Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/2999
KARAR NO: 2023/2789
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 29/12/2022
NUMARASI: 2020/408 Esas – 2022/1136 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Haksız Fiilden Kaynaklanan (2918 S.K.Hariç))
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 11/10/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla 6100 Sayılı HMK’ nın 353.maddesi gereğince dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; Davalı /borçlu … Genel Müdürlüğü tarafından 03.02.2019 tarihinde Esenyurt İşletme Müdürlüğü hizmet sahası içinde bulunan … İlçesi, … Mahallesi, … Caddesi ile … Sokak kesişimi, No:… adresinde yapılan çalışma esnasında davalı tarafça gereken dikkat ve özenin gösterilmemiş olması sebebiyle müvekkili şirketin enerji dağıtım altyapısına dahil olan kablo ve tesisata hasar verildiği tespit edildiğini, meydana gelen tesis hasarı ve enerji kesintisi müvekkili şirketin yüklenici şirketi tarafından giderilmiş olduğunu, işbu hasarın onarımında sarf edilen malzeme, montaj ve işçilik gibi bedellerin zarar verenden tahsili amacıyla KDV dahil toplam 3.794,81 TL borç davalıya tahakkuk ettirildiğini,Davalı/borçlu …Kİ Genel Müdürlüğü tarafından hasar bedellerinin ödenmemesi üzerine borçlu aleyhine 3.794,81 TL hasar bedeli i1e 57,08 TL işlemiş faizi olmak üzere toplam 3.851,89 TL’nin tahsili amacıyla İstanbul …İcra Müdürlüğü’ nün … Esas sayılı takip dosyası ile ilamsız takip yapıldığını ve borçluya ödeme emri gönderildiğini, davalını ödeme emrini tebellüğ ettikten sonra borca ve icra takibine itiraz ettiğini, borçlunun itirazında icra dairesinin yetkisine, takibe, takibe konu borca, borç miktarına, faize, faiz oranına, ödeme emrine asıl alacak ve fer’ilerine itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, dava şartı teşkil eden 6102 S.’lı TTK’nın 5/A maddesi gereğince zorunlu arabuluculuk yoluna başvurulduğunu, görüşme sonunda anlaşılamadığını, anlaşılamaması üzerine ilgili anlaşamama tutanağı tanzim edilip dosyaya sunulduğunu, borçlunun borca itiraz ederek takibinin durdurulduğunu, bunun haksız ve dayanaksız olduğunu, davalının kusurlu şekilde yürüttüğü kazı çalışmaları sebebiyle uğranılan maddi zararlardan ibaret hasar bedelinden davalının sorumlu olduğunu belirterek davalının İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın reddine, takibin devamına, davalı/borçlu aleyhine hükmolunacak meblağın % 20’sinden az olmamak kaydıyla icra inkâr tazminatı ödemeye mahkûm edilmesini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında başlatılan takipte müvekkilinin borçlu gösterildiğini, takibe konu borçtan idarenin sorumlu olup olmadığını, talep edilen bedelin kadri marufunda olup olmadığı hususları yargılamayı gerektirmekte olduğundan işbu takibe süresi içerisinde itiraz edildiğini, itirazda takibe konu borçtan müvekkili idarenin sorumlu olduğu sonucuna ulaşmak mümkün olmadığını, takibe, borca, borç miktarına, faize, faiz oranına ve ferilerine itiraz edildiğini, davanın görevsizlik ve yetkisizlik sebebiyle reddine karar verilmesini, dava konusunun iddia haksız fiil iddiası ve tarih itibariyle ihtilaf söz konusu olduğundan, hak kaybı oluşmaması açısından zamanaşımı ve hak düşürücü süre itirazlarının olduğunu, davanın mahkememiz tarafından ticari nitelik arz ettiğinin kabul edilmesi ihtimalinde davacının dava şartı olan zorunlu ticari arabuluculuk hükümlerinde düzenlenen şartları yerine getirmesi ve ticari arabuluculuğa başvurması gerektiğini, arabuluculuk dava şartının usulüne uygun olup olmadığının araştırılmasını ve incelenmesi gerektiğini, söz konusu adreste müvekkili