Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/2852
KARAR NO: 2023/2606
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/04/2023
NUMARASI: 2022/636 Esas – 2023/282 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Sebebiyle)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 27/09/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla 6100 Sayılı HMK’ nın 353.maddesi gereğince dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; Davalı şirket aleyhine, davacı şirkete ait kabloları koparmış olması sebebiyle kabloların tamiri için gerekli olan malzeme ve işçilik bedellerine ilişkin olarak İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünun … Esas sayılı dosyası ile icra takibine başlandığını, davalı şirketin bu takibe itiraz etmesi sebebiyle takibe devam edebilmek amacıyla bu davanın ikame edildiğini, davalı şirketin, davacı şirkete ait varlıklarına farklı zaman ve adreslerde zarar verdiğini, davacı şirketin maddi zararının oluştuğunu, verilen zararın, icra dosyaları içeriğindeki tutanak ve diğer belgeler ile tespit edilmiş olduğunu, icra takibine yapılan haksız ve kötü niyetli itirazın iptali gerektiğini beyan ederek, davanın kabulüne, davalının fiili neticesinde meydana gelen zararların tazminine yönelik icra takibine itirazın iptaline, asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; Davacı tarafından 13 adreste kendilerine ait kablolara zarar verildiğinin iddia edildiği, fakat soyut haksız fiil iddiasıyla ilgili zararın tanzimi için öngörülen zamanaşımı süresinin geçtiğini, iddia edilen mahalledeki zararın davalı şirketin çalışması olup olmadıklarının tespit edilmemiş olduğunu, davacı tarafın tek taraflı tutanak tuttuğunu, davalı şirketin tüm çalışmalarını …’nin izni ve … tarafından verilen kazı ruhsatlarına göre gerçekleştirildiğini, muhtemel zararların davacı yanın kusurlu davranışıyla meydana gelmiş olacağını, davacı tarafın Elektrik Dağıtım Şebekeleri, Enerji Kabloları Montajı Hakkında Usul ve Esasa ilişkin yönetmelik, yeraltı kablolarının döşenmesi hakkındaki sair mevzuatlara Uymadığını, davacının değiştirdiğini iddia ettiği kablo ve diğer malzemelerin hiçbirinin fiyat açıklamasının yapılmadığını, malzeme fiyatlarından eskime ve yıpranmaya ait mahsup yapılmadığını, bu sebeplerle davacının taleplerinin bu açıdan da haksız olduğunu, bu sebeplerle davanın reddine, alacağın %20’sinden aşağı olmamak kaydı ile kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “..Dosya, elektrik elektronik mühendisi bilirkişi bilirkişiye tevdi edilmiş; 25/01/2023 tarihli rapora göre dosyadaki bilgi, belge, icra dosyası, gelen müzekkere cevapları ışığında, davalı tarafından yapılan kazı çalışmaları sırasında, davacı şirkete ait orta gerilim kablo tesislerinin zarar görmüş olduğu, meydana gelen hasarın davacı şirket ekiplerince giderilmiş olduğu, altyapı çalışması için 4 adet çalışmada kazı ruhsatı alınmamış olduğu, kazı ruhsatı alınan çalışmalarda kazı ruhsatı alınması sonrasında çalışma yapılacak olan alanda altyapı tesisi bulunan kurumlardan görüş alınması ve kazıya başlanmadan önce bu kurumlara bilgi verilmesi gerektiği, ancak dosyaya sunulmuş olan ruhsatlarda davacı kurumdan görüş alınmadığı ve çalışmaya başlamadan önce ilgili kuruma haber verildiğinin tespit edilememesi sebebiyle davalı tarafın kusurunun bulunduğu, belirtilen sebeplerle kazı çalışmaları sırasında meydana gelen hasarların çalışmayı yapan davalı şirketin sorumluluğunda olduğu, olay dönemine ait yaklaşık fiyat araştırmasına göre meydana gelen arızaların onarımı sırasında kullanılan malzeme ve işçilik maliyetlerine ait tutanaklarda belirtilmiş olan birim fiyatlara göre hesaplanan ve sunulan tabloya göre 13.096,60 TL’ nin uygun bulunduğu, 13.096,60 TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren