluştuğunu iddia etmiş, haksız fiil iddiasında bulunarak iddiasını genişletmiştir. Tüm açıklamalar ve beyanlara göre başlangıçtaki iddialara nazaran davacının tarafı olduğu sözleşmenin sona ermesinden dolayı uğradığını iddia ettiği zararları davalıdan talep edemeyeceği kanaatine varılmakla davacının davasının Pasif Husumet Yokluğundan Reddine,…” karar verilmiştir. Verilen karara karşı davacı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; Eksik inceleme ile pasif husumet yokluğundan davanın reddine karar verildiğini, hiç bir araştırma ve inceleme yapılmaksızın, deliller toplanılmaksızın ve davanın pasif husumet sebebiyle reddedilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi gereğince istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava; Maddi tazminat talebine ilişkindir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49. maddesi geregince, “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür”. Bu hüküm dikkate alındığında kusur sorumluluğu olarak tanımlanan haksız fiil sorumluluğunun kurucu unsurları; fiil, zarar, illiyet bağı, kusur ve hukuka aykırılıktır. Haksız bir eylemin tazminat sorumluluğu doğurabilmesi için kusurlu ve hukuka aykırı bir fiil sonucunda zarar doğması, zarar ile fiil arasında da illiyet bağı bulunması gereklidir. Somut olayda, dava dışı arsa hissedarlarıyla imzalanan kat karşılığı inşaat sözleşmesinin sona ermesi sebebiyle davalıdan zararın tazmini talep edilmiş olup davalı şirket sona eren sözleşmenin tarafı olmadığından iddia edilen zarardan sorumlu tutulması mümkün değildir.6100 sayılı HMK’nın 198. maddesinde yer alan,“Kanuni istisnalar dışında hâkim delilleri serbestçe değerlendirir” hükmüne istinaden Yerel mahkemenin dosyaya sunulmuş olan delilleri takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacı vekilinin bu yöne değinen istinaf başvurusu yerinde değildir. Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usül ve yasaya uygun İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/10/2021 tarih, 2021/59 Esas – 2021/1039 Karar sayılı kararına yönelik davacı vekilinin istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,85 TL maktu istinaf karar ve ilam harcının peşin yatırılan 80,70 TL’nin mahsubuyla bakiye 189,15 TL harcın davacıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine,3- Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, 5- 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince var ise bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 18/10/2023