idarenin personelinin herhangi bir çalışması olmadığını, davanın idarelerine yöneltilmesinin kanuna karşı hile niteliğinde olduğunu, dava dışı yüklenici firma tarafından çalışma yapılmış olsa bile davacıya ait tesislere zarar verilmiş olup olmadığı, kim tarafından zarar verildiği hususu bilinmediğini, söz konusu yerde hasara neyin sebep olduğu hususunun tetkik edilmesi gerektiğini, eser sözleşmesi gereğince idarenin üçüncü kişilere verilen hasardan sorumluluğunun bulunmadığını belirterek, davanın usule ilişkin dava şartları yönünden incelenerek usulden reddine, davacının faiz icra inkar tazminatı ve sair tüm istemlerinin reddini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “…Somut olayımıza bakıldığında; Dosya kapsamında davacı tarafından sunulan belgeler dinlenen tanıklar ve bu itibarla, dosya kapsamına uygun, ayrıntılı ve gerekçeli oluşa göre denetime elverişli olan bilirkişi raporu kapsamında haksız fiilin meydana geldiği bunun sonucunda oluşan hasar sebebiyle maddi zararın oluştuğu sabit ise de davalının haksız fiilden sorumlu olduğunun davacı tarafından ispat edilemediği kanaatine varılmakla…1-Davanın SÜBUT BULMADIĞINDAN REDDİNE, 2-Davalının Kötü niyet tazminatı isteminin yasal koşulları oluşmadığından REDDİNE,…” karar verilmiştir. Verilen karara karşı davacı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; Üzerine düşen ispat külfetini ikmal ettiğini, hasar tespit tutanaklarının aksi davalı yanca ispat edilinceye kadar geçerli belgelerden olduğunu, davalının davacının çalışmalarına kılavuzluk edecek herhangi bir nezaretçi talebinde bulunmadığını, hasar bedeli ve icra inkar tazminatının kabulü gerektiğinden kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi gereğince istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Dava; Haksız eylemden kaynaklanan maddi hasarın tahsili için İİK.nın 67. maddesi gereğince itirazın iptali davasıdır. 29906 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak 02/12/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6773 sayılı kanunun 41. maddesi ile değişik HMK’nın 341/2 madde hükmü gereğince miktar ve değeri 3.000,00 TL’yi geçmeyen mal varlığına ilişkin davalar kesin olup, hüküm tarihi itibariyle kesinlik sınırı 8.000,00 TL’ye çıkartılmıştır.Bu durumda, davacının istinaf talebine konu reddedilen miktar 3.851,89 TL olup, miktar itibariyle kesin karar olduğundan, verilen karara karşı yasa yolu kapalı bulunmaktadır.Buna göre maddi tazminat talebine ilişkin hükmün, ilk derece mahkemesi kararının verildiği tarih itibarı ile öngörülen kesinlik sınırının altında kaldığı, maddi tazminat yönünden ilk derece mahkemesince verilen kararın kesin nitelikte olduğu, dolayısıyla istinaf edilmesinin mümkün olmadığı anlaşıldığından, davacı vekilinin maddi tazminata yönelik istinaf dilekçesinin 6100 Sayılı HMK’nın 341/2., 346/1. ve 352/1-b. maddeleri gereğince reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1- İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 29/12/2022 tarih, 2020/408 Esas – 2022/1136 Karar sayılı mahkeme kararına yönelik davacı vekilinin istinaf dilekçesinin 6100 Sayılı HMK’nın 341/2., 346/1. ve 352/1-b. maddeleri gereğince REDDİNE, 2- Davacı tarafça yatırılan istinaf karar harcının talep halinde kendisine iadesine, harç iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına, 3- Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, 4-Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine,Dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonunda, 6100 Sayılı HMK’nın 341/2., 346/1. ve 352/1-b. maddeleri gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 11/10/2023