taleple bağlılık ilkesi gereği yıllık %9 yasal faiz ve işleyecek faiz %18 KDV hesaplanabileceği, rapor edilmiş olup, yöntemince düzenlenen bilirkişi raporunun bu yönleriyle gerekçeli, denetime elverişli ve hükme esas alınabilir nitelikte bulunduğu, her ne kadar davacı tarafça takip talebinde 19.512,00 TL alacak (asıl alacak ve ferileri toplamı) talebinde bulunulmuş ise de, bilirkişi tarafından düzenlenen ve hükme esas alınan raporda, davalı tarafın kusuruna bağlı olarak alacağın toplam 13.096,60 TL olarak tespit edildiği, davalı tarafın davadan önce temerrüde düşürüldüğüne dair herhangi bir noter ihtarı vs. bulunmadığından asıl alacak dışında kalan ferilerin talep edilemeyeceği, sonuç olarak davalı tarafın 13.096,60 TL tutarındaki hasar ve zarardan sorumlu olduğu anlaşılmış olup, davacı tarafça yıllık %9,00 oranında ve değişen oranlarda yasal faiz ile yasal faize %18 KDV uygulanmasının talep edilebileceği tespitiyle beraber …1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE, 2-Davalının İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasına yaptığı İTİRAZIN İPTALİNE, toplam 13.096,60 TL asıl alacak üzerinden takibin devamına, 13.096,60 TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %9,00 oranında ve değişen oranlarda yasal faiz ile yasal faize %18 KDV uygulanmasına, 3-İİK 67/2. maddesi gereğince 13.096,60 TL asıl alacak üzerinden %20 oranında belirlenen 2.619,32 TL icra inkar tazminatının davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine, …” karar verilmiştir. Verilen karara karşı davacı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; Müvekkili şirket tarafından yapılan hasar bedeli hesaplaması, tedaş tarafından belirlenen birim fiyatlarına göre gerçekleştirilmesi gerektiğini, hükme esas alınan bilirkişi raporundaki fiyat hesaplamalarının hatalı olması sebebiyle davanın talepleri gibi kabulü gerekirken kısmen kabulüne dair kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi gereğince istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava; Haksız fiilden kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir. 29906 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak 02/12/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6773 sayılı kanunun 41. maddesi ile değişik HMK’nın 341/2 madde hükmü gereğince miktar ve değeri 3.000,00 TL’yi geçmeyen mal varlığına ilişkin davalar kesin olup, hüküm tarihi itibariyle kesinlik sınırı 17.830,00 TL’ye çıkartılmıştır.Bu durumda, davacının istinaf talebine konu reddedilen miktar 6.415,40 TL olup, miktar itibariyle kesin karar olduğundan, verilen karara karşı yasa yolu kapalı bulunmaktadır.Buna göre maddi tazminat talebine ilişkin hükmün, ilk derece mahkemesi kararının verildiği tarih itibarı ile öngörülen kesinlik sınırının altında kaldığı, maddi tazminat yönünden ilk derece mahkemesince verilen kararın kesin nitelikte olduğu, dolayısıyla istinaf edilmesinin mümkün olmadığı anlaşıldığından, davacı vekilinin maddi tazminata yönelik istinaf dilekçesinin 6100 Sayılı HMK’nın 341/2., 346/1. ve 352/1-b. maddeleri gereğince reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25/04/2023 tarih, 2022/636 Esas – 2023/282 Karar sayılı mahkeme kararına yönelik davacı vekilinin istinaf dilekçesinin 6100 Sayılı HMK’nın 341/2., 346/1. ve 352/1-b. maddeleri gereğince REDDİNE, 2- Davacı tarafça yatırılan istinaf karar harcının talep halinde kendisine iadesine, harç iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına, 3- Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, 4- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine, Dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonunda, 6100 Sayılı HMK’nın 341/2., 346/1. ve 352/1-b. maddeleri gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 27/09/2023